Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yaklaşık üç yıl önce Ukrayna’yı işgal etmeye başladığında, dönemin ABD Başkanı Joe Biden, Kiev’le dayanışma içinde sağlam bir duruş sergileyerek Avrupalı müttefiklerinden bir siper oluşturdu ve Moskova’yı ekonomik ve diplomatik olarak izole etmek için kıdemli danışmanlarını görevlendirdi. Ancak Salı günü ABD’li ve Rus müzakereciler arasında yapılan ilk görüşme ile Washington’un tutumu önemli ölçüede değişti.

Yetkililer, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesinden sadece bir ay sonra bir araya geldi. Ukrayna ve NATO ortakları, Trump’ın ekibi tarafından kenara itilirken, Putin daha görüşmeler başlamadan tavizler vermişti. Trump’ın, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına son vermek için acele etmesi, Putin ile Kiev ve Avrupa’nın güvenliğini zayıflatabilecek ve jeopolitik dengeleri değiştirebilecek bir barış anlaşması korkularını artırdı.

Obama dönemi dış politika danışmanlarından Brett Bruen, “Asıl endişe verici olan, Trump’ın Rusya’yı sadece birkaç gün içinde parya konumundan ödül ortaklığına yükselttiği” dedi.

Riyad’daki Müzakereler ve Ukrayna’nın Dışlanması

ABD ve Rusya, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en ölümcül çatışmayı görüşmek üzere ilk kez Riyad’da bir araya geldi. Taraflar, gelecek toplantılar için müzakere ekipleri oluşturma ve diplomatik misyonların normal işleyişini yeniden tesis etme konusunda anlaştı. Bu gelişme, uzun süredir donmuş olan ilişkilerin çözüldüğünü gösterdi.

Ancak Ukrayna’nın toplantıdan dışlanması, Biden ve NATO’nun “Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında hiçbir şey olmaz” politikasından keskin bir sapmayı temsil etti. Kiev, kendi rızası olmadan dayatılan hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceğini açıkladı. Avrupalı liderler de Trump’ı, Ukrayna’nın NATO üyeliğini reddederek Moskova’ya bedava taviz vermekle suçladı.

Trump-Putin Müzakereleri: Yeni Bir Strateji mi?

Trump, görüşmelerin ardından kendine daha fazla güvendiğini ve muhtemelen ay sonuna kadar Putin ile tekrar görüşeceğini belirtti. Geçmişte Putin’i öven Trump, telefon görüşmesinden sonra da Putin’in uzlaşmacı tavrını takdir etti.

Trump’ın görüşmeleri yönetmek için görevlendirdiği isimler arasında Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve özel elçi Steve Witkoff yer aldı. Buna karşın, Rus tarafındaki müzakereciler oldukça deneyimliydi: Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Kremlin’in dış politika yardımcısı Yuri Ushakov, toplamda 34 yıllık tecrübe ile masadaydı.

Yale Üniversitesi profesörü ve Rusya uzmanı Timothy Snyder, Trump’ın ekibinin uluslararası müzakerelerde neredeyse hiç deneyimi olmadığını ve bölgesel uzmanlıktan yoksun olduklarını belirtti. Bruen ise durumu “amatör saati” olarak nitelendirdi.

Ukrayna ve NATO’nun Geleceği Ne Olacak?

ABD’nin Ukrayna’yı dışarda bırakması, Avrupa’da yeni tartışmalara yol açtı. Avrupa hükümetleri, Ukrayna için bir anlaşma sağlamak amacıyla barış gücü askerleri göndermeyi tartışıyor. Ancak Moskova, NATO birliklerini kabul etmeyeceğini kesin bir dille belirtti.

Trump, Ukrayna’nın toplantıya dahil edilmemesiyle ilgili endişeleri görmezden gelirken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy ise Suudi Arabistan ziyaretini erteleyerek ABD-Rusya görüşmelerine meşruiyet kazandırmaktan kaçındı.

Washington’daki Stimson Center’dan Emma Ashford, “Ukrayna’nın odada olmaması ideal değil, ancak gelecekte bu tür toplantılara dahil edilecekler” dedi. Ancak Temsilciler Meclisi’nin Ukrayna grubu eşbaşkanı Jake Auchincloss, “Rusya, Ukrayna ve NATO’yu dışlayan ikili diplomaside normalleşti ve bunun için hiçbir şey vermedi” yorumunda bulundu.

Kaynak:Reuters

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here