İsrail hükümeti tarafından oluşturulan bir komisyon, Türkiye’nin Suriye’de “Sünni İslamcı” bir gücü desteklemesi durumunda, bu durumun İsrail için İran’dan daha büyük bir tehdit oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Pazartesi günü yapılan açıklamada, Türkiye’nin, Suriye’deki Beşar Esad yönetiminin çöküşünden en büyük faydayı sağlayan ülke olarak öne çıktığı ifade edildi.
Geçtiğimiz ay, Hay’at Tahrir al-Sham (HTS) ve Türkiye destekli diğer grupların öncülüğünde gerçekleşen muhalif saldırıların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmed El Şaraa (Ebu Muhammed El Colani) liderliğindeki yeni Suriye geçici hükümetine destek sözü verdi. Bu destek, askeri ve güvenlik yardımlarını da kapsıyor.
Komisyon, eski Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Nagel tarafından yönetiliyor ve İsrail’in karşılaşabileceği potansiyel tehditler üzerine çalışıyor. 2023 yılında kurulan komisyon, özellikle Gazze Savaşı öncesi İsrail’in savunma stratejilerine yönelik tavsiyeler geliştirmek amacıyla oluşturuldu.
Komisyon raporunda, Suriye’deki yeni Sünni güçlerin İsrail için İran tehdidinden daha ciddi bir tehdit oluşturabileceği vurgulandı. Raporda şu ifadeler yer aldı:
- “Bu güç, İsrail’in varlığını tanımayı reddeden aşırı Sünni bir yapı olarak ortaya çıkabilir.”
- “Suriye’deki merkezi kontrolleri ele geçiren Sünni isyancılar, İran’ın sınırlı tehdidinden daha büyük bir risk teşkil edebilir.”
Raporda, Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nu eski ihtişamına kavuşturma hedefinin bir parçası olarak, Suriye’deki bu güçlerin Türkiye’nin vekili haline dönüşmesi durumunda risklerin artabileceği belirtildi. Ayrıca, bu durumun doğrudan bir Türkiye-İsrail çatışması ihtimalini artırabileceği vurgulandı.
Komisyon, Esad yönetiminin olası çöküşünden sonra Suriye’deki askeri altyapının hedef alınmasına yönelik İsrail’in önceki bombardıman kampanyalarını hatırlatarak, önleyici ve proaktif tedbirlerin önemini vurguladı. Raporda, Suriye’deki Türk güçlerinin varlığının, Suriye’nin yeniden silahlanma sürecini hızlandırabileceği ve bunun jeopolitik istikrarsızlığı artırarak Türkiye-İsrail gerilimini tetikleyebileceği uyarısı yapıldı.
Nagel Komisyonu, Türkiye ile olası bir çatışma durumunda İsrail’in askeri hazırlıklarını artırmak için bir dizi stratejik öneride bulundu. Bu öneriler, İsrail’in hem savunma hem de saldırı kapasitesini güçlendirmeye yönelik çeşitli alanları kapsıyor.
Gelişmiş Silah Sistemlerinin Temini
Komite, İsrail’in uzun menzilli vurucu gücünü artırmak için şu unsurları içeren yeni alımlar önerdi:
- F-15 Savaş Uçakları: Gelişmiş hava operasyonları için.
- Yakıt İkmal Uçakları: Uzak operasyonlar için uçakların menzilini artırmak adına.
- İnsansız Hava Araçları (İHA): İstihbarat, gözetleme ve saldırı yeteneklerini güçlendirmek için.
- Uydu Sistemleri: Gerçek zamanlı istihbarat toplama ve iletişim için.
2. Hava Savunma Sistemlerinin Güçlendirilmesi
İsrail’in çok katmanlı hava savunma kabiliyetlerini geliştirmek için şu sistemlerin modernizasyonu ve genişletilmesi tavsiye edildi:
- Iron Dome: Kısa menzilli tehditlere karşı etkili savunma.
- David’s Sling: Orta menzilli füze tehditlerine karşı koruma.
- Arrow Sistemleri: Balistik füzelere karşı stratejik savunma.
- Iron Beam: Lazer tabanlı savunma sistemi, ekonomik ve hızlı bir çözüm sunuyor.
3. Sınır Güvenliğinin Artırılması
Komite, Ürdün Vadisi boyunca tahkim edilmiş bir güvenlik bariyeri inşa edilmesini önerdi. Bu öneri, Ürdün ile diplomatik zorluklar yaratabilecek olsa da, İsrail’in stratejik savunma yaklaşımında önemli bir değişikliğe işaret ediyor.
