Orta Doğu’daki Gerilim ABD’nin Füze Stoklarını Tüketebilir

0
163

Orta Doğu’daki gerilimin daha da tırmanması, ABD’nin füze cephaneliğini ciddi şekilde tüketebilir ve Avrupa ile Asya’daki askeri varlıklarını savunmasız bırakabilir.

ABD ordusunun, 13 Ekim’de İsrail’e bir Yüksek İrtifa Hava Savunması (THAAD) bataryası konuşlandıracağını açıklamasının ardından, her iki ülkenin füze savunma sistemlerindeki gerilimler ve sınırlamalar ortaya çıkmaya başladı.

Her ne kadar doğrudan bir karşılık söz konusu olmasa da, bu konuşlandırma, İran’ın nükleer ve petrol endüstrisi tesislerine yönelik olası saldırılarını sınırlamak amacıyla İsrail’e yapılan baskıyla bağlantılı olabilir. Konuşlandırma, İsrail’in kendini savunma konusunda sadece kendi ordusuna güvenme eğilimiyle çelişiyor. Bu durum, İsrail’in, son dönemde İran ve Hizbullah tarafından ateşlenen füzelere karşı zorluklar yaşadığını da gösteriyor.

Aynı zamanda bu, Amerika’nın Yemen’deki Husi saldırıları sonucunda İsrail ve Kızıldeniz’deki gemilere yönelik tehditlere karşı kullanılan denizde konuşlu Standard (SM-3) anti-balistik füzelerin sayısına ilişkin endişelerini de yansıtıyor. Eğer İsrail ile İran arasındaki çatışma devam eder ve tırmanırsa, ABD, THAAD ve SM-3 füzelerinin stoklarını ne kadar süre kullanabileceği konusunda zorlu bir seçimle karşı karşıya kalabilir. Bu füzeler, özellikle Asya’daki diğer potansiyel çatışmalarda büyük önem taşımaktadır.

İsrail, kısa menzilli (Demir Kubbe), orta menzilli (David’s Sling) ve uzun menzilli (Arrow 2 ve 3) önleyicilerin yanı sıra ABD tarafından sağlanan Patriot füze sistemini içeren güçlü ve çok katmanlı bir füze savunma sistemine sahiptir. İran’ın 13 Nisan’da gerçekleştirdiği saldırıda, İsrail, İran tarafından ateşlenen 170 insansız hava aracı, 30 seyir füzesi ve 120 balistik füzenin neredeyse tamamını önledi. Ancak 1 Ekim’de İran’ın yaklaşık 180 balistik füze ile gerçekleştirdiği saldırıda, İsrail, Nevatim Hava Üssü’ne düşen otuzdan fazla füzeyi ve Mossad’ın merkezine düşen bir füzeyi engelleyemedi. Bu durum, Nevatim üssünün füze saldırılarına karşı güçlendirilmiş olmasına ve personel ile uçakların zamanında uyarılarla korunabilmesine rağmen, önleyici füze kullanımının dikkatle yapılması gerektiğini gösteriyor. İsrail, envanterdeki önleyici füzeler hakkında resmi veri yayımlamıyor, ancak bazı eski yetkililer bu stokların sınırlı olduğunu belirtiyor. THAAD konuşlandırması, İsrail’in Arrow sistemi ile balistik füzelere karşı savunma kapasitesini artıracaktır.

Ancak, SM-3 ve THAAD sistemlerinin ABD’nin Pasifik’teki üslerini Çin’den ve Avrupa’daki üslerini Rusya’dan koruma açısından kritik önem taşıdığı göz önüne alındığında, ABD’nin önceliklendirme konusunda bir ikilemle karşı karşıya kalması olasıdır. İsrail kaynaklarına göre, konuşlandırmanın kısmen, Aegis donanımlı muhriplerin 1 Ekim’deki İran füze saldırısına karşı İsrail’e yardımcı olmasının ardından, ABD Altıncı Filosu’ndaki SM-3 stoklarının tükenmiş olması nedeniyle gerçekleştiği bildirilmektedir.

İsrail’e konuşlandırılan THAAD bataryası altı fırlatıcı ve toplam 48 önleyiciden oluşmaktadır. ABD ordusu şu anda yedi THAAD bataryasına sahip. Birleşik Arap Emirlikleri de THAAD önleyicilerine sahiptir ve bu sistem, ilk kez 2022 yılında Yemen’deki Husi füzelerine karşı başarıyla kullanılmıştır. Lockheed Martin, ABD hükümeti için üretilen 800’üncü THAAD füzesini Aralık 2023’te teslim etti. Ancak test kullanımları göz önünde bulundurulduğunda, stok sayısının bunun biraz altında olduğu tahmin ediliyor.

Bu sistemler için önemli bir envanter mevcut, ancak sınırsız değil. Eski CENTCOM komutanı General Frank McKenzie, 2023’te İran’ın 3.000’den fazla balistik füzeye sahip olduğunu belirtti. Bu, Orta Doğu’daki en büyük balistik füze envanteri. Hizbullah’ın cephaneliği ise genellikle SM-3 ve THAAD sistemlerinin karşılaması gereken menzil dışında kalıyor. Ancak İran’ın füze sayısı, ABD’nin İsrail savunmasına geçtiği tam ölçekli bir çatışmada bu stokları hızla tüketmeye yetecek kadar fazla.

ABD’nin Asya’daki kuvvetleri, Çin ile olası bir çatışma nedeniyle ciddi tehdit altında. ABD’nin, önleyici füze envanterinin yarısından fazlasını kullanmayı göze alamayacağı açık. Aynı zamanda, kısa vadede bu sistemlerin üretimini hızlandırma kapasitesi de sınırlı. Washington’da, İsrail’i İran’a karşı savunma ile Çin’i caydırma arasındaki zor seçim, politikacıların çoğunun düşünmek istemediği bir konu. Ancak İran’la gerilimi kontrol altına alamazsak, ABD’nin hızla bu zor kararlarla karşı karşıya kalabileceği ortada.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here