F-15 Strike Eagle Pilotlarından Çarpıcı İtiraflar: İHA’lar Karşısında Büyük Zorluk Yaşadık

0
125

F-15 savaş pilotu Binbaşı Benjamin “Irish” Coffey, geçen ilkbaharda jetini karanlık bir gecede havalandırırken, İran’ın İsrail’e yönelik büyük saldırısında mühimmatlarının tükenmesini beklemiyordu. 13 Nisan gecesi İran, 300’den fazla insansız hava aracı (İHA), balistik ve seyir füzesi ateşleyerek beklenenden çok daha büyük bir saldırı gerçekleştirdi. ABD ordusu bu saldırıyı durdurmak için tüm imkânlarını seferber etti.

Coffey ve silah sistemleri subayı Yüzbaşı Lacie “Sonic” Hester, F-15 Strike Eagle için belirlenen minimum güvenli irtifanın altında, İran’a ait bir İHA’ya tehlikeli bir şekilde yakın uçtuklarını ve silah kullandıklarını CNN’e verdiği röportajda anlattı. Ancak manevralar sonuçsuz kaldı; hedefi vuramadılar. Coffey, “Arazinin hareketlendiğini ve yere yaklaştığımızı hissediyorduk. Tekrar denemek büyük bir riskti,” dedi.

O gece ABD kuvvetleri, 70 İHA ve 3 balistik füzeyi etkisiz hale getirmeyi başardı. Ancak bu saldırı, ABD Hava Kuvvetleri için bir ilkti. Pilotlar, böyle büyük çaplı ve uzun süreli bir İHA saldırısına karşı mücadelede zaman zaman zorluk yaşadıklarını belirtti. Orta Doğu’da adı açıklanmayan bir ABD askeri üssünde de kaos yaşandı. Hava savunma sistemleri İran füzelerini durdururken askerler sığınaklara koştu.

ABD kuvvetleri, İsrail’in Suriye’de İran’a yönelik bir saldırısına misilleme olarak İran’dan büyük bir saldırı bekliyordu. Ancak, F-15 pilotu Yarbay Timothy “Diesel” Causey’nin ifadesine göre, bu çapta bir saldırıya hazırlık yapmak için yeterli zamanları olmamıştı.

İran’ın kullandığı saldırı dronları, ucuz ve yavaş olmalarına rağmen sofistike radar sistemlerini kolayca yanıltabiliyordu. Coffey, “Bu uçaklar, savaş uçağının tespit yeteneğinin sınırlarında,” diyerek saldırının teknik zorluklarını açıkladı. Ayrıca, F-15E Strike Eagle’ın taşıdığı sınırlı sayıda füzenin hızla tükenmesi işleri daha da zorlaştırdı.

Yarbay Curtis “Voodoo” Culver, “Görevimiz, elimizdeki tüm silahlarla İHA’ları düşürmekti,” diyerek mühimmatın sadece 20 dakika içinde tükendiğini ifade etti.

Füzeler tükendikten sonra pilotlar, üsse dönerken Patriot hava savunma sistemleri tarafından durdurulan füzelerin enkazlarının yağmur gibi üzerlerine düştüğü bir ortamda iniş yapmak zorunda kaldı. Bazı uçaklar, “asılı füze” durumu nedeniyle tehlikeli inişler gerçekleştirdi. Bu durum, savaşın risklerini daha da artırdı.

“Asılı füze” (İngilizce: “hung store” veya “hung missile”) terimi, bir savaş uçağında fırlatılması planlanan bir füzenin veya mühimmatın, teknik bir arıza nedeniyle tam olarak serbest kalamaması durumunu ifade eder. Bu, füzenin taşıyıcı pilona (uçağın füze ya da bomba taşıdığı bağlantı noktası) bağlı kalmaya devam ettiği anlamına gelir.

Coffey, “Bu füzenin aktif olup olmadığını ve kanadımızda patlayıp patlamayacağını da bilmiyoruz,” diyerek inişin ne denli tehlikeli olduğunu ifade etti. Aynı zamanda üs, kırmızı alarma geçti ve durum daha da karmaşık bir hal aldı.

O geceki operasyonlara katılan pilotlar ve ekipler cesaretlerinden dolayı ödüller aldı. Coffey ve Hester, kahramanlıkları için Gümüş Yıldız ile ödüllendirilirken, Wicks Bronz Yıldız aldı. Culver ve Causey ise olağanüstü başarılarından dolayı Üstün Uçuş Haçı’na layık görüldü.

Culver, “Bu mücadele, modern savaşın nasıl değiştiğini gösteriyor. Artık insan değil, İHA’larla mücadele ediyoruz ve bu masum hayatları koruma üzerine odaklanıyor,” diyerek modern savaşın yeni doğasını özetledi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here