Türkiye’de üretilen Kirpi Zırhlı Personel Taşıyıcı (MRAP), belirli bir savaş türü için tasarlanmıştı. Ancak şimdi kendisini Rusya-Ukrayna çatışmasının çok farklı dinamikleriyle yüzleşirken buldu. Ukrayna’nın 152. “Jagger Tugayı” askerlerinin Kirpi’yi cephede her gün kullanarak edindikleri tecrübeleri aktardı.

Askeri araçlar genellikle kataloglarda kusursuz ve yenilmez makineler olarak gösterilir. Ancak bir teknolojinin gerçek sınavı, laboratuvarlarda değil; Rusya-Ukrayna cephesinin kaotik ortamında, gökyüzündeki her sesin bir drone, yoldaki her tümseğin bir tehdit olabileceği koşullarda verilir. Bu şartlarda ayakta kalmak, yalnızca tasarıma değil, adaptasyon yeteneğine de bağlıdır.

Bölükteki her Kirpi en az bir kez mayına çarpmış ya da imha edilmiş durumda. Dışarıdan bakıldığında hasar ağır — “kopmuş tekerlekler, parçalanmış akslar, katlanmış kaputlar” gibi ifadelerle tarif ediliyor.
Ancak tüm bu yıkıma rağmen zırhlı mürettebat kapsülü bütünlüğünü korumuş ve askerler çoğu zaman sağ olarak yürüyüp gitmeyi başarmış.

İçerideki şok emici koltuklar ve havalandırma sistemi, hem fiziksel hem psikolojik dayanıklılığı artırıyor. Askerler, sinirlerini yatıştırmak için kısa sigara molası verebildiklerini söylüyor. Kirpi’nin temel tasarım felsefesi — “Üstü bükülür, altı patlar ama kapsül sizi hayatta tutar.” — savaş alanında defalarca kanıtlanmış durumda.

Kirpi’nin orijinal tasarımı, mayınlara ve el yapımı patlayıcılara (EYP) karşı koruma sağlamaya odaklıydı. V şeklindeki gövdesi, asimetrik savaş koşullarında “son teknoloji” olarak kabul ediliyordu. Ancak bu konsept, drone çağından önce geliştirildi.

Ukrayna cephesinde ise tehditler artık gökyüzünden geliyor. Askerlerin ifadesiyle Kirpi’nin “tavanı çok yumuşak” ve yukarıdan bırakılan mühimmatlara karşı yeterli koruma sağlamıyor. Bu durum, modern savaş alanının dikey boyut kazandığını ve eski nesil araçların yeni tehditlere karşı savunmasız kalabildiğini gösteriyor.

Askerlerin en dikkat çekici alışkanlıklarından biri, emniyet kemerlerini nadiren takmaları. Bunun nedeni basit: Kemer takmamaları onlara birkaç saniye kazandırıyor ve o saniyeler bazen hayat kurtarıyor.

Görevleri, cephe hattına askerleri hızla bırakıp hemen geri çekilmek. Bu durumda hız, hayatta kalma olasılığını doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla klasik güvenlik kuralları, savaş gerçekliğinde geri planda kalıyor.

Kirpi’nin en büyük zayıflığı ve gücü aynı noktada birleşiyor: Ağırlığı. Yaklaşık 20 tonluk dev araç, çamurlu arazilerde kontrolü zor bir “kabus”a dönüşüyor. Büyük kütlesi, düşük çekiş gücü ve kolay tespit edilmesi, onu hedef haline getirebiliyor.

Ancak bu ağırlık aynı zamanda en büyük avantajı da sağlıyor — mürettebatı hayatta tutan zırhlı kapsül. Kirpi, çoğu zaman yaralıları cepheden tahliye eden bir cankurtaran görevi görüyor. Geri çekilme anlarında ise makineli tüfekçisi ateş desteği sağlarken, aracın kendisi “son siper hattı” olarak kullanılıyor.

Kirpi mükemmel değil; ağır, gürültülü ve modern tehditlere karşı bazı zafiyetleri var. Ancak Ukraynalı askerlerin ortak görüşü net: “Hayatta olmamızın nedeni Kirpi.”

Bu hikâye, teknolojinin ancak onu kullanan insanların zekâsı, uyumu ve cesareti kadar etkili olabileceğini gösteriyor. Drone savaşlarının yeni çağında Kirpi, zırhlı araç tasarımının geleceğine dair önemli dersler barındırıyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here