İngiltere İşçi Partisi hükümeti, mevcut yedi Astute sınıfı denizaltının yerini almak üzere SSN-AUKUS sınıfı nükleer tahrikli avcı denizaltılarını (SSN) tedarik etmeyi hedeflediğini duyurdu. Astute sınıfının son denizaltısı 2020’lerin sonlarında hizmete girmiş olsa da, yeni denizaltıların inşası ve teslimatı 2030’ların sonlarında başlayacak.

Stratejik Savunma İncelemesi (SDR) kapsamında belirlenen plana göre, Birleşik Krallık’ın kaç adet SSN-AUKUS sınıfı denizaltı tedarik edeceği netleştirildi. Bu sayede, İngiliz savunma sanayisinin kapasite planlaması kolaylaştırılacak.

SDR’de yer alan ifadeyle, “SSN avcı denizaltılarının planlanan sayısının onaylanması, nükleer denizaltı inşa kapasitesi ve üretim hızı açısından netlik sağlayacaktır.” Hükümetin açıklamaları, bu hedefe ulaşmak için ciddi çaba gerektiğini ortaya koyuyor.

Plana göre, her 18 ayda bir yeni bir SSN-AUKUS denizaltısı, BAE Systems’ın Barrow-in-Furness tersanesinde üretilecek. Tahrik sistemlerine ait çekirdek reaktörler ise Rolls-Royce’un Raynesway tesislerinde üretilecek. Bu hedefin gerçekleşmesi durumunda, her iki tesiste de önemli yatırımlar ve kapasite artırımları yapılması bekleniyor.

İngiliz hükümeti, bu sınıftan “en fazla 12” denizaltı almayı planladığını ifade ederek sayının aşağı yönlü revize edilebileceğini belirtti. Ancak zaman çizelgeleri ve finansman konularında hâlâ belirsizlikler bulunuyor.

SSN-AUKUS halen geliştirme aşamasında. BAE Systems, Babcock ve Rolls-Royce’a toplam 4 milyar sterlinlik (yaklaşık 4,97 milyar dolar) sipariş verildi ve tasarımın 2028’e kadar tamamlanması bekleniyor. Avustralya da projeye katkı sağlamak üzere tesis yatırımları yapacak.

Astute Programından Alınan Dersler

Yerini SSN-AUKUS’a bırakacak olan Astute sınıfı, geçmişte teknik problemler, tedarik zinciri sıkıntıları, artan işçilik maliyetleri ve tasarım değişiklikleri nedeniyle ciddi üretim gecikmeleri ve maliyet aşımları yaşadı. Yedi adet Astute sınıfı denizaltının toplam maliyeti yaklaşık 12,2 milyar sterlin olarak hesaplanıyor.

Astute programındaki birçok zorluğun, Soğuk Savaş sonrasında İngiliz denizaltı endüstrisinin çöküşünden kaynaklandığı kabul ediliyor. Dönemin yüklenicisi GEC Marconi, deneyimli mühendisleri işten çıkardı ve Barrow-in-Furness tersanesindeki çalışan sayısı 13.000’den 3.000’e düştü. Şu anda tersanede 10.000 çalışan bulunmakta ve bu sayının 17.000’e çıkarılması planlanıyor.

Nükleer Caydırıcılığın Yenilenmesi

SSN-AUKUS planı, ASTRAEA programı kapsamında İngiltere’nin nükleer savaş başlıklarının yenilenmesiyle eş zamanlı yürütülüyor. Bu çerçevede 15 milyar sterlinlik (yaklaşık 20 milyar dolar) yatırım planlanıyor. SSN ve ASTRAEA projelerinin toplamda 30.000 kişiye istihdam sağlaması, stajyer ve mezun alımını iki katına çıkarması bekleniyor.

Ancak tüm fonlar doğrudan savaş başlıklarına yönlendirilmeyecek. AWE (İngiliz Nükleer Silah Enstitüsü) altyapısının modernizasyonu da büyük bir mali yük oluşturuyor. Savunma Nükleer İşletmesi (DNE) çatısı altındaki bu kurum, savunma sanayisinin nükleer ayağının temel yapı taşı olarak öne çıkıyor.

DNE’nin yıllık savunma bütçesinin %18’ine karşılık gelen yaklaşık 118 milyar sterlinlik maliyetle çalıştığı, bu rakamın 2035’e kadar 130 milyar sterline (yaklaşık 172 milyar dolar) yükselebileceği ifade ediliyor.

ASTRAEA (Advanced Strategic Technology for Reliable and Effective Atomic Arsenal), İngiltere’nin mevcut nükleer savaş başlıklarını yenileme ve Trident II D5 füzeleri için yeni nesil savaş başlığı geliştirme programıdır.

Savunma Nükleer İşletmesi (DNE – Defence Nuclear Enterprise), Birleşik Krallık’ın nükleer caydırıcılık kabiliyetinden sorumlu tüm kurum, tesis, program ve personelin oluşturduğu stratejik yapıdır. İngiliz hükümeti için nükleer kuvvetlerin planlanması, üretimi, işletilmesi ve sürdürülebilirliğini sağlayan kritik bir yapıdır.

Stratejik Rol ve Geleceğe Yönelik Vizyon

Birleşik Krallık’ın 225 nükleer savaş başlığı bulunuyor ve bunların 40’ı denizaltılarda konuşlandırılmış durumda. Vanguard sınıfı denizaltılarda kullanılan Trident II füzelerine daha fazla savaş başlığı yüklenmesi, Rusya’nın A-235 gibi stratejik hava savunma sistemlerine karşı caydırıcılığı artırma hedefiyle değerlendiriliyor.

A-235 “Nudol”, Rusya’nın Sovyet döneminden kalan A-135 füze savunma sisteminin halefidir. Moskova ve çevresini korumak için geliştirilen bu sistem, yüksek irtifa ve hipersonik tehditleri engellemek üzere tasarlanmış çok katmanlı bir hava savunma şemsiyesi sağlar.

2021 SDR (İngiltere’nin ulusal güvenlik ve savunma politikasını belirleyen en üst düzey resmi belge ve yol haritasıdır.) ile toplam savaş başlığı sayısı 260’a çıkarıldı. Önceki taahhütlerin aksine, CASD (Sürekli Denizaltı Caydırıcılığı) kapsamında daha fazla füze ve başlık taşınması artık savunma doktrininin parçası.

CASD, yani Sürekli Denizaltı Caydırıcılığı (Continuous At-Sea Deterrent), Birleşik Krallık’ın nükleer caydırıcılığını kesintisiz olarak denizaltılar aracılığıyla yürütme stratejisidir.CASD, İngiltere’nin en az bir nükleer silahlı denizaltısının her an okyanusta devriye gezmesini sağlayan savunma doktrinidir. Bu strateji sayesinde İngiltere, olası bir nükleer saldırıya uğrasa bile “ikinci vuruş” (second-strike) yeteneğini korur.

Mürettebat ve Finansman Zorlukları

Eğer 12 adet SSN-AUKUS inşa edilirse, Kraliyet Donanması’nın eğitimli mürettebat temini ve yüksek işletme maliyetleri gibi ek zorluklarla karşılaşması olası. Silahlı Kuvvetlerin yetersiz finansmanı, hâlihazırda birçok kabiliyet boşluğuna yol açmış durumda. Bu nedenle SDR, yalnızca tehditlere uygun sistemlerin tedarikine değil, aynı zamanda bu sistemlerin kullanılabilirliğine de odaklanmaktadır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here