Başkan Donald Trump’ın “derhal” nükleer testleri yeniden başlatma emri duyurusu, uzmanların uyarılarına göre yıllar alabilir ve yüz milyonlarca hatta milyarlarca dolara mal olabilir. Nevada Test Sahası’nın altyapı sorunları, deneyimli personel eksikliği ve uluslararası hukuki kısıtlamalar, hızlı bir yeniden başlatmayı zorlaştırıyor.
ABD’nin 30 yıldan fazla bir süre önce son nükleer patlayıcı testini yaptığı Nevada Test Sahası, artık gerçek patlamalar yerine bilgisayar modellemesine dayanıyor. Başkan Donald Trump’ın, ABD’ye “derhal” nükleer testleri yeniden başlatma emri verdiğini açıklaması — otuz yıldır süren küresel bir tabuyu altüst edebileceği endişesiyle — bazı uzmanlarda kafa karışıklığı ve kaygı yarattı. Bu uzmanlar, fiziksel testlerin modasının geçtiğini; yeniden testlerin ise yeni bir silahlanma yarışına ivme kazandıracağını savunuyor.
Bununla birlikte, Trump yönetimi içinde yaygın olan bir görüşe göre Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkelerin sistemlerini modernize etmesi nedeniyle testlere ihtiyaç duyuluyor. Bazı destekçiler, ABD’nin düşmanları test yaparsa buna yanıt verebilmek için hazır olması gerektiğini söylüyor.
Heritage Foundation’da nükleer silahlar üzerine araştırma yapan Robert Peters, “50 yıl önce sahip olduğumuz nükleer silahlarla aynı noktada duruyoruz” dedi. “Pekin, Moskova ve Pyongyang’daki otokratlara boyun eğmeyeceğimizi göstermek için bir şeyler yapmamız gerekiyor.”
Trump, “Savaş Bakanlığı”na nükleer testleri yeniden başlatma talimatı verdiğini ifade etmiş olsa da, bu konuda öncülüğü Pentagon değil, Enerji Bakanlığı’na bağlı Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi (NNSA) üstlenecek. NNSA, Las Vegas’ın yaklaşık 65 mil kuzeybatısındaki Nevada Test Sahası’nı işletiyor. ABD, en son 1992 Eylül’ünde Rainier Mesa’da bir nükleer patlama testi gerçekleştirmişti.
Testler Başkan George H. W. Bush döneminde durduruldu ve 1996 Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşması (CTBT) ile uluslararası olarak yasaklandı. Ancak ABD anlaşmayı onaylamadı; Rusya ise 2023’te onayını geri çekti.
Nevada Test Sahası’nın eski çalışanları, testlere geri dönmenin pahalı ve karmaşık olacağını söylüyor. Modern nükleer çalışma yöntemleri öncelikle bilgisayar modellemelerine ve “subkritik” testlere dayanıyor; fiziksel testlerdeki tecrübe ise zamanla azaldı.
“Personel sorunu büyük bir sorun. Test direktörleri bürokrat değil,” diyor; Nevada’da birçok silah testine katılan uzun süreli federal nükleer yetkililerden Paul Dickman. “Bu insanlar PowerPoint sunumları yapan kişiler değildi; işin pratiğini bilenlerdi.”
Test sahası altyapısı da bakıma muhtaç. Yakın zamanda tesisi ziyaret edenler, test sahasında kullanılan bazı ekipmanı “pas çukuru” diye tanımlıyor. Öte yandan, bazı NNSA çalışanları işten çıkarılmalar veya devam eden hükümet kapanmaları nedeniyle görev dışı veya izinli konumunda.
Temsilci Dina Titus (D-Nevada), “Bunlar silahları üreten, malzeme zenginleştirmesini yapan, mevcut stokları test eden insanlar” diyerek yeni bir test için federal fon kullanımı konusunda çekincelerini dile getirdi ve Cuma günü ilgili bir yasa tasarısı sunmayı planladığını açıkladı.
Bazı eski yetkililer, testlerin yeniden başlatılmasının yıllar alabileceğini söylerken, diğerleri basit bir testin altı ay içinde gerçekleştirilebileceğini belirtiyor. Obama döneminde Enerji Bakanlığı yapan nükleer fizikçi Ernest Moniz, “Eğer sadece gösteri amaçlı bir test isteniyorsa, muhtemelen mevcut stoklardan birini hazırlayıp ateşlersiniz; bu belki bir yıl sürer” dedi.
Ancak NNSA’nın eski baş yardımcısı Corey Hinderstein, basit bir testin bile 100 milyon dolara mal olabileceğini söylüyor. Hinderstein, Nevada’daki diğer operasyonları aksatmamak için yeni bir dikey şaft kazılması gerekebileceğini belirtti.
