Millî Savunma Bakanlığı (MSB), Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 15’inci Hava ve Füze Savunma Üs Komutanlığı tarafından, Sinop Test Merkezi’nde HAWK Silah Sistemi Eğitim Atışları’nın başarıyla icra edildiğini duyurdu. Eğitim atışları, sistemin hâlâ aktif kullanımda olduğunu ve Türkiye’nin orta irtifa hava savunma kapasitesini sürdürdüğünü gösterdi.
MIM-23 Hawk, Raytheon tarafından geliştirilen radar güdümlü, orta menzilli bir karadan havaya füze sistemidir. Türkiye, bu sistemi 2001 yılında ABD’den “Güney Kanat Yardımı” kapsamında satın aldı. Yaklaşık 270 milyon dolar maliyetle gerçekleşen anlaşma kapsamında, eğitim ve lojistik destek de sağlandı. ABD ayrıca 175 adet MIM-23B füzesini Türkiye’ye hibe etti.
2005 yılında teslimatları başlayan sistem, 2007 yılı itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine tam olarak katıldı. Toplamda 16 batarya; 8 atış kontrol ünitesi, 48 lançer ve 175 füze ile hizmet veriyor. HAWK sistemi, modernizasyonla HAWK XXI standardına yükseltilmiş ve 8 adet MPQ-64 Sentinel 3D radarıyla desteklenmiştir.
Operasyonel Kullanım ve Kritik Dönemlerdeki Rolü
HAWK, Türkiye’nin hava savunmasında kritik rol üstlendi. 2012 yılında Suriye’nin Türk RF-4ETM keşif uçağını düşürmesinin ardından angajman kuralları değiştirildi ve sistem Suriye sınırına yerleştirildi. Ayrıca, 2020’de Bahar Kalkanı Harekâtı kapsamında İdlib bölgesine takviye olarak gönderildi. Libya’daki Watya Hava Üssü’ne de konuşlandırılan sistem, 2024 itibarıyla yerli HİSAR-O ile değiştirilmeye başlandı.
Yerli HİSAR-O Sistemine Geçiş
HAWK sistemi, yıllarca hizmet vermesine rağmen yaşlanan füzeleri nedeniyle güvenilirlik sorunları oluşturmaya başladı. Bu durum, Türkiye’nin yerli hava savunma sistemi geliştirme çabalarını hızlandırdı. ASELSAN ve ROKETSAN iş birliğiyle geliştirilen HİSAR-O sistemi, HAWK’ın yerini almaya başladı.
2025 yılı itibarıyla HAWK sisteminin eğitim atışları ve sınırlı operasyonel kullanımı sürse de, sistemin görev süresinin sonuna yaklaştığı değerlendiriliyor. HİSAR-O ile birlikte Türkiye, hava savunmasında dışa bağımlılığı azaltarak savunma sanayiinde milli yeterliliğe doğru önemli bir adım atıyor.
