Hükümete Libya’ya asker gönderme yetkisi veren Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Elektronik yöntemle yapılan oylamaya 509 milletvekili katıldı. Tezkere 184’e karşı 325 oyla kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu, Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresini görüşmek üzere Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplandı.Tezkere üzerine yapılan konuşmaların ardından oylamaya geçildi.Elektronik yöntemle yapılan oylamaya 509 milletvekili katıldı. Tezkere 184’e karşı 325 oyla kabul edildi.
Tezkere hükümete Libya’ya asker gönderme yetkisi veriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Libya’daki görev süresi, bir yıl olarak belirlendi. Libya’ya gönderilecek asker sayısı ve kapsamı Mehmetçiğin hangi bölgede görev yapacağı ise Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.
Tezkerenin kullanım amaçları “Milli çıkarlara yönelik her türlü tehdide karşı önlem almak, Libya’daki gayrimeşru grupların Türkiye’nin menfaatlerine yönelik, saldırılarını bertaraf etmek, Kitlesel göç gibi risklere karşı önlem almak, Libya halkına insani yardımların ulaşmasını sağlamak” şeklinde sıralandı.
Ankara’nın son dönemdeki adımları, bu sürecin askeri ve siyasi olmak üzere iki ayaklı bir stratejiye göre yürütüldüğü değerlendirmelerine yol açıyor.
Libya’daki gelişmeleri Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon geriliminden bağımsız görmediğini üst düzey açıklamalarla ortaya koyan Ankara, Kuzey Kıbrıs’a gözlem amaçlı insansız hava araçları yerleştirerek ve olası bir deniz üssü kurma planlarını gündeme getirerek güç politikasından geri adım atmayacağını ortaya koyuyor.
Ankara’daki diplomatik kaynaklar, daha önce yaptıkları açıklamalarda, Türkiye’nin Libya’ya sağlayacağı askeri desteğin daha çok danışma ve eğitim odaklı olacağını, muharip görev tanımıyla askeri birliklerin konuşlandırılmasının öngörülmediğini kaydetmişlerdi.
Kapsamlı bir içeriğe sahip olan mutabakat muhtırasına göre Türkiye, Libya’da polis ve askeri sorumlulukları içeren Ani Müdahale Kuvveti ile ortak Savunma ve Güvenlik İşbirliği Ofisi kurulmasının yanı sıra eğitim, teknik bilgi gibi beceri geliştirici faaliyetler ile birlikte kara, hava ve deniz araçlarının hibesini de içerek şekilde Trablus hükümetine destek sağlayacak.
Anlaşma, tarafların “terörle ve yasadışı göçle” mücadele etmesini, istihbarat alanında işbirliğinde yapmasını da kapsıyor.
İSRAİL, YUNANİSTAN VE KIBRIS RUM KESİMİ ‘EASTMED’ BORU HATTI ANLAŞMASI İMZALADI
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi, Doğu Akdeniz gazının taşınmasına ilişkin ‘EastMed’ anlaşmasını imzaladı.
Doğu Akdeniz’in (Eastern Mediterannean) kısaltması EastMed olarak isimlendirilen doğal gaz boru hattı anlaşması için Yunanistan’ın başkenti Atina’da üç ülke lideri bir araya geldi.
İsrail adına törende Başbakan Binyamin Netanyahu, Kıbrıs Rum Kesimi adına Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades ve Yunanistan adına da Başbakan Kyriakos Miçotakis yer aldı. İmzalar her üç ülkenin enerji bakanları tarafından atıldı.
Türkiye’nin karşı çıkmasına rağmen ülkeler 2022 yılına kadar nihai yatırım anlaşmasını yapmayı ve 2025 yılında da boru hattını tamamlamayı hedefliyor.
Avrupalı devletler geçen yıl EastMed adı verilen proje kapsamında İsrail ve Kıbrıs açıklarında çıkarılan gazı Girit Adası üzerinde Yunanistan anakarasına oradan da diğer ülkelere ulaştırma konusunda anlaşmıştı. İnşa edilecek boru hattından ilk etapta yıllık 10 milyar metreküp doğalgaz pompalanması hedefleniyor.
Yunanistan’dan yapılan açıklamada İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin de anlaşmayı daha sonraki bir tarihte imzalayacağı belirtildi.
Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve İsrail arasındaki 3’lü anlaşma Rus gazına alternatif olarak değerlendiriliyor.
Avrupa ve ABD’li bazı yetkililer söz konusu anlaşmayı desteklediklerini belirten açıklamalar yaptı.
Üç ülkenin anlaşması, Türkiye ile Libya arasında imzalanan iki mutabakatın ardından geldi.
KRİTİK GÖRÜŞME RUSYA’YLA
Tüm bu diplomatik sürecin merkezinde Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 8 Ocak’ta yapılması öngörülen görüşme yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde yaptığı tüm konuşmalarda, Wagner güvenlik şirketine bağlı 2000 Rus paralı askerin Libya’da Hafter saflarında yer aldığını gündeme getirerek Putin’e açık bir mesaj gönderiyor.
Erdoğan, ayrıca, Libya’ya asker tezkeresinin 8 ya da 9 Ocak günü, yani Putin’in Türk Akımı boru hattının açılışı için İstanbul’da bulunacağı günde gelebileceğini de kayda geçirmiş oldu.
Putin ile yaptığı son telefon görüşmesi sonrasında Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında üst düzey bir heyeti Moskova’ya gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile hem son dönemde İdlib’den kaynaklanan sorunların çözülmesi hem de Libya’da bir orta yol bulunmasını zorluyor.
Süreci yakından takip eden kaynaklar, Erdoğan ve Putin’in Suriye’de olduğu gibi Libya için de temel parametreler üzerinde uzlaşma yolunu seçebileceklerini, iki ülkenin giderek derinleşen siyasi, ekonomik, savunma sanayi ve enerji işbirliklerini tehlikeye atmayacaklarını öngörüyorlar.
LİBYA’DA SİYASİ ÇÜZÜM İÇİN UMUT AZ
Çatışma alanındaki bu gelişmelere karşın, Libya’da kalıcı bir ateşkes ve siyasi süreci önceleyecek barış girişimleri konusunda umutlar düşük. Siyasi sürece momentum sağlayacak en önemli toplantılardan birinin Ocak ayında Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılması öngörülüyor.
Ancak toplantıya kimlerin katılacağı ve gündemi üzerinde uzlaşının sağlanamadığı kaydediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da 26 Kasım’da yapığı konuşmada buna dikkat çekerken, liderlerle yaptığı görüşmeler sonucunda Berlin toplantısına katılımın düzeyinin düşük olacağını, bu yüzden kendisinin yerine Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Başdanışmanı İbrahim Kalın’ın katılmasının söz konusu olduğunu belirtmişti.
Düzeyin düşüklüğü Libya gibi çetrefilli bir konuda radikal siyasi kararların alınmasının ihmital dahiilnde olmadığını göstermesi açısından dikkat çekici.
Bu gelişmeler, Libya ve Doğu Akdeniz konusunun giderek daha geniş bir uluslararası alanı kapsayacağı ve gerilimin daha da tırmanabileceği değerlendirmelerine yol açıyor.
Kaynak: Ajanslar, NTV, BBC, Sputnik,