Breaking Defense Analizi:“F-35’ler Türkiye’ye Verilmemeli”

0
29
Bir F-35 Lightning II test pilotu, F-35B'nin kısa kalkış ve dikey iniş (STOVL) yeteneklerine sahip varyantını, AGM-158C Uzun Menzilli Gemisavar Füzesi (LRASM) entegrasyonu için sertifikalandırma amacıyla ilk test uçuşunu gerçekleştiriyor. (Fotoğraf: Kyra Helwick)

ABD’nin önde gelen savunma haber platformu Breaking Defense’ta yayımlanan analizde, Washington merkezli savunma uzmanları Bradley Bowman ve Dr. Sinan Ciddi, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerini iade etmesi halinde bile, ABD’nin F-35 savaş uçaklarını Ankara’ya teslim etmesinin ciddi güvenlik ve istihbarat riskleri taşıdığını savundu.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın, Türkiye ile ABD arasındaki S-400 krizinin “yakında çözülebileceği” yönündeki açıklamaları, Ankara’nın F-35 programına yeniden dahil edilme ihtimalini gündeme getirdi. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mart ayında dönemin ABD Başkanı Donald Trump’a, Türkiye’nin F-35 programına geri alınmasını talep etmişti.

Ancak Breaking Defense analizinde Bowman ve Ciddi, bu olasılığın yalnızca askeri değil, ahlaki açıdan da tartışmalı olduğunu savunuyor.

F-35 Teknolojisinin Sızma Riski

Yazarlara göre, F-35’lerin Türkiye’ye teslim edilmesi, ABD’nin en gelişmiş savaş uçağına ait hassas teknolojilerin, Moskova’nın eline geçmesi riskini doğuruyor. Türkiye’nin hem S-400 hem de F-35 sistemlerini aynı anda bulundurması, bu sistemler arasında teknik veri aktarımı veya yakın temas yoluyla istihbarat sızmasını mümkün kılabilir. Bu da gelecekte Rusya, Çin, İran veya Kuzey Kore gibi ülkeler tarafından F-35’lerin tespit edilmesi ve etkisiz hale getirilmesi anlamına gelebilir.

Ahlaki Kaygılar: Hamas ile Yakınlaşma

Bowman ve Ciddi ayrıca, Türkiye’nin 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlenen Hamas saldırısından bu yana örgütle olan ilişkilerine dikkat çekiyor. Erdoğan’ın Hamas liderlerine pasaport vererek Türkiye’de ağırlaması, Holokost’tan bu yana Yahudilere yönelik en kanlı saldırıyı gerçekleştiren bir örgüte açık destek sunması, F-35 gibi stratejik bir platformun böyle bir ülkeye teslimini daha da tartışmalı hâle getiriyor.

ABD Yasaları ve 1245. Madde Engeli

Analizde, Türkiye’nin F-35 programına yeniden dahil edilmesinin önündeki en büyük yasal engelin, 2020 Mali Yılı Ulusal Savunma Yetki Yasası’nın 1245. maddesi olduğu vurgulanıyor. Bu maddeye göre, Türkiye’nin S-400 sistemlerine artık sahip olmadığını ve gelecekte de edinmeyeceğini Kongre’ye yazılı olarak beyan etmeden, F-35’lerin transferi mümkün değil.

Ancak yazarlar, Erdoğan’ın bu yasal engeli aşmak için Washington’da yoğun bir lobi faaliyeti yürüttüğüne de işaret ediyor. Kongre’deki bazı isimlerin yasa değişikliği konusunda baskı altına alındığı, Erdoğan’ın destekçilerinin F-35’lerin transferinin ABD çıkarlarına uygun olduğunu savunduğu belirtiliyor.

Sonuç: Washington “Hayır” Demeli

Analizin sonunda Bowman ve Ciddi, Türkiye’nin tüm S-400 sistemlerini elinden çıkarsa bile, F-35 savaş uçaklarının tesliminin ABD’nin stratejik çıkarlarına aykırı olacağını belirtiyor. Erdoğan hükümetinin otoriter yapısı, Hamas’la olan bağları ve Rusya ile kurduğu askeri ilişkiler, bu kararı desteklemeyi “tehlikeli bir hata” hâline getiriyor.

Bradley Bowman, Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD) bünyesindeki Askeri ve Siyasi Güç Merkezi’nin kıdemli direktörüdür.
Dr. Sinan Ciddi ise aynı kuruluşta kıdemli araştırmacı olarak görev yapmakta olup, Türkiye Programı’nın direktörlüğünü yürütmektedir.

FDD, Washington, D.C. merkezli, 501(c)(3) statüsünde, kâr amacı gütmeyen ve tarafsız bir düşünce kuruluşudur. 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası kurulan vakıf, ABD ulusal güvenliğini güçlendirmek ve düşman unsurların etkisini azaltmak amacıyla dış politika ve güvenlik alanlarında derinlemesine araştırmalar yürütmektedir

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here