Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed al-Sharaa ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki tarihi görüşmesi, Ortadoğu siyasetinde yeni bir dönemin kapılarını araladı. Görüşmenin en somut sonucu, Suriye’ye yönelik “Sezar Yasası” yaptırımlarının 180 gün süreyle askıya alınması oldu.
Suriye tarihinde ilk kez bir Suriye lideri resmi olarak Beyaz Saray’da ağırlanırken, 10 Kasım 2025’teki görüşmede iki lider; ilişkilerin normalleşmesi, yeniden imar süreci ve bölgesel güvenlik konularını ele aldı.
Trump, görüşme sonrası yaptığı açıklamada Sharaa için “Güçlü bir lider” ifadesini kullanarak, “Suriye’nin başarılı bir ülke olmasını istiyoruz ve bu liderin bunu başarabileceğine inanıyorum” dedi.
Yeni Dönem ve Sezar Yasası’nda Yumuşama
ABD Hazine Bakanlığı, görüşme sonrasında “Sezar Yasası” yaptırımlarını altı ay süreyle askıya alan yeni bir kararname yayımladı. Bu karar, Mayıs ayında verilen muafiyetin uzatılması anlamına gelirken, yaptırımların tamamen kaldırılması yönündeki Şam’ın taleplerini ise karşılamadı.
Washington yönetimi, bu muafiyetin Suriye’nin altyapı ve ekonomik toparlanmasına destek amaçlı olduğunu, ancak Rusya ve İran ile ticari işlemleri kapsamadığını vurguladı.
Sharaa’nın Reform Sözü ve ABD’nin Yeni Stratejisi
43 yaşındaki Ahmed al-Sharaa, 2024 sonunda Beşar Esad’ı deviren güçlerin lideri olarak ülke yönetimini devralmıştı. O tarihten bu yana Trump yönetimi, Sharaa’yı “sert adam diplomasisi” kapsamında destekliyor.
ABD basınına göre Trump, Sharaa’yı “İran etkisini dengeleyecek, İsrail’le güvenlik anlaşması imzalayacak ve IŞİD karşıtı koalisyona katılacak pragmatik bir ortak” olarak konumlandırıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı ayrıca Sharaa ve Suriye İçişleri Bakanı Anas Khattab’ın, “Suriye liderliğinin Esad sonrası dönemde gösterdiği ilerlemeyi takdir etmek amacıyla” küresel terör listelerinden çıkarılacağını açıkladı.
Suriye’nin Yeniden İnşası ve Beklentiler
Dünya Bankası’na göre, Suriye’nin yeniden inşa maliyeti 216 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Yaptırımların gevşetilmesiyle birlikte Şam yönetimi, uluslararası finansmana erişim, küresel bankacılık sistemine dönüş ve temel altyapı ile sağlık sektörlerinin yeniden inşası için kritik bir fırsat yakaladı.
ABD yönetiminin üst düzey bir yetkilisine göre, iki ülke ayrıca Suriye’nin ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyona katılması konusunda mutabakata vardı.
Washington’un ayrıca Şam ile Tel Aviv arasında güvenlik düzenlemesi yapılmasına yönelik diplomatik arabuluculuk yürüttüğü bildirildi. Ancak Sharaa, İsrail ile “geniş kapsamlı bir normalleşme anlaşmasını” desteklemediğini belirtti.
Fidan’ın Washington Temasları
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ziyarete denk gelen Washington temaslarında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile görüşmeler yaptı.
Fidan, görüşmelerde Sezar Yasası’nın kalıcı olarak kaldırılması, Suriye’nin toprak bütünlüğü, SDG/PKK unsurlarının geleceği ve Gazze ateşkesi gibi konuların ele alındığını açıkladı.
“Suriye’deki problemler dikkatle yönetilmezse ülke bölünme riskiyle karşı karşıya kalabilir” uyarısında bulunan Fidan, “Amerikalıların da bu tehlikenin farkında olduğunu görüyoruz” dedi.
Fidan ayrıca, ABD ile yürütülen üçlü formatlı toplantıların Türkiye–ABD–Suriye iş birliği açısından yeni bir diyalog zemini oluşturduğunu vurguladı.
ABD Basınında Yankılar: “Tarihi Dönemeç”
ABD medyası, bu görüşmeyi “Ortadoğu’da cesur bir strateji değişikliği” olarak değerlendirdi.
Washington Post ve AP News, Trump’ın Sharaa’ya verdiği kişisel desteğe vurgu yaparken; Foreign Policy ve Al-Monitor, süreci Trump’ın “yeni müttefik kazanma stratejisi” olarak tanımladı.
Basında öne çıkan analizlere göre, Washington yönetiminin Şam’dan beklentileri üç ana başlıkta toplanıyor:
- Terörle Mücadele: Suriye’nin IŞİD karşıtı koalisyona resmi katılımı.
- İsrail ile İlişkiler: ABD arabuluculuğunda güvenlik anlaşmaları ve kademeli normalleşme.
- İnsan Hakları: Gözaltı kamplarında şeffaf denetim ve azınlık haklarının güvenceye alınması.
Uluslararası medyaya göre bu ziyaret, ABD’nin Suriye’yi İran etkisinden uzaklaştırma ve Batı eksenine yeniden entegre etme hamlesinin ilk adımı.
Önümüzdeki 180 gün, hem sahadaki gelişmeler hem de yaptırım sürecinin kalıcı kaldırılıp kaldırılmayacağı açısından belirleyici olacak.



