İsrail istihbarat teşkilatı Mossad’ın, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Katar’daki Hamas liderlerine yönelik hava saldırısına karşı çıktığına dair yeni ayrıntılar ortaya çıktı. İsrail savaş planlayıcıları, Washington’un müdahale etme şansını azaltmak için hızlı bir operasyon planını tercih etti. Salı günü İsrail’e ait F-15 ve F-35 savaş uçakları Kızıldeniz üzerinde uçarak, Suudi Arabistan üzerinden geçen uzun menzilli havadan karaya füzeleri Doha’ya yönlendirdi.
Washington Post’un İsrailli yetkililere dayandırdığı haberde Mossad, kara operasyonu planını uygulamayı reddederek Netanyahu’yu uzaktan gerçekleştirilen ve tartışmalara yol açan hava saldırısına yöneltti.
Mossad Direktörü David Barnea, Katar ile diplomatik kanalların korunmasının stratejik önemini vurgulayarak kara operasyonuna karşı çıktı. Ancak Başbakan Netanyahu, 7 Ekim 2023 saldırılarının sorumlularını aynı anda hedef alma fırsatının kaçırılmaması gerektiğini savundu. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer de Netanyahu’yu destekledi. Buna karşılık Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve rehine müzakerelerinden sorumlu subay Nitzan Alon, saldırının zamanlamasının rehinelerin hayatını tehlikeye atabileceğini düşünerek itiraz etti.
Wall Street Journal’ın (WSJ) haberi ise saldırının detaylarını daha da çarpıcı hale getirdi. Habere göre, İsrail savaş planlayıcıları, Washington’un müdahale etme şansını azaltmak için hızlı bir operasyon planını tercih etti. Salı günü İsrail’e ait F-15 ve F-35 savaş uçakları Kızıldeniz üzerinde uçarak, Suudi Arabistan üzerinden geçen uzun menzilli havadan karaya füzeleri Doha’ya yönlendirdi. ABD’li yetkililer, İsrail’in fırlatmadan yalnızca birkaç dakika önce Washington’a bilgi verdiğini ve müdahale için çok geç kaldıklarını açıkladı. ABD uyduları fırlatmayı tespit edip hedefin Doha olduğunu doğruladı. Beyaz Saray’ın uyarısı, İsrail füzeleri hedefi vurduktan sonra Katar’a iletilebildi. Katar, bu uyarının çarpışmadan yaklaşık on dakika sonra geldiğini söyledi.
Bu durum, İsrail’in uzun menzilli saldırı kapasitesini ortaya koyarken, ABD’nin hazırlıksız yakalanması ve Suudi Arabistan’ın sessiz tepkisi de dikkat çekti.
