ABD Başkanı Donald Trump, 1.500 millik (≈2.410 km) menzile kadar vuran Tomahawk seyir füzelerinin satışına ilişkin nihai kararını henüz vermedi. Trump yönetimi, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’nin Tomahawk talebini değerlendiriyor; bilgi, Trump’ın Ukrayna ve Rusya özel temsilcisi tarafından hafta sonunda doğrulandı.
En az 1.500 millik menzile sahip Tomahawk füzeleri, Ukrayna’nın Moskova dahil Rusya’nın derinliklerine saldırı kabiliyetini önemli ölçüde artırır. Önceki ABD yönetimi, benzer yeteneklerin sağlanmasında isteksiz davranmıştı.
Eski Tümgeneral Keith Kellogg, Fox News röportajında Trump’ın Ukrayna’ya ABD yapımı uzun menzilli saldırı kabiliyeti verdiğini söyledi ve “sığınak diye bir şey yoktur” ifadelerini kullandı.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov ise hafta içinde yaptığı açıklamada Rusya’nın durumu “dikkatle analiz ettiğini”, füzelerin kim tarafından fırlatılacağı ve hedeflerin nasıl belirleneceğini anlamaya çalıştıklarını söyledi. Peskov, “Böyle bir adım cephedeki durumu sihirli şekilde değiştirecek bir çözüm değil” dedi.
Ukrayna, halihazırda insansız hava araçlarıyla (drone) uzun menzilli saldırılar düzenliyor; Tomahawk tedariki ise önemli bir askeri güç artışı anlamına gelir. Biden yönetimi döneminde ABD, menzili yaklaşık 190 mil (≈305 km) olan ATACMS füzelerinin Rusya içinde kullanılmasına sınırlı izin vermişti.
Fox News röportajında Başkan Yardımcısı JD Vance, Trump’ın Tomahawk satışına ilişkin henüz nihai karar vermediğini ve Avrupa ülkelerine satış yapılması halinde bu füzelerin muhtemelen Ukrayna’ya gönderileceğini belirtti. Vance, Rusya ile olası barış görüşmeleri konusunda Kremlin’in isteksizliğine dikkat çekti ve “Rusya gerçeği kabul etmeli” dedi.
Eski Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, Tomahawk kullanımının Rusya’nın tırmanışını kontrol etmeye yardımcı olacağını ve üçüncü bir dünya savaşını tetikleme riskini azaltabileceğini söyledi; ancak sözlerin eyleme dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ne Değişir?
Tomahawk füzelerinin Ukrayna’ya verilmesi, savaşın coğrafi sınırlarını genişleterek Kiev’e Rusya’nın derinliklerine yönelik doğrudan saldırı kabiliyeti kazandırır.
Bu durum Ukrayna için hem askeri hem de psikolojik bir güç çarpanı olurken, Moskova açısından yeni bir caydırıcılık baskısı oluşturur. NATO-Rusya ilişkilerinde gerilimin artmasına yol açabilecek böyle bir adım, cephe hattındaki dengeleri değiştirmekten öte, diplomasi masasında da kartların yeniden dağıtılmasına neden olabilir.
Bin 500 millik (≈2.400 km) menzil, Ukrayna’nın Moskova ve Urallara kadar uzanan kritik askeri ve enerji altyapısını hedef almasına imkân tanır. Bu, savaşın sadece cephe hattıyla sınırlı kalmayıp, Rusya’nın stratejik derinliğine taşınması anlamına gelir.
Washington’un doğrudan uzun menzilli saldırı kapasitesi vermesi, Moskova tarafından NATO’nun savaşa fiilen dâhil olması olarak yorumlanabilir. Bu da Rusya’nın NATO sınırlarında provokatif hamleleri (örneğin Baltık, Karadeniz, Kaliningrad) artırma riskini doğurur.
