Avrupalılar, Trump yönetiminin Ukrayna, Rusya ve Avrupa savunmasıyla ilgili son hamleleri karşısında şaşkına döndü. Oysa buna hazırlıklı olmaları gerekirdi. Ancak son günlerde yaşanan gelişmeler, Avrupalı yetkililer arasında panik ve belirsizlik yarattı.
Münih’te Endişeli Bekleyiş
Hafta sonu Münih’te düzenlenen güvenlik konferansında, Avrupalı delegeler Trump’ın politikalarına karşı cesur bir duruş sergilemeye çalışsa da endişe ve inançsızlık hakimdi. En büyük korkuları, ABD’nin artık askeri koruma sağlamayacağı ve Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna’yı ve Avrupa güvenliğini zayıflatacak bir barış anlaşması yapmasıydı.
Bu kaygılar, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in konuşmasıyla daha da arttı. Vance, Ukrayna ve Avrupa’nın savunmasına yalnızca yüzeysel bir şekilde değinirken, Avrupa’yı ifade özgürlüğünü kısıtlamak ve göç krizini yönetememekle suçladı.
Avrupa Kendi Savunmasını Üstlenmeye Hazırlanıyor
Avrupalı liderler, askeri harcamaları artırarak ve savunma sanayisini güçlendirerek daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini açıkladılar. Ancak, Trump’ın ilk başkanlık dönemi (2017-2021) ve Rusya’nın 2022’deki Ukrayna işgalinden bu yana bu tür açıklamalar sıkça yapılmış olmasına rağmen, somut bir eylem planı oluşturulmuş değil.
Ayrıca, Avrupalı liderler, Pazartesi günü Paris’te düzenlenecek zirvede Ukrayna’ya güvenlik garantileri sunma konusunda ABD’nin baskısı altında bulunuyor.
ABD-Rusya Görüşmeleri ve Avrupa’nın Endişeleri
Avrupa’nın dışlanma korkusu, Trump’ın Ukrayna temsilcisi emekli Korgeneral Keith Kellogg’un barış görüşmelerine katılmayacaklarını ancak fikirlerinin dikkate alınacağını açıklamasıyla daha da arttı. Kısa süre sonra, ABD’li ve Rus yetkililerin Suudi Arabistan’da savaşın sona erdirilmesi için görüşmeler yapacağı ortaya çıktı.
ABD yetkilileri, yalnızca “kalıcı” bir barış anlaşmasını kabul edeceklerini ve Ukrayna’nın masada olacağını vurgulasa da, Avrupalı liderler bu sürecin bir “yatıştırma politikası” haline gelmesinden endişe duyuyor. Münih’teki güvenlik konferansına katılan yetkililer, 1938’de Nazi Almanyası’nın Çekoslovakya’nın Sudetenland bölgesini ilhak etmesine yol açan Münih Anlaşması’nı hatırlatarak benzer bir sürecin yaşanabileceğini belirtti.
Avrupa Birliği Dış Politika Şefi Kaja Kallas, “Bu akşam burada Münih’te dururken kendime sormadan edemiyorum: Daha önce de burada mıydık?” diyerek endişesini dile getirdi. Polonya Başbakanı Donald Tusk ise X hesabından yaptığı paylaşımda, “Bir tarihçi ve siyasetçi olarak bugün söyleyebileceğim tek şey: MÜNİH. BİR DAHA ASLA.” ifadelerini kullandı.
Polonya Dışişleri Bakanı Avrupa Ordusu Fikrini Reddetti
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Ukrayna Devlet Başkanı’nın Rusya’dan gelen tehditlere karşı Avrupa ordusu kurulması yönündeki çağrısını reddetti.
Bir televizyon röportajında konuşan Sikorski, “Avrupa ordusu” teriminin farklı şekillerde yorumlandığını belirterek, bu kavramın dikkatli kullanılması gerektiğini vurguladı.
