Türkiye Başbakan Bülent Ecevit hükümeti sırasında 7.ülke olarak F-35 Lightning II (Joint Strike Fighter) JSF projesine 12 Temmuz 2002 yılında dahil oldu. Projeye 8 şirket ile katılan Türkiye, 12 milyar dolarlık üretim garantisi vermeyi taahhüt etti.
F-35 Lightning Müşterek Saldırı Uçağı projesi 9 ülkenin katılımıyla başladı. Proje dünyanın en pahallı silah programı olarak gösterildi. ABD, İngiltere, Kanada, Norveç, Danimarka, Avustralya, Türkiye, İtalya ve Hollanda bu projeye 167 milyar dolar para yatırmayı taahhüt etti. Projeye daha sonra Japonya, Güney Kore, İsrail ve Belçika katıldı.
F-35’lerin geliştirilmesine 1992 yılında başlandı. Uçağın X-35 prototip modeli ilk kez 24 Ekim 2000 yılında havalandı.
5. nesil savaş uçağı F-35 Lightning II, gelişmiş hayalet uçak özelliklerini hız ve kıvraklıkla, tam entegre sensör bilgileri, ağ-destekli operasyonlar ve gelişmiş sürdürülebilirlik ile birleştiriyor. F-35’in üç farklı modeli ABD Hava Kuvvetleri’ndeki A-10 ve F-16 uçaklarının; ABD Donanması’ndaki F/A-18’lerin, ABD Deniz Piyadesi’nde F/A-18 ve AV-B Harrier’ların ve en az on farklı ülkede birçok savaş uçağının yerini alacak.
F-35 savaş uçağı, geleneksel kalkış ve iniş yapabilen (F-35A), kısa kalkış – dikey iniş yapabilen (F-35B / STOVL) ve uçak gemisine inebilen (F-35C) olmak üzere üç versiyonda üretiliyor.
Rahmetli Bülent Ecevit zamanında projeye katılan Türkiye, yaklaşık 11 milyar dolar bir taahhütte bulundu, şu ana kadar bu projeye 1.6 milyar dolar para ödendi. Türkiye aynı zamanda F-35’lerin üretim kısmınıda dahil oldu, böylece Türkiye F-35 projesinin üreticisi aynı zamanda geliştiricisi konumuna geldi.
Lockheed Martin tarafından üretilen F-35 uçaklarının ana üretici ortaklarından Türkiye, bir çok savunma firmasıyla projeye destek vermektedir.
2008 yılından beri F-35 Programı’nı stratejik olarak destekleyen ve tüm F-35 uçaklarında kullanılan donanımları sağlayan TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii), Northrup Grumman ile birlikte uçak orta gövdesi üretim ve montajı, kompozit dış kaplama ve silah bölmesi kapakları ile fiber kompozit hava girişi kanallarının üretimini yürütüyor. Havadan Yere Pilonlar ve adaptörler dahil F-35’in Alternatif Görev Ekipmanları’nın (AME) yaklaşık yüzde 50’sini üreten TUSAŞ, Pratt and Whitney ile imzaladığı stratejik anlaşma doğrultusunda önümüzdeki dönemde FACO ve MRO&U için ülke ve bölgede lider konumu hedefliyor. TUSAŞ ayrıca Otonom Lojistik Global Destek (ALGS) sistemi kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin organik depolarını temsil etmek üzere seçilmişti.
Alp Havacılık şirketi 2004 yılından itibaren F-35 uçak gövdesi yapısal parçaları ve asambleleri, iniş takımı bileşenleri ve motor için F135 motoru titanyum entegre kanat rotorları üretiyor.
F-35 Elektro Optik Hedef Sistemi’nin parçası olan gelişmiş optik bileşenler için üretim yaklaşımları geliştiren ve F-35 CNI Aviyonik Elektronik Arabirim Kontrol Cihazı üzerinde ASELSAN firması Northrop Grumman ile birlikte çalışıyor.
AYESAŞ şu anda iki temel F-35 bileşeni olan füze uzaktan kumanda arabirimi ve panoramik kabin ekranının elektronik kartlarının tek tedarikçisidir.
F-35 Elektrik Kabloları ve Ara Bağlantı Sistemi’nin (EWIS) yüzde 40’ını üretmekte olan FOKKER ELMO ayrıca, tüm merkezi bölüm kablo sistemleriyle TAI’yi desteklemektedir. FOKKER ELMO ayrıca motor için, büyük bir kısmı İzmir’deki tesislerinde üretilecek olan EWIS geliştiriyor.
