Donald Trump’ın başkanlığı döneminde önerdiği “Amerika için Demir Kubbe” füze savunma sistemi, başlangıçta eleştirmenler tarafından gerçekçi bulunmamış ve “en saçma” planlardan biri olarak nitelendirilmişti. Ancak ulusal güvenlik uzmanları, bu sistemin Trump’ın ABD’yi füze tehditlerinden koruma kararlılığını simgelediğini belirtiyor.
Bu vizyon, ABD’yi Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi ülkelerden gelebilecek gelişmiş füze tehditlerine karşı korumayı hedefliyor. Özellikle uzay tabanlı teknolojilerdeki gelişmeler, bu tür bir sistemin maliyetini yüz milyarlar yerine, birkaç on milyar dolarlık bir seviyeye indirebilir.
Trump’ın önerisi, İsrail’in Demir Kubbe sisteminin birebir kopyasını inşa etmekten ziyade, ABD’ye özel bir savunma altyapısı oluşturmayı içeriyor. İsrail’in Demir Kubbe sistemi, daha kısa menzilli tehditlere odaklanırken, ABD’nin hedefi balistik ve hipersonik füze saldırılarına karşı koruma sağlamak.
Pentagon’un Guam’daki tesisler için Demir Kubbe sistemlerini İsrail’e iade etmesi, bu sistemlerin İran ve müttefiklerinden gelen tehditlere karşı daha etkili olabileceği yönündeki inancı yansıtıyor. Uzmanlar, Trump’ın bu terimi retorik bir araç olarak kullandığını ve uzay tabanlı önleyicilerle desteklenen modern bir füze savunma sistemi tasarlamak istediğini ifade ediyor.
ABD, füze savunması için önemli yatırımlar yapmış olsa da, mevcut sistemlerin sınırlamaları bulunuyor. Emekli Tuğamiral Mark Montgomery, ABD’nin konvansiyonel seyir ve balistik füze saldırılarına karşı kapsamlı bir koruma sağlayamadığını vurguluyor. Buna rağmen, güçlü bir yatırım ve caydırıcılık stratejisiyle bu açıkların kapatılması mümkün.
Ulusal güvenlik analistleri, ABD’nin uzay tabanlı önleyicilerle desteklenen modern bir füze savunma sistemi inşa edebileceğini ve bu hedefe ulaşmanın maliyetlerinin yönetilebilir seviyelerde tutulabileceğini belirtiyor. Trump’ın bu konuda gösterdiği irade, uzmanlar tarafından gelecekteki füze savunma sistemlerinin temeli olarak değerlendiriliyor.