Sikorski, ulusal orduların birleşmesinin söz konusu olmadığını ifade ederken, Avrupa Birliği’nin (AB) savunma kabiliyetlerini geliştirmesi gerektiğini savundu. ABD’nin Avrupa’nın savunma alanında ilerleme kaydetmesini istiyorsa, bu sürecin ulusal, NATO ve Avrupa Birliği bileşenleri içermesi gerektiğini belirtti.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb: Ukrayna’nın AB ve NATO Üyeliği Müzakere Edilemez
Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik olası müzakerelerde Kiev’in Avrupa Birliği (AB) ve NATO üyeliği konusundaki kararlılığını vurguladı. Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Stubb, Ukrayna’nın her iki ittifaka da katılımının “müzakere edilemez” olduğunu belirtti ve “Bu, Ukraynalıların vereceği bir karardır” dedi.
Stubb, Ukrayna’nın AB’ye katılım sürecinin çoktan başladığını ifade ederek “Ukrayna, Avrupalı olacak, Rus değil” sözleriyle sürecin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için bunun şimdiden “büyük bir kayıp” olduğunu belirtti. NATO üyeliği konusunda ise sürecin ilerleyen dönemlerde tamamlanacağını ifade etti.
Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Heusgen: “Bu Yılki Toplantı En Anlamlısıydı”
Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen, Bavyera’nın başkentinde düzenlenen bu yılki toplantıyı “bugüne kadarki en anlamlı güvenlik konferanslarından biri” olarak değerlendirdi.
Transatlantik ortaklık konusunda endişelerini dile getiren Heusgen, ABD Başkan Yardımcısı Vance’in konuşmasının ardından, “ortak değerler temelimizin artık o kadar da ortak olmadığından korkulması gerektiğini” ifade etti.
Ayrıca, 61. Münih Güvenlik Konferansı’nın, Heusgen’in başkan olarak katıldığı son toplantı olduğu belirtildi.
MÜHİH GÜVENLİK KONFERANSI
2.GÜN

Scholz’dan AB İstikrar Paktı İçin Savunma Harcamalarında İstisna Önerisi
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, savunma harcamalarının AB İstikrar Paktı’ndan muaf tutulması gerektiğini belirterek, bu istisnaların zamana bağlı olacağını ve tüm üye ülkelerin mali dengesini koruyacağını vurguladı. Scholz, bu yaklaşımı “kazan-kazan stratejisi” olarak tanımlarken, bunun hem ABD’nin Avrupa’daki yükünü hafifleteceğini hem de NATO’nun genel gücünü artıracağını ifade etti.
Almanya’nın Ukrayna Desteği: ABD’den Daha Fazla
Scholz, Almanya’nın Ukrayna’ya sağladığı desteğin, ekonomik gücüne oranla ABD’nin sağladığı desteğin dört katı olduğunu belirtti. Ukrayna’ya yardımların mevcut seviyede devam edeceğini açıklayan Şansölye, borç freninin acil durumlar için istisnalar içerdiğini ve bu konuda Almanya Federal Meclisi’nde geniş bir destek oluşacağını düşündüğünü ekledi.
Scholz: “Özgürlük ve Demokrasi İçin Mücadele Ediyoruz”
Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada Scholz, “Özgürlük ve demokrasiyi savunmak için buradayız” dedi ve ABD’nin Ukrayna’nın egemenliğini koruma yönündeki taahhüdünü memnuniyetle karşıladığını belirtti. Bu bağlamda Scholz, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile AfD lideri Alice Weidel’in görüşmesine ve Elon Musk’ın AfD’ye verdiği desteğe dolaylı olarak tepki gösterdi.
Scholz, “AfD’ye verilen destek, ‘Bir daha asla’ taahhüdüyle bağdaşmaz” diyerek, demokrasinin dış müdahalelerden korunması gerektiğine vurgu yaptı. Konuşmasında, “Bir liberal demokrasi olarak Almanya’nın tarihsel misyonu nettir: Bir daha asla faşizm, bir daha asla ırkçılık, bir daha asla saldırgan savaş” ifadelerini kullandı.
Münih Güvenlik Konferansı ve ABD’den Gelen Açıklamalar
Scholz’un konuşması, ABD Başkan Yardımcısı Vance’in Avrupa’daki iç gelişmeleri, Rusya ve Çin’den gelen tehditlerden daha büyük bir risk olarak görmesine yanıt olarak değerlendirildi. Şansölye, bu tür görüşlere karşı Avrupa’nın kendi bütünlüğünü ve güvenliğini koruması gerektiğini savundu.
