Yazılı olmayan bir kural olarak, bir önleme füzesinin her zaman önlenen füzeden daha pahalı olduğu bilinir. İsrail-Hamas Savaşı’nın başlamasından bu yana askeri ve kamusal söylemlerde öne çıkan kavramlardan biri de “Füze Ekonomisi” oldu.
En iyi füzeye veya bombaya sahip olmak yeterli değildir; aynı zamanda bu stokları uzun süreli bir savaşta yenileme kapasitesine sahip olmanız gerekir. Binlerce kilometre hızla uçabilen, sofistike sensörlerle donatılmış silahlar geliştirilse bile, tüm süreç bütçeyle sınırlıdır.
İsrail’in savaşla ilgili soruşturma komisyonu, bu konuyu da incelemek zorunda kalacak. 7 Ekim öncesinde, siyasi ve istihbarat hatalarının yanı sıra, İsrail Hava Kuvvetleri’nin, zırhlı birliklerin ve topçuların yeterli mühimmatla donatılmasında ciddi eksiklikler vardı.
Savunma her zaman saldırıdan daha pahalıdır. Bu gerçek, 1991 Körfez Savaşı’nda Scud füzelerine karşı Patriot sistemlerinde ve 2011’den itibaren Hamas ve Hizbullah roketlerine karşı kullanılan Demir Kubbe önleme füzelerinde de geçerli oldu.
Şu anda Savunma Bakanlığı ve Rafael tarafından geliştirilen “Iron Beam” lazer önleme sistemi, bu denklemi değiştirmeyi hedefliyor. İlk operasyonel lazer sistemlerinin 2025 yılı sonunda İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) teslim edilmesi bekleniyor. Yaklaşık 100.000 dolarlık maliyeti olan bir füze yerine, lazer sistemi her atışı sadece birkaç dolara mal ediyor. Bakım ve aşınma maliyetleri eklense bile, bu sistem önemli bir ekonomik ve güvenlik devrimini temsil ediyor.
İran’ın Füze Saldırısı ve İsrail’in Savunma Yanıtı
IDF raporlarına göre, İran geçtiğimiz Salı günü İsrail’e 181 balistik füze fırlattı ve IDF’nin hava savunma sistemi bu füzelerin çoğunu başarıyla önledi. Amerikan raporlarına göre, ABD destroyerleri de 12 füze durdurdu. İran’ın yaklaşık 200 füze fırlattığı ve bunlardan birkaçının İran ile Irak’a düştüğü tahmin ediliyor. Menzili 1,500 ila 2,000 kilometre olan balistik füzelerin üretimi pahalıdır. İran’ın her bir füzesinin üretiminin en az bir milyon dolara mal olduğu öngörülüyor. Ayrıca, İran’ın gelişmiş modelleri Emad, Kheibar ve hipersonik olduğu iddia edilen Fattah-1 gibi füzeler kullanarak İsrail’in hava savunma sistemlerini yanıltmayı hedeflediği düşünülüyor.
Yaklaşık 200 milyon dolarlık füze barajı, İran için küçümsenmeyecek bir maliyet olsa da, Tahran’ın bütçesine ciddi bir darbe vurmuş sayılmaz. Reuters’in haberine göre, İran uluslararası yaptırımlara rağmen yılda 35 milyar dolarlık petrol ihraç edebiliyor. Bu saldırı, İran’ın sadece iki günlük petrol gelirine mal oldu.
İsrail’in Arrow ve Iron Dome Sistemleriyle Yanıtı
İran füzelerine karşılık olarak, İsrail Hava Kuvvetleri Arrow-2 ve Arrow-3 savunma sistemlerini devreye soktu. Ancak bu sistemler, askeri açıdan önemsiz bölgelere yönelen füzeleri hedef almamaktadır. İran’ın bu kez daha hassas füzeler kullanması, daha fazla önlem alınmasını gerektirdi. IDF, kaç Arrow füzesi kullanıldığını açıklamasa da, bu sistemlerin yüksek maliyeti dikkat çekiyor.
Arrow-2 füzesinin maliyeti yaklaşık 3 milyon dolar, Arrow-3’ün maliyeti ise 2 milyon dolar civarındadır. Eğer IDF, İran’ın 180 füzesini durdurmak için bu sistemleri kullanmışsa, maliyet 450 milyon doları bulur ki, bu da İran’ın saldırısının maliyetinin iki katı anlamına gelir.
İsrail’in Savunmasına ABD Finansmanı
İsrail’in savunma bütçesinin önemli bir kısmı ABD tarafından finanse ediliyor. ABD, Iron Dome ve David’s Sling sistemlerinin finansmanını sağlamaya devam ettiği sürece, ana sınırlama üretim hızı ve tedarik olacaktır. Biden yönetimi, savaşın başlamasından bu yana 14.1 milyar dolarlık bir bütçe ayırdı ve bunun 4 milyar doları hava savunma sistemleri için kullanılacak. Ancak lazer teknolojisinin balistik füzeleri önleyecek kadar güçlü hale gelmesi için zaman gerekecek.