“12 Günlük Savaş”ta İsrail’in Füze Savunması Ne Kadar Etkiliydi?

0
75

İsrail, 12 Haziran gecesi “Yükselen Aslan” adlı büyük çaplı bir hava harekâtı başlattı. Bu operasyonun hedefinde, İran’ın nükleer tesisleri, balistik füze üretim altyapısı, Devrim Muhafızları Komuta Merkezleri ile üst düzey askeri personel ve nükleer bilim insanları bulunuyordu. İran ise karşılık olarak İsrail’e balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) yoğun saldırılar düzenledi. Bu saldırılarda 28 İsrailli hayatını kaybetti, yaklaşık 1.400 kişi yaralandı.

22 Haziran’da ABD de İran’ın nükleer tesislerine saldırılarla müdahil oldu. Ardından, 24 Haziran’da ABD arabuluculuğuyla kırılgan bir ateşkes sağlandı. Bu 12 günlük çatışma, “12 Günlük Savaş” olarak anılmaya başlandı.

İsrail’in Çok Katmanlı Savunma Sistemi

İsrail hava savunması, tehditleri etkisiz hale getirmek amacıyla üç katmanlı bir yapıdan oluşur:

  • Alt katman: Kısa menzilli roket ve havanlara karşı Iron Dome sistemi.
  • Orta katman: David’s Sling sistemi, düşük irtifada uçan İHA’lar ve 300 km’ye kadar menzilli balistik füzeleri önlemek üzere optimize edilmiştir.
  • Üst katman: Arrow 2 ve Arrow 3 sistemleri, atmosfer dışındaki uzun menzilli balistik füzeleri önlemeye yöneliktir.

Geçmiş verilere göre Arrow sistemlerinin tek başına önleme başarı oranı %80-90 civarındadır. Bir hedefe birden fazla önleme füzesi ateşlendiğinde bu oran %96’yı, üç füzeyle neredeyse %100’ü bulmaktadır. Ancak bu strateji, füze stoklarının sınırlılığı nedeniyle her zaman uygulanabilir değildir.

Gerçek Önleme Oranları: İlk Bulgular

İran, savaş boyunca yaklaşık 550 orta menzilli balistik füze fırlattı. Bunlardan:

  • En az 31’i stratejik veya sivil hedeflere isabet etti.
  • 25 ila 40’ı açık alana düştü ve zarar vermedi.
  • Kalan füzelerin bir kısmı sistem arızası nedeniyle havada başarısız oldu.

İsrail’in radar sistemlerinin, ıssız bölgelere düşecek füzeleri önceden tespit edip müdahale etmemesi, füze savunma doktrininin gereğidir. Ayrıca İran füzelerinin %10-15’inin sistemsel hata nedeniyle hedeflerine ulaşamadığı tahmin edilmektedir.

Toplamda 420-475 füzenin aktif tehdit olarak sınıflandırıldığı ve bu sayının %6,5 ila %7,4’ünün (31 adet füze) başarıyla engellenemediği tahmin edilmektedir. Bu da ortalama %92,6 ila %93,5 arasında bir başarı oranı anlamına gelir.

Bu Başarı Nasıl Sağlandı?

  1. Yazılım Güncellemeleri ve Veri Tabanı İyileştirmeleri: IAI, önceki saldırılardan elde edilen verilerle Arrow sisteminin algoritmalarını geliştirdi.
  2. ABD Desteği: ABD, THAAD sistemleri ve donanma konuşlu önleme sistemleriyle destek verdi. En az 36 THAAD füzesi kullanıldığı bildirildi.
  3. “Ateş Et, İzle, Tekrar Ateş Et” Yaklaşımı: Arrow sisteminin başarısız olması durumunda David’s Sling ve gerektiğinde Iron Dome devreye girdi. Özellikle David’s Sling’in Stunner füzeleri ile yaptığı önlemeler, sistemin kapasitesini aştığını gösterdi. Hatta Iron Dome’un Tamir füzeleriyle balistik savaş başlıklarını önlediği görüldü—ki bu, sistemin nominal sınırlarının ötesine geçtiğini ortaya koydu.

NATO İçin Ne Anlama Geliyor?

Bu savaş, füze savunma sistemlerinin mutlak güvenlik sağlamadığını ortaya koydu. İsrail gibi sistemine büyük yatırımlar yapan bir ülke dahi %100 başarıya ulaşamamıştır. Bu durum, Rusya gibi devletlerin tehdit oluşturabileceği bir senaryoda Avrupa’daki NATO üyelerinin benzer bir başarı oranına ulaşmasının zor olabileceğini göstermektedir.

İsrail-İran Savaşında Yeni Nesil Savunma Teknolojileri Sahneye Çıktı

İsrail, 12 gün süren İran ile çatışmasında ilk kez bazı yeni nesil savunma teknolojilerini operasyonel olarak kullandı. Barak hava savunma sistemlerinin sahaya sürülmesi ve elektromanyetik spektrum savunması yapan özel bir birimin kamuoyuna açıklanması, bu döneme damga vurdu.

İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) göre, İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI) tarafından geliştirilen Barak Magen sistemi, 15 Haziran’da İran’dan fırlatılan sekiz insansız hava aracını (İHA) etkisiz hale getirdi. Sistem, Sa’ar 6 korvetlerine entegre edilen uzun menzilli hava savunma sistemi (LRAD) olarak görev yapıyor. IDF, sistemin İHA’lar, seyir füzeleri, yüksek irtifa tehditleri ve kıyıdan denize füzeler gibi çok sayıda tehdide karşı etkili olduğunu açıkladı.

IAI’nin yaptığı açıklamada, Barak MX sisteminin 35 km, 70 km ve 150 km menzillere sahip önleyicilerle çeşitli hava tehditlerine karşı kapsamlı bir koruma sağladığı vurgulandı. Mandel, bu sistemin başlangıçta füze önleme amacıyla geliştirildiğini, ancak AESA radar ve çok görevli önleyicilerle donatılarak İHA’lara karşı etkili hale getirildiğini ifade etti.

Elektronik harp gücü devrede
IDF, 23 Haziran’da yaptığı açıklamada, Spectrum Warfare 5114. Tabur’un, İran’dan fırlatılan İHA’lara karşı savunmada önemli rol oynadığını duyurdu. Tabur, havadaki tehditleri gerçek zamanlı tespit ederek etkisiz hale getirebilen ileri teknoloji araçlarla desteklenmiş durumda.

Tabur Komutanı Yarbay B, “İHA’lar İran’dan geliyor ve biz bunları sürekli olarak engelliyoruz. Her başarılı müdahale, sivillerimizi ve stratejik varlıklarımızı korumaya katkı sağlıyor. Görevimiz her zaman onları korumak olacak” dedi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here