ASELSAN tarafından geliştirilen ALP 100-G Alçak İrtifa Radarı, 2024 yılı itibarıyla test ve kabul faaliyetleri yürütülen yeni nesil bir hava gözetleme sistemi olarak öne çıkıyor. Radar, özellikle alçak irtifada uçan İHA, drone, helikopter ve seyir füzesi tehditlerinin tespiti ve takibi amacıyla tasarlandı.

AESA (Aktif Elektronik Taramalı Dizi) teknolojisine sahip ALP 100-G, S-Band frekansında çalışıyor ve üç boyutlu (3D) hava resmi üretebiliyor. Sistem; 360 derece yatay kapsama, geniş dikey tarama açısı ve çoklu hedef izleme yetenekleriyle, mevcut uzun menzilli radar ağlarında oluşabilecek alçak irtifa boşluklarını doldurmak (gap-filler) üzere konumlandırılıyor.

Mobil, hızlı ve entegre bir yapı

Araç üstü mobil mimariye sahip ALP 100-G, kısa sürede konuşlandırılabilmesi ve farklı coğrafyalara hızlı intikaliyle dikkat çekiyor. Sistem, A400M sınıfı askeri nakliye uçaklarıyla taşınabilecek şekilde tasarlandı.
Radar; IFF Mod-5/S dost-düşman tanıma kabiliyeti sayesinde ulusal komuta-kontrol (C2) ağlarıyla entegre çalışabiliyor.

İHA ve C-UAS mimarisinde sensör katmanı

ALP 100-G, artan küçük ve orta sınıf İHA/drone tehdidine karşı Türkiye’nin alçak irtifa hava savunma mimarisini güçlendirmeyi hedefliyor. Radar; radar, RF, elektro-optik ve elektronik harp unsurlarının birlikte çalıştığı İsansız Hava Araçlarına Karşı Tedbir Sistemi C-UAS (Counter-UAS) mimarisinde sensör katmanının önemli bileşenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Bu yönüyle sistem, Çelik Kubbe yaklaşımı kapsamında kritik tesisler, askeri üsler ve stratejik konuşlanmalar için erken uyarı ve hedef bilgisi üretmeyi amaçlıyor.

İHA Çağında Kör Nokta: Ulusal Hava Savunma Radarları Neden Yetersiz Kalıyor?

Geleneksel ulusal hava savunma mimarileri, öncelikli olarak yüksek irtifa ve yüksek hızda seyreden savaş uçakları ile balistik füzeleri engellemek üzere kurgulandığından, modern İHA ve dron tehditlerine karşı yapısal bir “kör nokta” barındırmaktadır.

Bu tespit zafiyetinin temelinde, küçük dronların savaş uçaklarına kıyasla ihmal edilebilir düzeyde kalan radar kesit alanları (RCS) ve kuş sürüleri ya da meteorolojik olaylarla benzerlik gösteren düşük hız profilleri yatmaktadır. Çoğu konvansiyonel radar sistemi, “yer gürültüsü” (ground clutter) olarak adlandırılan coğrafi engelleri ve atmosferik parazitleri elemek üzere agresif filtreleme algoritmaları kullandığından, radar ufkunun altında, yavaş ve alçak irtifada seyreden bu platformları “tehdit dışı gürültü” olarak sınıflandırarak operatör ekranlarına yansıtmamaktadır.

Fiziksel tespit zorluklarına ek olarak, yeni nesil İHA’ların otonom seyrüsefer yetenekleri ve “radyo sessizliği” (RF silence), savunma doktrinlerinde köklü bir değişikliği zorunlu kılmaktadır. Radyo frekansı yaymadan, önceden yüklenmiş GPS rotalarını takip eden sistemlerin elektronik dinleme ağlarını by-pass etmesi, hava sahası güvenliğinde tek tip radar sensörünün artık yeterli olmadığını kanıtlamıştır. Bu asimetrik tehdit tablosu, savunma planlayıcılarını klasik radar ağlarını; elektro-optik, akustik sensörler ve elektronik harp unsurlarıyla desteklenen, çok katmanlı ve hibrit bir algılama mimarisine dönüştürmeye yöneltmektedir.

ALP 100-G küçük dronları tespit edebilir mi?

Son dönemde İzmit, Balıkesir ve Ankara çevresinde yaşanan İHA olaylarının ardından, ALP 100-G’nin bu tür hedefleri tespit edip edemeyeceği sorusu gündeme geldi. Radar için ifade edilen yaklaşık 180 km seviyesindeki azami menzil, esas olarak daha büyük radar kesit alanına (RCS) ve daha yüksek irtifaya sahip hedefler için geçerli kabul ediliyor.

Küçük, düşük hızda ve çok alçak irtifada uçan ticari dronelar söz konusu olduğunda, tespit mesafesi fiziksel sınırlamalar nedeniyle önemli ölçüde kısalıyor. Bu nedenle ALP-100-G, bu hedeflere karşı tek başına nihai çözüm olarak değil, çok sensörlü C-UAS mimarisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Orlan-10 ve Shahed sınıfı İHA’lar radarın hedef setinde

Rus yapımı Orlan-10 ve İran yapımı Shahed-136 (Şahid) sınıfı İHA’lar, ALP 100-G’nin hedef setinde yer alan platformlar arasında gösteriliyor.

