ABD Başkanı Donald Trump’ın büyük ölçükte genişletilmiş bir füze savunma sistemi oluşturma çabası artık “Altın Kubbe” olarak adlandırılacak.
ABD Füze Savunma Ajansı (MDA), sektörden görüş almak için yaptığı yeni bir talepte, “Savunma Bakanlığı, bu programın adını ‘Amerika için Demir Kubbe’den ‘Amerika için Altın Kubbe’ye değiştirdi'” ifadelerini kullandı. Bu karar, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in 20 Şubat’ta yaptığı bir açıklamanın ardından geldi. Pentagon’un bütçe yeniden düzenleme planlarını açıkladığı bir videoda Hegseth, korunacak savunma programları arasında “Altın Kubbe ya da Demir Kubbe”yi de saymıştı.
Yeni Ad, Tartışmalara Yol Açtı
Yeni isim dikkat çekmeye başladı. Savunma bakan yardımcılığı için yapılan onay duruşmasında, ABD Senatörü Mike Rounds, Stephen Feinberg’e “Amerika için Demir Kubbe füze savunma kalkanı, sanırım bazı insanlar buna Altın Kubbe diyor…” diyerek bu projeyi destekleyip desteklemediğini sordu. Feinberg, olumlu yanıt verdi.
Yeni isim değişikliğinin ardındaki nedenler tam olarak bilinmiyor. Ancak bu adımın, planın İsrail’in “Demir Kubbe” sisteminden farklı olduğunu vurgulamak için atıldığı düşünülüyor. Raytheon ve İsrail’in Rafael şirketi tarafından geliştirilen “Demir Kubbe” sistemi, öncelikli olarak topçu roketleri ve havan mermileri gibi yerel tehditlere karşı savunma amaçlı tasarlanmıştır. Son yıllarda ise insansız hava araçları ve seyir füzelerine karşı da bazı yetenekler kazandı.
Trump’ın “Altın Kubbe” ismini seçmesinin, en sevdiği renk olan altın rengini çağrıştırdığı için olduğu tahmin ediliyor. Pentagon ve MDA’ya, bu değişikliğin zamanlaması ve nedenleri hakkında daha fazla bilgi almak için ulaşıldı. MDA, Beyaz Saray’ı işaret ederken, Beyaz Saray konuyla ilgili hemen bir yanıt vermedi.
Genişletilmiş Füze Savunma Mimarisinin Kapsamı
Trump’ın ikinci döneminin ilk resmi adımlarından biri, ABD ordusuna genişletilmiş bir füze savunma mimarisi oluşturma talimatı vermek oldu. O dönemde “Demir Kubbe” olarak adlandırılan bu plan, özellikle uzay tabanlı yeni füze önleme sistemlerini kapsıyordu. 27 Ocak tarihli bir kararname ile resmiyet kazanan bu plan, aşağıdaki sekiz ana bileşenin geliştirilmesini öngörüyordu:
- ABD’yi balistik, hipersonik ve seyir füzeleri gibi yeni nesil hava tehditlerinden koruma
- Hipersonik ve Balistik İzleme Uzay Sensörü katmanının hızla konuşlandırılması
- Uzay tabanlı füze önleyicilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
- Terminal aşama önleme yeteneklerinin arttırılması
- Çoğaltılmış Savaş Uçağı Uzay Mimarisinin gözetim katmanının geliştirilmesi
- Füze saldırılarını fırlatmadan önce ve güçlendirme aşamasında etkisiz hale getirecek sistemlerin geliştirilmesi
- Yeni nesil güvenlik özelliklerine sahip tedarik zincirinin oluşturulması
- Balistik ve hipersonik füzelere karşı kinetik olmayan savunma sistemlerinin geliştirilmesi