- İsrail, El Kuneytra’da Askeri Hareketliliğini Sürdürüyor
- Koalisyon Güçleri Al-Omar ve Koniko’dan Al-Shaddadi’ye Ekipman Taşıyor
- Rusya’nın Suriye’deki Askerî ve Ekonomik Stratejisi Derinleşiyor
- Kamışlı’da Rus Askeri Varlığı Devam Ediyor
- GSS’nin Tehditleri Komisyon Güvenilirliğini Zedeliyor
- Dera’da Silah Toplama Operasyonları Yoğunlaştı
- Kürtler, Suriye’de Adem-i Merkeziyetçiliği Savunuyor
- ABD’den Suriye’ye 8 Şartlık Yaptırım Muafiyeti Teklifi
İsrail, El Kuneytra’da Askeri Hareketliliğini Sürdürüyor
İsrail güçleri, keşif uçaklarının desteğiyle El Kuneytra’nın kuzey kırsalındaki Taranjah köyüne ikinci gün üst üste ilerledi. Bu gelişme, sınır hattında artan güvenlik geriliminin ortasında yaşandı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) kaynaklarına göre, İsrail askerleri ağır zırhlı araçlarla El Kuneytra’nın güneyindeki El Hamidiye köyüne de operasyon düzenledi. Operasyonda bazı sivil evler hedef alınarak baskın ve arama faaliyetleri yürütüldü.
Koalisyon Güçleri El-Ömer ve Koniko’dan Al-Shaddadi’ye Ekipman Taşıyor
SOHR tarafından Deyrezzor vilayetinden alınan bilgilere göre, ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon Güçleri, El-Ömer petrol sahası ve Koniko gaz sahasındaki üslerinden Haseke’nin güneyindeki Al-Shaddadi bölgesine askeri ve lojistik sevkiyat başlattı. Küçük ve hava korumasız mevziler geçici olarak kapatılırken, büyük üslerdeki savunma sistemleri güçlendiriliyor.
Helikopterlerin, karayoluyla taşınamayan teçhizatları taşıdığı gözlemlendi. El-Ömer sahası, Koalisyon’un Suriye’deki en büyük üssü olma özelliğini taşıyor ve burada çok sayıda SDG militanı konuşlandırılmış durumda.
Bu hafta başında İsrail medyasının, ABD’nin önümüzdeki aylarda Suriye’den aşamalı olarak çekilme hazırlığında olduğunu öne sürmesinin ardından, The New York Times dikkat çeken bir haber yayımladı. Habere göre, ABD, Kuzeydoğu Suriye’deki yüzlerce askerini geri çekmeye başladı ve Kürt güçlerin kontrolündeki bölgede bulunan sekiz askeri üsten üçünü kapattı.
Perşembe günü başlayan geri çekilme, Kuzeydoğu Suriye’de görev yapan yaklaşık 2.000 ABD askerinden 600’ünü kapsıyor. Kapatılan üsler arasında MSS (Görev Destek Bölgesi) Green Village, MSS Euphrates ve Deyr ez-Zor yakınlarında bulunan daha küçük bir üs yer alıyor. Bu üslerin kontrolü, şu anda Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) devredilecek.
ABD’li yetkililer, önümüzdeki 60 gün içinde ülkedeki güçlerde ek bir azaltma yapılıp yapılmayacağını değerlendirecek. Ancak sahadaki komutanlar, en az 500 ABD askerinin bölgede kalması gerektiğini Pentagon’a bildirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce ABD askerlerinin Suriye’de kalmasına karşı şüphelerini dile getirmişti. Şu anki çekilme adımları, kara komutanlarının üslerin kapatılması ve birleştirilmesine yönelik tavsiyeleri doğrultusunda gerçekleşiyor. Süreç, Pentagon ve ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) tarafından onaylandı.
Bazı ABD’li yetkililer, Trump yönetiminin Suriye politikasını kapsamlı şekilde gözden geçirmeye hazırlandığını ve ABD’nin 2026 yılına kadar ülkeden tamamen çekilebileceğini ifade ediyor.
