
Gazze’de kalıcı bir ateşkes için yapılan müzakereler, yalnızca mevcut çatışmayı sonlandırmakla kalmayıp, çok daha geniş kapsamlı bir bölgesel barışın temellerini atabilir. İsrail, ABD ve önemli Arap ülkeleri, savaş sonrası dönem için umut vadeden yeni bir diplomatik sürece odaklanmış durumda.
ABD Başkanı Donald Trump, Salı günü yaptığı açıklamada, “İsrail, 60 günlük ateşkesin kesinleşmesi için gerekli koşulları kabul etti. Bu süre zarfında, savaşı sona erdirmek için tüm taraflarla birlikte çalışacağız” ifadelerini kullandı. Henüz Hamas tarafından resmi bir onay gelmese de, Arap arabulucular, örgütün anlaşmayı yakın zamanda kabul edebileceğini belirtiyor.
İsrailli ve Arap yetkililer, bu ateşkesin 2020 yılında imzalanan Abraham Anlaşmaları’nın devamı niteliğinde bir süreci tetikleyebileceğini vurguluyor. Bu çerçevede, İsrail’in Suudi Arabistan ile ilişkilerinin normalleşmesi ve yeni bir Suriye yönetimiyle güvenlik anlaşmasının gündeme gelmesi de olası görünüyor.
Ancak bu tür büyük hedeflerin hayata geçirilmesi için İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun daha geniş tabanlı bir siyasi destek bulması şart. İsrail’de siyasi çevreler, Netanyahu’nun yakında erken seçim çağrısı yapabileceğini öngörüyor. Seçimle birlikte, mevcut sağcı koalisyonu terk edip merkez sağ bir hükümet kurarak daha esnek bir diplomasi izleyebileceği düşünülüyor.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden üst düzey bir yetkili, Trump’ın bu fırsatı değerlendirerek yalnızca Gazze’de değil, İran ile de daha geniş bir ateşkes zemini oluşturabileceğini ifade etti. Aynı yetkili, “Büyük düşünün, bu tarihsel bir dönüm noktası olabilir. Cesur olun, büyük ödülün peşinden gidin” diyerek bölgesel liderlere çağrıda bulundu.
Bu yaklaşım, İsrail’in Hamas, Hizbullah ve İran’a karşı elde ettiği askeri başarıların diplomatik kazanımlara dönüştürülmesini savunuyor. BAE yetkilisi, “Savaşta kazandığınız başarıyı, bölgede entegrasyon ve kabul görmeye yönlendirmelisiniz” dedi.
İsrailli ve Amerikalı müzakereciler, Hamas’ın aşağılayıcı törenler olmaksızın 10 canlı rehine ve 18 rehine cesedini serbest bırakmasını içeren bir iki aylık ateşkes paketi üzerinde çalışıyor. Bu süreçte ABD, Mısır ve Katar, savaşın tamamen sona erdirilmesi için diplomatik çabalarını sürdürecek. Ayrıca, Hamas liderlerinin başka bir ülkeye sürgün edilmesi ve bazı Filistinlilerin diğer Arap ülkelerinde çalışmasına izin verilmesi de paketin parçaları arasında.
Eğer kalıcı ateşkes sağlanabilirse, Gazze’nin yönetimine ilişkin yeni bir yapı gündeme gelecek. Mısır, Ürdün, Katar, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin desteklediği, Hamas dışındaki Filistinlilerden oluşan bir yönetime kademeli geçiş planlanıyor. Güvenlik gücünün bu ülkelerin askerlerinden oluşması ve ABD’li özel müteahhitler tarafından desteklenmesi öngörülüyor.
ABD ayrıca Mısır’da konuşlanacak bir üstten lojistik ve komuta-kontrol desteği sağlayabilir. BAE de bu geçiş sürecinde kritik bir rol üstleniyor; Netanyahu’nun danışmanı Ron Dermer ve ABD’li yetkililerle detaylı bir yönetim planı üzerinde görüşmeler yürütüldü.
BAE’nin önerdiği plana göre, geçiş süreci Filistin Yönetimi’nin bölgesel ortakları (Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri) davet edilerek başlatılacak. Bu ortaklar, “Hamas’la bağlantısı olmayan” yeni Filistin güvenlik güçlerini eğitmek ve donatmakla görevlendirilecek.
Yeniden yapılandırılmış bir Filistin Yönetimi’nin başında ise güvenilir, bağımsız ve yetkili bir başbakan bulunacak. Bu yapı, uzun vadede Gazze ve Batı Şeria’yı birlikte yönetecek bir hükümetin temellerini atabilir.
İsrail iç siyasetinde, Filistin Yönetimi’nin Gazze’de rol üstlenmesine sağcı koalisyon sert şekilde karşı çıkıyor. Ancak erken seçimlerin bu direnci kırabileceği değerlendiriliyor. Suudi Arabistan ve BAE, Filistin Yönetimi’nin sürece dahil edilmemesi durumunda İsrail ile diplomatik normalleşmenin gerçekleşmeyeceğini açıkça ifade etti.
BM’nin analizine göre, Gazze’deki binaların %66’sı hasar gördü veya yıkıldı. Trump, Gazzelilerin geçici olarak başka ülkelerde çalışmalarına izin verilmesini öneriyor. Bu tür bir yer değişimi, gönüllülük esasına dayandığı sürece kabul görebilir.
Trump, ilk başkanlık döneminde ilan ettiği “yüzyılın anlaşması” vizyonundan vazgeçmiş değil. Bugün Suudi Arabistan, Katar ve BAE’nin desteğini arkasına alarak bu vizyonu yeniden canlandırma fırsatına sahip.
Orta Doğu’da barış ve istikrar inşa etmek son derece zorlu bir hedef olsa da, mevcut ateşkes müzakereleri bu yolda atılmış güçlü bir adım olabilir. Gazze’deki savaşın sonlandırılması, Filistinliler için kalıcı bir çözüm oluşturulması ve İsrail’in Arap komşularıyla ilişkilerini normalleştirmesi, cesur ama ulaşılabilir hedefler arasında yer alıyor.