Heritage uzmanı Peters, Nevada sahasının hazır hale gelmesinin yıllar alacağını ve daha hızlı hareket etmek isteyen bir başkanın “yer üstü testi” gibi radikal bir seçeneğe yönelebileceğini ifade etti. ABD, atmosferik yani yer üstü nükleer testi 1962’den bu yana gerçekleştirmedi; bu tür testler 1963 Kısmi Nükleer Test Yasağı Anlaşması ile uluslararası olarak yasaklandı.
Trump, Çin lideri Xi Jinping ile görüşmesinden kısa süre önce Truth Social’da testlerin yeniden başlatılması emrini duyurdu. Gönderide, hangi tür testin kastedildiği net değildi; Trump amacın Rusya ve Çin ile “eşit şartlarda” olmak olduğunu söyledi.
Moskova en son 1990’da, Çin 1996’da test yaptı. 21. yüzyılda nükleer test gerçekleştiren tek ülke Kuzey Kore; son testi 2017’de bildirilmişti.
Beyaz Saray Trump’ın paylaşımının ötesinde yorum yapmayı reddetti; Enerji Bakanlığı ise bir yorum talebine yanıt vermedi. Trump, gazetecilere konuyla ilgili yakında daha fazla bilgi vereceğini söyledi.
Silah kontrol politikalarını destekleyen Arms Control Association (Silah Kontrol Derneği) yöneticisi Daryl Kimball, Beyaz Saray’ı açıklamayı netleştirmeye çağırdı, “Yaptığı açıklama kafa karıştırıcı ve tutarsız; nükleer silah politikası konusunda kafa karıştırıcı sinyaller vermeye lüksümüz yok.”
Uzmanlar, testler konusunda uluslararası bir uzlaşının zor olduğunu belirtiyor. American Institute of Physics’in (Amerikan Bilim Adamları Federasyonu yerine uygun kuruluş adıyla) Nükleer Bilgi Projesi direktörü Hans M. Kristensen, bir ülkenin testlere başlamasının “tüm kartların çökmesine” yol açabileceği uyarısını yaptı.
Trump’ın ilk döneminde üst düzey yetkililer Rusya’nın gizli düşük verimli testler yaptığından kuşkulanmıştı; Robert O’Brien gibi bazı isimler ABD’nin yeni nükleer sistemlerin güvenilirliğini gerçek ortamda test etme isteğini dile getirmişti. Senatör Tom Cotton (R-Arkansas) da Rusya ve Çin’in nükleer programlarını ilerlettiklerini savundu.
Uzmanlar, Rusya ve Çin hakkında kesin kanıt bulunmadığını vurguluyor. Carnegie Endowment for International Peace (Carnegie Uluslararası Barış Vakfı) nükleer program eş-direktörü James Acton, ABD’nin kritik seviyenin altında testler yapabildiğini ve “plütonyum kritik seviyeye erişmeden önce durdurulmak üzere tasarlanmış” testlerin varlığını belirtti.
Bazı uzmanlar, Trump’ın açıklamasının Rusya’nın iddia ettiği — nükleer güçle çalışan füzeler ve torpidolar gibi yeni silahlar geliştirme iddialarına yanıt olabileceğini söylüyor. Pentagon geçen yıl Çin’in 2030’a kadar 1.000 savaş başlığı sayısını aşabileceğini tahmin etti; bu sayı ABD ve Rusya’nın tahmini stoklarının (sırasıyla 3.700 ve 4.300) oldukça gerisinde kaldığını gösteriyor.
1992’den beri tam ölçekli yeraltı testleri durduktan sonra NNSA laboratuvarlarındaki bilim insanları, savaş başlığı çekirdeklerinin ve etrafındaki malzemelerin davranışını belirlemek için daha küçük ölçekli testler yürüttü. Stoktaki çekirdeklerin çoğu 50 yıl önce üretildiği için, tam ölçekli bir testin eksikliği bazı belirsizlikler doğuruyor. Nevada’nın kongre üyesi Dina Titus, “Tam olarak emin değiller” diye özetliyor.
Enerji bakanlığı raporlarına dayanarak başkana gönderilen yıllık durum mektuplarında bugüne kadar ilgili kurumlar genellikle testlerin gerekli olmadığını belirtmişti. Ancak bazı eski yetkililer, testlerin yeniden başlatılmasının ABD’ye stratejik değil, zararlı sonuçlar getirebileceğini; zira 1945’ten bu yana dünya çapında gerçekleştirilen 2.000’den fazla testin yaklaşık yarısının ABD tarafından yapıldığını hatırlatıyorlar.
Hinderstein, “Uzun vadede elimizde 1.000’in üzerinde testten elde edilmiş çok fazla veri var” diyerek, “Düşmanlarımız bu farkı kapatmak isteyeceklerdir” uyarısında bulundu.
Kaynak: Washingtonpost
 
		