Göç Politikası: Almanya Daha Az Mülteci Bekliyor
Scholz, 2024’e kıyasla Almanya’ya gelen mülteci sayısının 100.000 kişi azalmasını umduğunu belirtti. SPD’nin şansölye adayı olarak Funke Mediengruppe ve Fransız “Ouest-France” gazetesine verdiği röportajda, düzensiz göçe karşı yasaların sıkılaştırıldığını ve sınır kontrollerinin artırıldığını ifade etti. Geçen yıl yaklaşık 40.000 kişinin Almanya’ya girişinin engellendiğini hatırlatan Scholz, bu eğilimin 2025 yılında da devam edeceğini öngördüğünü söyledi.
ARKA PLAN BİLGİ
AB İstikrar Paktı tam adıyla İstikrar ve Büyüme Paktı (Stability and Growth Pact – SGP), AB üye ülkelerinin kamu maliyesini disipline etmek amacıyla oluşturulmuştur. Özellikle, AB’nin ortak para birimi olan avroyu kullanan ülkelerin (Euro Bölgesi) bütçe açıklarını ve kamu borçlarını belirli sınırlar içinde tutmalarını sağlar.
CDU Lideri Merz: ABD bizim seçimlerimize saygı göstermeli
Almanya’nın CDU lideri ve Avrupa Birliği Şansölye adayı Friedrich Merz, Münih Güvenlik Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulundu. İngilizce yaptığı konuşmada, “ABD’deki başkanlık ve kongre seçimlerinin sonuçlarına saygı duyuyoruz ve ABD’nin de bizim seçimlerimize aynı şekilde saygı göstermesini bekliyoruz” dedi.
Beyaz Saray’da AP haber ajansına mensup gazetecilerin karıştığı bir olay üzerinden ABD’ye gönderme yapan Merz, “Biz asla gazetecileri federal basın toplantımızdan kovmayız” diyerek basın özgürlüğüne vurgu yaptı.
Ukrayna’ya Güçlü Destek Mesajı
Merz, Ukrayna’nın güçlü bir pozisyondan müzakere edebilmesi için her şeyin yapılması gerektiğini belirtti. Ukrayna’nın müzakere masasına oturması gerektiğini vurgulayan CDU lideri, Rusya ve ABD’nin, Ukrayna ve Avrupa Birliği olmadan herhangi bir müzakere yapmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Bu açıklamalarını, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve Çek Cumhurbaşkanı Petr Pavel ile birlikte katıldığı panelde dile getirdi.
NATO Üyeliği Tartışmaları ve ABD’ye Mesaj
Merz, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin masadan kaldırılmasına karşı olduğunu belirtti. Donald Trump yönetiminden gelen son açıklamalara atıfta bulunarak, NATO zirvesinde alınan kararların tek bir üye ülke tarafından bozulamayacağını ifade etti.
Taurus Füzelerinin Ukrayna’ya Teslimatı
Merz, Ukrayna’ya Taurus seyir füzesi teslimatıyla ilgili olarak Avrupa ülkeleriyle ortak karar alınması gerektiğini vurguladı. “Eğer Almanya bu teslimatı yaparsa, bu bir parlamento kararı değil, yürütme kararı olacaktır” dedi.
FDP’li Strack-Zimmermann’dan Vance’e Tepki
FDP’li politikacı Marie-Agnes Strack-Zimmermann, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmayı eleştirdi. Avrupa Parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı, F.A.Z. gazetesine verdiği demeçte, Vance’in açıklamalarını “Avrupa’daki seçim kampanyalarına müdahale” olarak nitelendirdi.
Strack-Zimmermann, “Amerikalılar bizim onların seçimlerine müdahale etmemizi istemiyorsa, ABD de burada süren seçim kampanyasına saygı duymalı” diyerek tepki gösterdi. Ayrıca, bu açıklamaların ABD ile Avrupa arasındaki ilişkileri kolaylaştırmadığını ve “nezaketsizlik sınırında” olduğunu söyledi.