2005 yılından bu yana F-35 eğitim sistemlerini destekleyen HAVELSAN, gelecekte Türk F-35 Entegre Pilot ve Bakım Eğitim Merkezi (ITC) ve Türkiye’deki ilgili eğitim sistemlerinin geliştirilmesi için öncü bir rol üstlenmektedir.
KALE HAVACILIK, TAI ile birlikte 2005 yılından bu yana F-35 uçak gövdesi yapısal parçalarını ve düzeneklerini üretiyor. Üç uçak tipinin de iniş takımı kilit asambleleri için Heroux Devtek’i tek tedarikçi olarak destekleyen Kale Havacılık ayrıca, motor donanımlarının üretimi amacıyla İzmir’de Pratt & Whitney ile bir ortak girişim oluşturmuştu.
2004 yılından bu yana F-35 Programı’nı destekleyen MIKES, British Aerospace Engineering (BAE) ve Northrop Grumman için F-35 uçak bileşenleri ve asambleleri sağlıyor.
ROKETSAN ve TUBITAK-SAGE birlikte, 5. nesil savaş uçağı F-35 uçağında dahili olarak kullanılacak hassas güdümlü Stand-off Füzesi’nin (SOM) geliştirme, entegrasyon ve üretimini yürütüyor.
Toplam F-35 projesinde çalışan 8 Türk firması şu ana kadar 700 milyon dolar değerinde üretim gerçekleştirdi. iki yıl içersinde yani 2020 yılına kadar kısa sürede 12 milyar dolarlık bir üretim gerçekleştirmesi bekleniyor.
Türkiye ilk kez dünyanın en büyük silah projesinde ana ortak ünvanını kazanmıştı. Uzmanlar, Türkiye’nin F-35 projesinden ayrılması durumunda bu ünvanı kaybedecek ve yaklaşık 12 milyar dolar civarında zarara uğrayacağını tahmin ediyor.
Pentagon’un F-35’den sorumlu program müdürü Koramiral Mathias Winter, Türkiye’nin ortağı olduğu F-35 programından çıkarılmasının uçağın üretim programını olumsuz etkileyeceğini, bu durumun uçağın 1.5 ay ile 3 aylık bir gecikmeye neden olacağını söyledi.
Mathias, iki yıllık bir süreçte 50-75 uçak daha üretilmesi anlamına geleceğine vurgu yaparak, ” F-35 için üretilen parçaların yüzde 6-7’si Türkiye’den geliyor. Türkiye’nin programdan çıkarılması üretimde 45 ila 90 gün gecikmeye neden olur..” dedi.
PENTAGON : F-35 PROGRAMINDAN ÇIKARILMASI TÜRKİYE’YE KAYBI 9 MİLYAR DOLAR
ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) Türkiye’nin S-400 alımına ilişkin 17 Temmuz Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin F-35 programına katılımını askıya alma sürecini başlattıklarını açıkladı. “
Pentagon, “Türkiye bu kararından dolayı iş imkanlarını ve ekonomik fırsatları kaybedecek. F-35 programıyla bağlantılı 9 milyar dolarlık bir kayıp olacak” açıklamasında bulundu.
“Türkiye yakın bir NATO müttefiki olmaya devam ediyor ve askeri ilişkimiz güçlü. Türkiye ile ilişkimiz çok katmanlı ve F-35 ortaklığının ötesine uzanıyor” denilen açıklamada, “Türkiye’nin programdan çıkarılması 500 ila 600 milyon dolara mal olacak. Şu an Türkiye’nin programdan çıkarılması ile oluşan parça açığını doldurmaya odaklanmış durumdayız” ifadelerine yer verildi.
Türkiye, F-35A uçaklarından 116 adet ve F-35B uçaklarından 4 adet olmak üzere toplam 120 uçak almayı planlıyordu, Eski Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2014 yılında yaptığı açıklamada uçaklar için 25 milyar dolar ödeme yapılacağını söylemişti.
Lockheed Martin firması ilk etapta dünyada 3 bin 156 adet F-35 uçağı üretmeyi planlanmaktadır. Bu uçaklar ana ortaklar dahil olmak üzere 14 ülkeye verilecek.
Genel Merkezi Bethesda, Maryland’de bulunan Lockheed Martin, dünya çapında yaklaşık 118 bin çalışanıyla temelde gelişmiş teknolojik sistem, ürün ve hizmetlerin araştırma, geliştirme, tasarım, üretim, entegrasyon ve bakımı ile ilgilenen küresel bir güvenlik ve havacılık şirketidir.