Rusya’nın Suriye’deki Askerî ve Ekonomik Stratejisi Derinleşiyor
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Nisan’da Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad el Sani ile Moskova’da bir araya gelerek Suriye’deki iş birliğini ele aldı. Görüşmede, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü vurgulandı. Rusya’nın Suriye geçiş hükümetiyle süregelen görüşmeleri ise Rus üslerinin geleceği üzerine yoğunlaşıyor.
Rusya, Suriye’ye teşvik bazlı ekonomik destekler sunarak üs haklarını genişletmeye çalışıyor. Fosfat madenleri ve petrol sahaları gibi alanlarda Rus yatırım sözleşmelerinin yeniden müzakere edildiği bildiriliyor.
Kamışlı’da Rus Askeri Varlığı Devam Ediyor
Suriye medyası, Rusya’nın Hmeymim hava üssü, Tartus deniz üssü ve Kamışlı’daki eski helikopter üssünde varlığını sürdürdüğünü aktarıyor. 17 Nisan’da çekilen bir videoda, Kamışlı pistinde bir Rus An-72 uçağının ve iki Rus bandıralı aracın görüntülendiği ifade edildi.
SDG Komutanı Mazlum Abdi, Kamışlı’daki Rus varlığının endişe verici olmadığını belirtti ve Şara hükümetinin Rus güçlerinin Suriye’de kalmasına izin vermeye açık olduğunu söyledi.
GSS’nin Tehditleri Komisyon Güvenilirliğini Zedeliyor
Suriye hükümeti karşıtı sosyal medya hesaplarına göre, Genel Güvenlik Servisi personeli (GSS) Mart 2025’teki Lazkiye kıyılarındaki şiddet olaylarını araştıran komisyona yalan ifade verilmesi yönünde halkı tehdit etti. El Muhtariye köyünde en az 40 sivilin öldüğü olayda GSS’nin sorumluluğunu gizlemeye yönelik çabalar olduğu iddia edildi.
Komisyon, 25 Mart itibarıyla Lazkiye’deki saha çalışmalarını tamamladığını bildirdi ancak daha sonra bölgeye dönüp dönmediği belirsizliğini koruyor.
Dera’da Silah Toplama Operasyonları Yoğunlaştı
Genel Güvenlik Servisi (GSS) güçleri, 17 Nisan’da Dera vilayetinin Maaraba bölgesinde geniş çaplı silah toplama operasyonu düzenledi. Cami hoparlörlerinden yapılan çağrılarla halktan silahlarını teslim etmeleri istendi. Operasyonlar, özellikle 13 Nisan’da Sekizinci Tugay’ın feshedilmesinden sonra yoğunlaştı.
Suriye-Ürdün İlişkilerinde Yeni Dönem
Suriye Dışişleri Bakanı Asaad el Şaibani ile Ürdünlü mevkidaşı Ayman Safadi, 17 Nisan’da Şam’da bir araya geldi. Taraflar ekonomi, enerji, ulaşım ve güvenlik gibi konularda yeni iş birliği konseyinin kurulmasını kararlaştırdı. Görüşmede, IŞİD ve sınır hattındaki kaçakçılıkla mücadele de gündeme geldi.
Kürtler, Suriye’de Adem-i Merkeziyetçiliği Savunuyor
AANES ve Suriye Demokratik Konseyi yetkilileri, Türkiye’nin federalizme karşı tutumuna rağmen Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir yönetimi savunmaya devam ediyor. İlham Ahmed, AANES’in Türkiye ile de görüşmeler yürüttüğünü ve bu görüşmelerin Şam ile ilişkileri etkileyeceğini söyledi.
ABD’den Suriye’ye 8 Şartlık Yaptırım Muafiyeti Teklifi
Washington Post’a göre, ABD’nin Suriye geçiş hükümetine sunduğu sekiz maddelik güven artırıcı şartlar arasında şunlar yer alıyor:
- Tüm Filistinli milislerin Suriye’deki faaliyetlerinin sonlandırılması
- ABD vatandaşı Austin Tice’ın bulunması
- Yabancı savaşçıların üst düzey görevlere atanmasının engellenmesi
- Kimyasal silahların imhası
- Terörle mücadelede iş birliği
ABD, bu şartların karşılanması durumunda mevcut yaptırım muafiyetini iki yıl uzatmayı değerlendiriyor.