ARKA PLAN
Şubat 2025’te, Beyaz Saray ile Associated Press (AP) haber ajansı arasında, “Meksika Körfezi” isminin “Amerika Körfezi” olarak değiştirilmesi konusunda bir anlaşmazlık yaşandı. Başkan Donald Trump, 20 Ocak 2025’te imzaladığı bir kararnameyle Meksika Körfezi’nin adını “Amerika Körfezi” olarak değiştirilmesini emretti. Ancak AP, bu değişikliği benimsemeyerek geleneksel ismi kullanmaya devam etti.Bu tutum nedeniyle, AP’nin kıdemli başkan yardımcısı ve genel yayın yönetmeni Julie Pace’in, 12 Şubat’ta Oval Ofis’te düzenlenen bir etkinliğe katılımı engellendi. Pace, bu durumu “son derece rahatsız edici bir gerginlik” olarak nitelendirerek, “Trump yönetiminin AP’yi bağımsız gazeteciliği nedeniyle cezalandırması endişe vericidir” dedi. Ayrıca, bu eylemin “Anayasa’nın Birinci Değişikliği’nin açık bir ihlali” olduğunu belirtti.

Zelenskyy: “Avrupa Ordusu Kurulmalı”
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy, Avrupa’nın ortak bir ordu kurmasının zamanının geldiğini belirtti. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Avrupa’nın silahlı kuvvetlerini oluşturmasının zamanı geldiğine gerçekten inanıyorum” dedi.
Zelenskyy, ABD’nin Avrupa’nın güvenliğine yönelik tehditlerde artık “hayır” diyebileceğini göz ardı etmemek gerektiğini vurguladı. Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlamak için ortak bir dış ve savunma politikası etrafında birleşmesi gerektiğini belirterek, “Avrupa’nın elinde her şey var, ancak bir araya gelip güçlü bir şekilde hareket etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Askeri Gücü Avrupa’ya Tehdit
Rusya’nın savaş alanında ağır kayıplar vermesine rağmen silahlı kuvvetlerine 150.000 asker daha eklediğini belirten Zelenskyy, bunun pek çok Avrupa ordusundan daha büyük bir güç oluşturduğunu söyledi. Ayrıca, Rusya’nın her hafta yeni asker alma ofisleri açtığını ve petrol fiyatlarının yüksek olması nedeniyle savaşı sürdürebildiğini ifade etti.
Ukrayna lideri, istihbarat raporlarının, Rusya’nın Belarus’a eğitim tatbikatı bahanesiyle asker göndermeyi planladığını ortaya koyduğunu belirterek, bunun komşu Avrupa ülkelerine yönelik operasyonların başlangıcı olabileceğini söyledi.
Zelenskyy: “Putin Güvenilir Bir Ortak Değil”
ABD’de, Başkan Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile doğrudan görüşmelere başlamasıyla birlikte savaşı sona erdirmek için yeni bir girişim gündeme geldi. Ancak Zelenskyy, Putin’in güvenilir bir ortak olmadığını vurguladı:
“Putin gerçek güvenlik garantileri sunamaz. Sadece patolojik bir yalancı olduğu için değil, aynı zamanda Rusya’nın varlığını sürdürebilmek için savaşa ihtiyacı olduğu için. Dünya, bu tehdide karşı korunmalıdır.”
Ayrıca, Ukrayna’nın kendisi olmadan arkasından yapılan hiçbir barış anlaşmasını kabul etmeyeceğini belirtti.
NATO Üyeliği ve ABD’nin Tutumu
Trump ve ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin olası bir barış anlaşmasında masada olmayacağını belirtmesine rağmen, Zelenskyy Ukrayna’nın NATO içinde bir geleceği olduğunu vurguladı.
“Ben de Ukrayna için NATO üyeliğini masadan kaldırmayacağım” diyen Zelenskyy, “Ancak şu anda NATO’nun en etkili üyesi Putin gibi görünüyor, çünkü kaprisleri NATO’nun kararlarını engelleme gücüne sahip” ifadelerini kullandı.
Çernobil’e Rus Saldırısı
Münih Güvenlik Konferansı başlamadan önce Zelenskyy, bir Rus saldırı insansız hava aracının (İHA), Çernobil nükleer reaktörünün lahitini vurduğunu ve en az 15 kilogram patlayıcı taşıdığını açıkladı.
“Bu sadece delilik değil, aynı zamanda Rusya’nın gerçek duruşu” diyen Zelenskyy, bu tür saldırılar düzenleyen bir ülkenin barış istemediğini söyledi.