TÜRK SAVUNMA SANAYİİ’NİN 2018 CİROSU VE YAPTIRIMLARIN MUHTEMEL ETKİSİ
Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) 22 Nisan günü, 2018 yıl Sektör Performansı adında bir rapor yayınladı. SASAD’ın açıklamasına göre 2018 raporu, 87 firma ve kurumun verdiği yanıtlarla hazırlanmış. SASAD, bu veri setinin sektör performansının %90’ından fazlasını yansıttığını söylüyor.
SASAD verilerine göre sektörün 2018 cirosu 8.761 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Bu cironun 2.188 milyarı ihracattan geliyor. 2018 yılında alınan siparişlerin toplam bedeli ise 12.204 milyar Dolar. Sektörün gerçekleştirdiği ithalat ise 2018’de 2.449 milyar Dolar olmuş. Toplam istihdam edilen çalışan sayısı ise 67 bin 239 kişi.
Savunma sanayimizin 2018’deki 2.188 milyar Dolarlık ihracatının 698 milyon Doları (%32)’si ABD’ye (ki çoğu ara mamül) ve 521 milyon Doları (%21) Avrupa ülkelerine. Yani savunma sanayimizin 2018 ihracatının %53’ü ABD ve Avrupa’ya gerçekleştirilmiş.
Rapora göre sektör 2018 yılında toplam 2.449 milyar Dolar ithalat gerçekleştirmiş. Bu, toplam cironun yaklaşık %28’ine karşılık geliyor. İthalatın %41.8’i ABD’den, %50.6’sı ise Avrupa’dan yapılmış. Yani başka bir deyişle sektör, üretim ve geliştirme yapmak için gerçekleştirdiği ithalatın yaklaşık %92’sini ABD ve Avrupa’dan yapmış.
Türk savunma sanayiinin en güçlü, en yetkin olduğu kara araçları sektörünün aynı zamanda (muhtemelen THY Teknik etkisinden dolayı sivil havacılık sektöründen sonra) Avrupa ve ABD’ye en bağımlı sektör olması; sektörün cirosunda 2015 yılından bu yana ihracatın payının düşüyor, ithalatın payının da giderek artıyor olması, Savunma Sanayindeki hedefleri tutturmada başarılı olacağı şüphesi doğurmaktadır.
Son olarak ABD ile yaşanan S-400 krizinide gündeme aldığımızda, olası bir yaptırımın Savunma Sanayi şirketlerine önemli ölçüde zarar vermesi beklenmektedir.
F-35’İN TÜRK HAVA KUVVETLERİ’NE KAZANDIRACAĞI BAZI YETENEKLER
-F-35’lerde bulunan ısı sensörleriyle uzak mesafelerden ateşlenmiş Balistik Füzeleri tespit edebilir. Öyle ki Alaska’da yapılan bir testte 1000 KM uzaktan ateşlenen bir Balistik Füzeyi tespit edip ekranından izleyebilmiştir.
-Tespit ettiği bir hedefi bir başka uçağın veya bir başka geminin ekranına aktarabilir.
-Dost kuvvetlerden atılan bir Balistik Füzenin kontrolünü havadayken devralabilir ve füzeyi yönlendirebilir.
-Yazılımsal olarak aynı ağa bağlı olduğu bir Hava Savunma Sisteminin radar menzilini kendi radarına kullanarak artırabilir.
-Radarı çok gelişmiş olduğu için kendi tespit ettiği hedeflere başka bir uçaktan, gemiden veya herhangi bir başka unsurdan atış gerçekleştirebilir.
-Bu özellikleri ile bir Balistik Füzenin, bir Seyir füzesinin veya Gemisavar bir füzenin hedefini kendi tayin edip, hedefe kendi kilitlenip, bu kilidi o an ki diğer unsurlara veya doğrudan mühimmatlara aktarabilir.
-İnsansız Hava Araçları ve Silahlı İnsansız Hava Araçları ile muazzam bir uyum sağlayabilir ve bu unsurlarla bir F-16’ya veya bir başka uçağa göre çok daha etkili operasyonlar düzenleyebilir.
-Kısaca “Ağ Merkezli Harp” dediğimiz kavramın içinde yer alan birçok özelliğe çok yüksek seviyede sahiptir.
Kaynak: Lockheed Martin, Ajanslar, 23 Derece, BBC Türkçe, SASAD,