İsrail’in, Suriye’nin Tartus kıyı bölgesindeki askeri hedeflere ağır hava saldırıları düzenlediği bildirildi. Son saldırılarda, hava savunma birimleri ve karadan karaya füze depolarının vurulduğu iddia ediliyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), bu saldırıları “2012’den bu yana Suriye’nin kıyı bölgesindeki en ağır saldırılar” olarak nitelendirdi.

Yerel medya ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, patlamalara ait olduğu düşünülen sahneler yer aldı. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı ve SOHR raporu bağımsız kaynaklarca henüz doğrulanamadı.

İsrail’in Saldırılarının Amacı

Söz konusu saldırılar, Beşar Esad rejiminin 8 Aralık’ta devrilmesinin ardından İsrail’in stratejik askeri noktaları hedef aldığı geniş çaplı bir operasyonun parçası olarak değerlendiriliyor. Bu operasyonun Suriye ordusunun stratejik askeri kabiliyetlerinin düşman unsurların eline geçmesini önlemeye yönelik olduğu belirtiliyor. Hedefler arasında kimyasal silah mevzileri, füze depoları, hava savunma sistemleri ve askeri altyapılar yer alıyor.

Heyet Tahrir El Şam Lideri: “kırmızı çizgileri aştı

Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) lideri Ahmed El Şaraa, diğer adıyla Ebu Muhammed El Culani, İsrail’in son saldırılarının “kırmızı çizgileri aştığını” ve bölgede yeni bir tırmanma tehdidi yarattığını ifade etti. El Şaraa, yeni Suriye hükümetinin İsrail’i tehdit etmeyeceği ve İran’ın Suriye’de yeniden yapılanmasına izin vermeyeceği garantisini verdi.

İsrail, Suriye’de Eski SAA Mevzilerini Hedef Aldı

Suriye medyası, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) 14 Aralık’ta Suriye genelinde eski Suriye Arap Ordusu (SAA) mevzilerini vurduğunu bildirdi. Bu saldırılar, Dera, Süveyda, Humus ve Hama vilayetlerindeki eski SAA mevzilerini ve silah depolarını hedef aldı.

İsrail Ordu Radyosu muhabirine göre, IDF 14 Aralık sabahında Suriye genelinde, silah depoları ve iletişim tesisleri de dahil olmak üzere en az 20 eski SAA hedefini vurdu. Yerel Suriye medyasının bildirdiğine göre, IDF ayrıca Deyr ez Zor vilayetinde, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) kontrolündeki bölgede yer alan Deyr ez Zor Askeri Havaalanı’nı da hedef aldı.

İsrail ve Suriye Arasındaki Gerilim

Esad rejiminin düşmesi, İsrail ve Suriye arasında tarihi bir tanınma fırsatı sunabilirken, bölgede oluşan güç boşluğu kaosa ve terör faaliyetlerinin yeniden yükselmesine zemin hazırlayabilir. İsrail ve Suriye arasında diplomatik ilişkiler bulunmamakla birlikte, iki ülke 1948’den bu yana teknik olarak savaş halinde.

Golan Sınırında Gerginlik Yükseliyor

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) kaynaklarına göre, İsrail güçlerinin işgal altındaki Suriye Golan sınırına yakın Al-Qunaitrah ilinin batısındaki Al-Ba’ath kentinin eteklerinde bir mayın tarlasını patlatması sonucu yüksek sesli patlamalar duyuldu.

Aynı zamanda, üç araçtan oluşan bir İsrail askeri gücü, Dera kırsalının batısındaki Al-Yarmouk Basin bölgesindeki Ma’aryah köyüne ilerledi. Askerler köy sokaklarında konuşlanarak devriye gezdi ve bazı sakinleri aradı. Ancak, Abdeen köyüne doğru ilerlemek isteyen İsrail güçleri, köy sakinlerinin direnişiyle karşılaştı ve köye girişleri engellendi.

İsrail güçlerinin, dün işgal altındaki Suriye Golan’a yakın bölgelerde yaşayanlardan silahlarını teslim etmelerini istediği de belirtiliyor. Bu gelişmeler, İsrail’in Suriye’nin güneyinde gerilimi tırmandırdığını ve işgal altındaki Golan sınırında hareketliliğin arttığını gösteriyor.

SOHR kaynakları ayrıca, Al-Qunaitrah ve Deraa arasındaki idari sınırda yer alan Al-Mo’alaqah köyünün, İsrail güçlerinin bölgeye girmesi ve köyü işgal altındaki Suriye Golan’ına yakın Sayda kasabasına bağlayan yolu kapatmasının ardından gergin bir atmosfer yaşadığını bildirdi.

IDF’den Güney Suriye’de Daha Derin Bir Hattı İşgal Etme Planları

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Suriye’nin güneyinde 10 kilometreye kadar ilerlediği bildirildi. Ancak İsrail Ordu Radyosu, 15 Aralık’ta yaptığı açıklamada, IDF’nin “bu aşamada” yeni bölgelere ilerlemediğini duyurdu.

Öte yandan, IDF Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Savunma Bakanı Israel Katz, gerekli olması halinde Suriye köylerinin “daha derin bir hattını” ele geçirme planlarını onayladıklarını belirtti. Katz, 15 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki geçici hükümetin “ılımlı görünümüne” rağmen, Suriye’deki son gelişmelerin İsrail için tehdit oluşturduğunu ifade etti. Ancak, bu tehditlerin spesifik olarak hangi gelişmelere dayandığını açıklamadı.

IDF Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ise 14 Aralık’ta yaptığı açıklamada, IDF’nin Suriye’deki faaliyetlerinin yalnızca İsrail’in güvenliğini sağlamak amacı taşıdığını vurguladı.

İran’ın Batı Şeria’ya Silah Kaçakçılığı Tehdidi: İsrail ve Ürdün Harekete Geçti

İsrail ve Ürdün yetkililerinin, 13 Aralık’ta Suriye’deki durum ve İran’ın Batı Şeria’daki Filistinli milislere silah kaçakçılığı tehdidini ele almak için gizli görüşmeler yaptığı bildirildi. İsmi açıklanmayan üç İsrailli kaynağın Axios’a verdiği bilgilere göre, görüşmelerde İran destekli grupların Ürdün üzerinden Batı Şeria’ya silah kaçırma girişimleri masaya yatırıldı.

İki İsrailli yetkili, görüşmelerde İsrail ve Ürdün’ün Suriye’de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki geçiş hükümetiyle “angajman” konusunu ele aldığını belirtti. Bir yetkili ise Ürdün’ün İsrail ile Suriyeli muhalif gruplar arasında “arabuluculuk” yaptığını ifade etti.

Bu gelişmelerin ortasında, HTŞ 14 Aralık’ta Ürdün’e açılan Nassib sınır kapısının kontrolünü ele geçirdi. İran destekli grupların geçmişte bu sınır kapısını ve çevresindeki bölgeleri, Ürdün üzerinden Batı Şeria’daki Filistinli milisleri silahlandırmak için kullandığı biliniyor.

İsrail ve Ürdün yetkilileri, İran’ın Ürdün’e yeni silah kaçakçılığı rotaları bulma girişimlerini engellemek için iş birliğini artırmayı amaçlıyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here