ABD’nin Teksas eyaletindeki Dyess Hava Üssü’nden (Dyess AFB) havalanan ve 9. Bombardıman Filosu’na (9th EBS) bağlı B-1B Lancer tipi stratejik bombardıman uçakları, 15 Nisan’da Japonya’nın kuzeyindeki Misawa Hava Üssü’ne iniş yaptı.

Bu konuşlandırma, ABD’nin Japonya’ya ilk kez uzun süreli Bombardıman Görev Gücü (BTF) konuşlandırması anlamına geliyor. Aynı zamanda, Vietnam Savaşı’ndan bu yana ABD bombardıman uçaklarının Japon topraklarına birkaç günden uzun süreli ilk konuşlanmasıdır.

Hint-Pasifik bölgesinde birkaç hafta sürecek olan bu görevde B-1B Lancer’lar, ortak eğitim tatbikatları ve caydırıcılık operasyonlarına katılacak.

Filonun Operasyon Direktörü Yarbay Christopher Travelstead, “BTF 25-2, ABD’nin tehditleri caydırma ve bölgesel istikrarı sağlama konusundaki kararlılığını gözler önüne seriyor,” dedi. Şubat ayında İngiltere’deki RAF Fairford Üssü’ne konuşlandırılan B-52 uçaklarının da BTF 25-2 adı altında gönderilmesiyle artık Pasifik ve Avrupa’daki BTF operasyonlarının ayrı ayrı numaralandırıldığı görülüyor.

Misawa Üssü’nün Önemi

Misawa Hava Üssü, Japonya’nın en büyük adası Honshu’nun kuzeyinde, Tokyo’nun yaklaşık 684 kilometre kuzeyinde konumlanıyor. Üs; Japonya Hava Öz Savunma Kuvvetleri, ABD Hava Kuvvetleri ve ABD Deniz Kuvvetleri tarafından ortaklaşa kullanılıyor. Üste konuşlu hava araçları arasında ABD Donanmasına ait P-8A Poseidon’lar, iki F-16 filosu, Japon Mitsubishi F-2’ler, F-35 Lightning II’ler, E-2C Hawkeye’ler ve CH-47 Chinook’lar bulunuyor.

LOFT 11 ve LOFT 12 çağrı işaretleriyle gelen en az iki B-1B Lancer uçağının inişi teyit edilmiş durumda. Önceki BTF konuşlandırmalarında olduğu gibi, ilerleyen günlerde yeni uçakların katılması da muhtemel.

Bombardıman Görev Gücü (BTF) konsepti, 2018 yılında geliştirilen “Dinamik Kuvvet İstihdamı (DFE)” stratejisinin bir parçası olarak, kısa sürede planlanan ve icra edilen konuşlandırmalara dayanıyor. ABD Hava Kuvvetleri bu konsepti, kuvvetlerin “stratejik olarak öngörülebilir, ancak operasyonel olarak öngörülemez” olmasını sağlamak için uyguluyor.

Bu sistem daha önce RAF Fairford (İngiltere) ve Andersen AFB (Guam) gibi üslerde rutin hale gelmiş durumda.

Dinamik Kuvvet İstihdamı (DFE), ABD Savunma Bakanlığı’nın 2018 yılında yürürlüğe koyduğu ve özellikle Büyük Güç Rekabeti dönemine uygun olarak geliştirdiği yeni bir kuvvet kullanım doktrinidir. Bu yaklaşımın temel amacı, ABD askeri gücünü daha esnek, öngörülemez ve hızlı şekilde konuşlandırılabilir hale getirerek, rakip aktörleri (örneğin Çin ve Rusya) şaşırtmak ve caydırıcılığı artırmaktır.

Japonya’daki Stratejik Dönüşüm

Japonya, ABD’nin çok sayıda daimi konuşlu askeri unsuruna ev sahipliği yaparken, BTF kapsamında bombardıman uçaklarını ilk kez uzun süreli olarak kabul ediyor. Önceki görevlerde bu uçaklar kısa süreli ziyaretlerde bulunmuş ancak sürekli konuşlandırılmamıştı.

Toplumda ABD birliklerine karşı zaman zaman eleştiriler yükselse de, 1955’ten bu yana iktidarda olan Liberal Demokrat Parti (LDP), ABD-Japonya ittifakının sürmesinden yana bir politika izliyor.

Artan Çin etkisi ve Kuzey Kore tehdidi nedeniyle bu ittifakın önemi daha da artmış durumda. 2024 yılında, Japonya’daki ABD kuvvetlerinin, “genişletilmiş görev ve sorumluluklara” sahip yeni bir Müşterek Kuvvet Karargâhına dönüştürüleceği açıklandı. Dönemin ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, bu gelişmeyi “son 70 yılın en güçlü değişimi” olarak nitelendirdi.

B-1B Lancer’lar ve Bölgesel Güç Gösterisi

Aynı dönemde Diego Garcia’daki altı adet B-2A Spirit hayalet bombardıman uçağının sürpriz konuşlandırılması devam ederken, B-1B Lancer’ların Japonya’da konuşlandırılması ABD’nin Hint-Pasifik’teki caydırıcılık kapasitesini daha da güçlendirdi.

Geçtiğimiz günlerde Yemen üzerinde gerçekleştirilen operasyonlar sırasında B-2’lerin GBU-57 ‘bunker buster’ mühimmatı kullandığı yönünde raporlar gündeme gelmişti. Ancak The War Zone’a konuşan bir ABD yetkilisi, bu bilgilerin şüpheli olduğunu ve GBU-57’nin kullanılmadığını belirtti.

Önümüzdeki günlerde B-1B Lancer’ların, bölge ülkeleriyle yapılacak ortak uçuşlar, seyir serbestisi operasyonları (FONOPS) ve muhtemel mühimmat bırakma görevleriyle daha geniş çaplı faaliyetlerde bulunması bekleniyor.

Seyrüsefer Serbestisi Operasyonları (FONOPS), bir ülkenin uluslararası hukuka göre açık olan deniz ve hava sahalarında serbest dolaşım hakkını fiilen kullanarak göstermek amacıyla gerçekleştirdiği askerî operasyonlardır.

Avrupa’daki BTF görevlerinde olduğu gibi, bu konuşlandırmada da B-1B’ler Güney Kore üzerinde bir sorti gerçekleştirdi. Görevde Güney Kore F-16 ve F-35’lerinin yanı sıra ABD Hava Kuvvetleri’ne ait F-16’lar da yer aldı.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here