İsrail Hava Kuvvetleri (IAF), Yemen’in batısında Husilerin kontrolündeki Hudeyde limanına düzenlediği hava saldırısının görüntülerini yayınladı.
Videoda IAF savaş uçakları tarafından fırlatılan füzelerin limanda yük boşaltmak için kullanılan dört büyük konteyner vincini vurduğu görülüyor. “Uzatılmış Kol” adı verilen operasyon sırasında savaş uçaklarına yakıt ikmali yapıldığını ve saldırının ardından bazı uçakların İsrail hava üslerine geri döndüğünü gösteren görüntüler de yayınlandı.
Onlarca İsrail uçağı tarafından gerçekleştirilen saldırıda vinçlerin yanı sıra limandaki yakıt depoları ve enerji altyapısı da hedef alındı.
İsrail saldırı grubunda F-15, F-16 ve F-35 savaş uçakları, keşif uçakları ve yakıt ikmal uçakları yer aldı. Hedefin İsrail’den yaklaşık 1,800 kilometre (1,100 mil) uzakta olması nedeniyle IAF tarafından şimdiye kadar gerçekleştirilen en uzak eylemlerden biri olarak gösteriliyor.
İsrail ordusu, yakıt deposunun vurulmasının Husi ekonomisine büyük bir darbe vuracağını iddia etti. Vinçlerin hizmet dışı bırakılması Husilerin Kızıldeniz’deki ticari faaliyetlerini ve İran silahlarını liman üzerinden getirmelerini engelleyeceğini belirtti.
Bu arada IAF, hava saldırısına karşılık misilleme gelme ihtimaline karşı yüksek alarmdaydı. IAF, Yemen’deki saldırının ardından sadece Husilerin değil, Suriye ve Irak’takiler ve Lübnan’daki Hizbullah da dahil olmak üzere bölgedeki diğer İran destekli grupların da saldırılarını artıracağını değerlendirdi.
İsrail ordusuna göre Yemen’deki Husiler son dokuz ay içinde İsrail’e 220’den fazla balistik füze, seyir füzesi ve insansız hava aracı fırlattı. Bu saldırıların çoğu, sonuncusu Pazar sabahı olmak üzere, İsrail’in en güneyindeki Eilat kentine yönelikti.
İran destekli grubun mühimmatlarının büyük çoğunluğu, Kızıldeniz’de konuşlu ABD güçleri ve İsrail hava savunma sistemleri ve savaş uçakları tarafından durduruldu ya da hedeflerini ıskaladı.
İsrail’in hava savunmasının “hermetik” yani tamamen sızdırmaz ve mükemmel koruma sağlayamadığını belirten askeri yetkililer, ülkeye yönelik daha başarılı insansız hava aracı saldırıları olabileceği uyarısında bulundu. Ancak, IAF’ın bu saldırıları önlemek için her türlü önlemi aldığını da eklediler.
Husi insansız hava aracı Tel Aviv’e ulaşmak için 2.600 kilometre uçtu
İsrail Hava Kuvvetleri tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Husiler tarafından Cuma sabahı erken saatlerde Tel Aviv’e fırlatılan İran yapımı insansız hava aracı İsrail’e ulaşmak için 2.600 kilometreden (1.600 mil) fazla yol kat etti.
Modifiye edilmiş İran yapımı Samad-3, doğrudan olmayan bir uçuş yolu izledi. Bu durum, hava savunma birlikleri tarafından tehdit olarak sınıflandırılmamasına sebep oldu. IAF soruşturmasına göre, patlayıcı yüklü insansız hava aracı Yemen’den batıya doğru Kızıldeniz üzerinden uçarak Eritre’ye ulaşmış, ardından Sudan ve Mısır üzerinden kuzeye uçarak Akdeniz’e ulaşmış ve sonra Tel Aviv’e doğru yönelmiştir. Bu noktada insansız hava aracı, İsrail radarında tanımlanamayan bir hedef olarak belirdi. İnsansız hava aracının Tel Aviv’e deniz yönünden yaklaşırken altı dakika boyunca izlendiği ve daha sonra birkaç dakika boyunca radara girip çıktığı tespit edildi. İnsansız hava aracı yaklaşık 16 saat boyunca havadaydı ve saatte 148-185 kilometre hızla uçtu.
Soruşturma, hedef ilk tespit edildiğinde şüpheli bir insansız hava aracı olarak sınıflandırılmış olsaydı, IAF’nin savaş uçakları veya kara ya da deniz tabanlı hava savunma sistemleri kullanarak onu vurmak için yeterli zamanı olacağını ortaya koydu. Hava savunma personeli insan hatası nedeniyle hedefi bir tehdit olarak sınıflandırmadı ve İHA Tel Aviv’i vurdu.
IAF’ın radar analizlerinde, operatörler o sırada İran destekli başka bir grup tarafından Irak’tan fırlatılan bir insansız hava aracını izlemeye odaklanmıştı. Bu insansız hava aracı savaş uçakları tarafından düşürülmüştü. IAF, operatörlerin sık sık hedeflerin radara girip çıktığını gördüklerini, bunların bazı durumlarda kuşlar ya da bulutların neden olduğu bozulmalar olduğunu açıkladı. Buna ek olarak, IAF İsrail’e kuzeyden, doğudan ve güneyden yaklaşan hedeflere odaklanırken, batıdan yaklaşan hedeflere daha az odaklanıyordu.
Saldırının ardından IAF, hedeflerin kaçırılmaması ve doğru sınıflandırılması için radar sistemlerini analiz eden operatör sayısını iki katına çıkardı. Ayrıca, gelen tehditleri daha iyi tespit edebilmek için özellikle Akdeniz’de hava devriyelerini artırdı.