  • Orlan-10, 1.000–5.000 metre irtifa bandındaki uçuş profili ve görece belirgin gövde yapısı sayesinde koşullara bağlı olarak onlarca kilometre mesafeden tespit edilebilir bir hedef olarak değerlendiriliyor.
  • Shahed/Şahid sınıfı İHA’lar ise sürekli motor çalışması, seyir füzelerine benzer hız ve uçuş karakteristiği nedeniyle daha uzun menzillerden radar tespitine imkân tanıyor.

Uzmanlara göre bu tür platformlar, hız, irtifa ve Doppler izi avantajları sayesinde ALP 100-G’nin erken uyarı rolünü daha etkin şekilde yerine getirmesine olanak sağlıyor.

HİSAR ve SİPER ile katmanlı angajman

ALP 100-G’den elde edilen hedef izlerinin, komuta-kontrol ağları üzerinden HİSAR ve SİPER hava savunma sistemlerine aktarılması, angajman karar süresi açısından önemli bir zaman kazancı ortaya çıkarıyor. Bu sayede özellikle Şahid benzeri tek yönlü saldırı İHA’ları ve seyir füzeleri, daha erken safhada sınıflandırılabiliyor.

Savunma analistlerine göre bu entegrasyonun temel getirisi, doğru hedefe doğru silahın yönlendirilmesi ve pahalı önleyicilerin gereksiz kullanımının önlenmesi.

Ukrayna tecrübesi ve çıkarılan dersler

Ukrayna savaş sahası, İran yapımı Şahid/Shahed tipi tek yönlü saldırı insansız hava araçlarının (loitering munition) klasik hava savunma mimarilerini hem ekonomik hem de taktik açıdan nasıl zorladığını ortaya koyan güncel bir laboratuvar niteliği taşıyor.

Rusya’nın Şahid’leri dalgalar halinde ve yoğun biçimde kullanması, Ukrayna’yı pahalı hava savunma füzelerini tüketmeden savunma yapmaya zorlarken, alçak irtifa hedeflerinin erken tespiti ve maliyet-etkin angajman yöntemlerini ön plana çıkardı. Bu tablo, modern hava savunma konseptlerinde sürdürülebilirliğin en az vurma kabiliyeti kadar kritik olduğunu gösterdi.

Şahid’leri “zor hedef” yapan unsurlar

Şahid tipi İHA’lar; düşük ve orta irtifada uçabilmeleri, uzun menzilleri ve nispeten düşük radar kesit alanları nedeniyle klasik hava savunma radarları için “uçak” kategorisinde değerlendirilemeyen hedefler oluşturuyor. Küçük ve orta boy motorlu bu platformlar, özellikle radar ufkunun altında uçtuklarında tespit ve teşhisi zorlaştırıyor.

Sahadaki taktik evrim de savunma üzerindeki baskıyı artırdı. Karmaşık rota planlamaları, farklı irtifalardan eşzamanlı yaklaşmalar, doygunluk (swarm) mantığına yakın saldırı dalgaları ve zamanlamalı karma taarruzlar, mevcut hava savunma sistemlerinin reaksiyon sürelerini ve angajman kapasitesini sınırlıyor.

Ukrayna’nın sahada öne çıkan karşı tedbir yaklaşımı

Ukrayna, pahalı SAM ve ABM füzelerini her hedefe karşı kullanmanın sürdürülebilir olmadığını görerek çok katmanlı ve maliyet-etkin bir savunma yaklaşımına yöneldi.

Bu çerçevede, Şahid’lerin karakteristik motor seslerini yakalamaya odaklanan akustik tespit ağları öne çıktı. Yaygın sensörler ve saha raporlama ağlarıyla desteklenen bu yapı, radar kapsama boşluklarının kapatılmasına yardımcı oldu.

Sahada ayrıca mobil ateş timleri ve düşük maliyetli önleme çözümleri giderek daha fazla önem kazandı. Hafif silahlar, yakın hava savunma unsurları ve uygun maliyetli önleyici İHA konseptleri, yüksek maliyetli füzelere alternatif olarak tartışılmaya başlandı.

Rusya’nın aldatıcı (decoy) İHA’lar kullanarak radarları aktif hale getirdiği, ardından Şahid’ler, seyir füzeleri ve balistik füzelerle katmanlı baskı kurduğu saldırılar ise sensörlerin korunması, dağıtık konuşlandırılması ve pasif algılama yöntemlerinin önemini artırdı.

Ukrayna’dan çıkan ders: “Radarı görmek yetmez, sürdürülebilir angajman gerekir”

Ukrayna tecrübesi, Şahid tehdidine karşı iki temel sonucu net biçimde ortaya koydu.

Birincisi, alçak irtifa hedeflerinin tespiti için yalnızca uzun menzilli radarların yeterli olmadığı; gap-filler radarlar, RF algılayıcılar, elektro-optik/kızılötesi (EO/IR) sistemler ve pasif sensörlerin entegre biçimde kullanılması gerektiği.

İkincisi ise vuruş maliyetinin kritik bir değişken haline geldiği gerçeği. On binlerce dolar değerindeki hedeflere yüz binlerce hatta milyonlarca dolarlık önleyici füzeler harcamak uzun vadede sürdürülebilir değil. Bu nedenle kısa menzilli, ucuz ve seri üretilebilir önleme katmanları modern hava savunma mimarisinin merkezine yerleşiyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here