Rubio, Avrupalılarla Ukrayna’daki Barışı Görüştü
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Münih Güvenlik Konferansı kapsamında Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden mevkidaşlarıyla bir araya geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Avrupa Birliği’nin baş diplomatlarıyla yapılan görüşmelerde Ukrayna’da kalıcı barış sağlanması konusu ele alındı.
ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmesinin ardından, Avrupa ülkeleri, Ukrayna konusunda bir barış anlaşmasının dışında bırakılabileceklerine dair endişelerini dile getirdi. Ancak, katılımcı ülkeler, Avrupalıların müzakere sürecine dahil olabileceğine dair bazı sinyaller aldıklarını belirtti.
ABD’nin Rusya ve Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, daha önce İngiliz “The Guardian” gazetesine verdiği röportajda, Avrupa’nın doğrudan barış görüşmelerine dahil olacağına inanmanın gerçekçi olmadığını söylemişti. Ancak, ABD yönetiminin Avrupa’dan gelecek önerileri memnuniyetle karşılayacağını belirtti.
ABD Elçisi: Avrupa, Ukrayna Barış Görüşmelerinin Bir Parçası Olmayacak
Washington’un Avrupa başkentlerine, Kiev’e güvenlik garantileri konusunda nasıl katkıda bulunabileceklerini soran bir anket göndermesinin ardından, Donald Trump’ın Ukrayna baş temsilcisi, Avrupa’nın Ukrayna barış görüşmelerinde yer almayacağını açıkladı.
Trump, bu hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Kiev veya ABD ile istişare etmeden arayarak ve Ukrayna barış görüşmelerinin derhal başlayacağını ilan ederek Avrupalı müttefiklerini şaşkına çevirdi.
Trump yönetimi yetkilileri, son günlerde ABD’nin artık sınır güvenliği ve Çin’e karşı koymak gibi başka öncelikleri olduğunu vurguladı. Yetkililer, NATO’daki Avrupalı müttefiklerinin bölgede birincil sorumluluğu üstlenmesini beklediklerini açıkça ifade etti.
“Avrupalılar Masada Olmayacak”
General Keith Kellogg, Münih’te düzenlenen küresel güvenlik konferansında, Avrupalıların barış görüşmelerinde yer alıp almayacağına dair soruya net bir yanıt verdi:“Avrupalıların masada olacağına dair bir güvence veremem. Cevap, sizin de ifade ettiğiniz gibi, hayır.”
Ancak Ukraynalıların görüşmelere dahil olacağını belirten Kellogg, aksi bir düşüncenin “aptallık” olacağını da sözlerine ekledi.
Avrupa’dan Tepki: “Avrupasız Ukrayna Barışı Mümkün Değil”
Kellogg’un açıklamaları, Avrupa liderlerinden tepki çekti. Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Münih’teki aynı güvenlik konferansında yaptığı konuşmada, “Avrupalılar olmadan, Ukrayna’nın geleceği ya da Avrupa’nın güvenliği hakkında müzakere yürütmemiz mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
Stubb ayrıca Avrupa’nın daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirterek,“Avrupa’nın artık daha az konuşup, daha çok şey yapması gerekiyor” dedi.
ABD’nin Anketi ve Avrupa’nın Tavrı
ABD’nin Avrupalı müttefiklerine gönderdiği ankette altı soru bulunduğu belirtiliyor. Avrupalı bir diplomata göre, bu sorulardan biri özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelere yöneltilmiş durumda.
Bir diplomat, ABD’nin Avrupa başkentlerine yaklaştığını ve müttefiklerin ne kadar asker konuşlandırmaya hazır olduklarını sorduğunu ifade etti.
Avrupa, Ukrayna Müzakerelerinde Neden Daha Aktif Olmalı?
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Avrupalı liderleri Ukrayna’daki savaşı sona erdirme sürecine daha fazla dahil olmaya çağırdı. Rutte, Münıh Güvenlik Konferansı kapsamında yaptığı açıklamada, “Avrupalılar söz sahibi olmak istiyorlarsa, kendilerini ilgili hale getirmelidir” dedi. Avrupa’nın Ukrayna’da barışın sağlanması için “güçlü tekliflerle” masaya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Rutte: “Putin, NATO Ülkesine Saldıramaz”
Rutte, Putin’in bir NATO ülkesine saldırmaya cesaret edemeyeceğini belirtti. Ancak böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda Moskova’nın NATO’nun tüm askeri gücüyle karşılaşacağını ifade etti.
