ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Salı günü yaptığı açıklamada, ABD ve Rusya’nın Suudi Arabistan’da gerçekleştirdiği ve dört saatten uzun süren görüşmelerin ardından dört temel ilke üzerinde anlaşmaya vardıklarını duyurdu.
Anlaşılan Dört İlke:
- Diplomatik Misyonların İşlevselliğinin Yeniden Sağlanması
“Washington ve Moskova’daki diplomatik misyonlarımızın normal bir şekilde çalışmasını sağlamak için işlevselliğini yeniden tesis etmeliyiz.” - Ukrayna’daki Çatışmanın Çözümüne Katkı Sağlamak
“Çatışmanın kalıcı ve tüm taraflarca kabul edilebilir bir şekilde sona erdirilmesi için üst düzey bir ekip görevlendireceğiz.” - Jeopolitik ve Ekonomik İş Birliğinin Değerlendirilmesi
“Savaşın sona ermesiyle doğabilecek jeopolitik ve ekonomik iş birliği fırsatlarını tartışmaya başlayacağız.” - Sürecin Verimli Bir Şekilde İlerlemesini Sağlamak
“Bugün burada bulunan beş kişi olarak sürecin ilerlediğinden emin olmak için görüşmelere katılmaya devam edeceğiz.”
Rubio’nun bahsettiği beş isim, kendisiyle birlikte ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Özel Temsilci Steve Witkoff, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuri Ushakov’du.
Rusya’nın Görüşü:
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Salı günü Riyad’da yapılan görüşmeleri “faydalı” olarak nitelendirdi. “Sadece dinlemekle kalmadık, birbirimizi duyduk” ifadelerini kullandı. Lavrov ayrıca ABD’li diplomatlara, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının Rusya’nın egemenliğine “doğrudan bir tehdit” oluşturacağını iletti.
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, NATO üyesi ülkelerin askerlerinin – ulusal bayrakları ya da Avrupa Birliği bayrağı altında bile olsa – Ukrayna’da bulunmasının “kabul edilemez” olduğunu vurguladı. Ayrıca, olası bir ateşkes anlaşmasının ardından NATO müttefiklerinin barış gücü olarak görev alması fikrini kesin bir dille reddetti.
Lavrov, Salı günü düzenlediği basın toplantısında, Rusya’nın ABD ile gerçekleştirdiği görüşmelerde Ukrayna’nın NATO’ya katılmasına karşı olduğunu açıkça dile getirdiğini söyledi. “Bugün de ifade ettiğimiz gibi, yabancı bir bayrak altında, Avrupa Birliği bayrağı altında veya ulusal bayraklar altında da olsa, aynı ülkelerden silahlı kuvvetlerin bölgede bulunması durumu değiştirmez. Bu, bizim için kesinlikle kabul edilemez,” dedi.
Öte yandan, İngiltere Başbakanı Keir Starmer da dahil olmak üzere bazı Avrupalı liderler, Ukrayna ile bir anlaşmaya varılması durumunda bölgeye barış gücü gönderme fikrini gündeme getirdi.
Rusya, daha önce Ukrayna’nın topraklarının büyük bir bölümünün kontrolünü devretmesini ve NATO üyeliği hedefinden vazgeçmesini talep etmiş, ancak Kiev bu şartları reddetmişti.
Geçtiğimiz hafta ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının “müzakere edilmiş bir çözümün gerçekçi bir sonucu” olmadığını dile getirdi.
ABD’nin Değerlendirmesi:
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ukrayna’daki savaşın sona ermesi halinde hem ABD hem de Rusya için “olağanüstü fırsatlar” doğabileceğini belirtti. Rubio, “Bu çatışmanın kabul edilebilir bir şekilde sona ermesi durumunda, var olan olağanüstü fırsatları belirlemeye başladık” dedi. ABD’nin, Rusya ile jeopolitik ve ekonomik konularda iş birliği yapabileceği “inandırıcı fırsatlar” bulunduğunu vurguladı.
Toprak ve Güvenlik Garantileri Tartışması:
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, görüşmelerin toprak ve güvenlik garantileri konularını da içereceğini belirtti. “Gerçekçi olarak bakıldığında, toprak ve güvenlik garantileri tartışmaların temel dayanakları olacaktır” dedi. Waltz, ABD’nin Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarını elinde tutmasını kabul edip etmeyeceğine dair soruya “bu konunun tartışılacağını” ifade etti.