Fransa, Avrupa-Ukrayna Zirvesine Ev Sahipliği Yapacak
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Pazartesi günü Paris’te Avrupa-Ukrayna zirvesine ev sahipliği yapacak. Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, toplantının AB ortaklarının Ukrayna konusundaki gücünü ve birliğini göstermesi açısından kritik olduğunu vurguladı.
ABD’nin Ukrayna Politikaları ve Trump Faktörü
ABD’nin Ukrayna ile ilgili net bir stratejisi olup olmadığı tartışma konusu olmaya devam ediyor. Trump yönetimi, Ukrayna’daki savaşı 24 saat içinde bitirme sözü vermişti, ancak şu anda 100 günlük bir planın konuşulduğu belirtiliyor.
Trump yönetimi, Ukrayna’yı silahlandırmak yerine savaşı “statüko” temelinde dondurma planı yapıyor. Bu strateji, Avrupalı liderlerin savaşın maliyetini daha fazla üstlenmesine ve ABD’nin daha az angaje olmasına olanak tanıyor.
Ukrayna ve AB Üyeliği Tartışması
Ukrayna’nın AB’ye hızlı bir şekilde kabul edilmesi, hem ekonomik hem de jeopolitik açıdan kritik bir konu haline geldi. Ukrayna’nın birliğe katılması, hem yolsuzlukla mücadelede AB denetimini arttıracak hem de Ukrayna’nın iç güçlerini korumasını sağlayacaktır. Ancak bu senaryo, AB bütçesinde ciddi artış gerektiriyor ve büyük ülkeler arasında fikir ayrılıklarına yol açabilir.
Avrupa’da Artan Savunma Harcamaları
Avrupa, NATO’nun taahhütlerini yerine getirmek için savunma harcamalarının GSYH’nin %3,5’ine çıkarılmasını tartışıyor. Almanya’nın savunma bütçesi 72 milyar avrodan 120 milyar avroya çıkabilir. İlaveten, Ukrayna’ya yardım ve Avrupa’da bir barış gücü oluşturmanın toplam yıllık maliyeti 15 milyar avroyu bulabilir.
Trump-Putin Müzakereleri ve Avrupa’ya Etkileri
Trump, Ukrayna konusunda Putin ile müzakereler yaparken, Avrupalı liderlerin sürece dahil edilmemesi büyük tepki topluyor. Avrupa’da bu durumu 1938 Münıh Anlaşması’na benzeten eleştiriler var. AB yetkilileri, ABD’nin Ukrayna politikasının belirsizliğinin Avrupa için büyük riskler barındırdığını belirtiyor.
Avrupa ve Ukrayna: Gelecekte Neler Olacak?
AB, Ukrayna’nın geleceği konusunda büyük bir karar vermek zorunda. Ya Ukrayna AB’ye katılacak ya da Ukrayna’dan Avrupa’ya büyük bir göç dalgası olasılığıyla karşı karşıya kalınacak. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı devam ettirme ihtimali, AB’yi uzun vadeli bir strateji belirlemeye zorluyor.

Hakan Fidan’dan Münih’te Suriye Mesajı: “Terörizmin gelişmesine ve zemin bulmasına izin verilmemeli”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen 61. Münih Güvenlik Konferansı’nda (MSC 2025) “Şam İçin Yeni Şafak: Suriye’de Geçiş Süreci İçin Beklentiler” başlıklı panelde konuştu. Fidan, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi egemenliğini korumayı desteklediğini vurgulayarak, ülkede kapsayıcı bir yönetim görmek istediklerini belirtti.
“Suriye’de Kapsayıcı Bir Yönetim Şart”
Bakan Fidan, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından bölge ülkelerinin Şam’daki yeni yönetimden beklentilerini değerlendirdiğini ve uzun süredir süregelen istikrarsızlığın giderilmesi için fırsat doğduğunu söyledi.
Bölge ülkelerinin Suriye konusunda temel ilkelerde uzlaşı sağladığını belirten Fidan, bu ilkeleri şu şekilde sıraladı:
- Komşu ülkelere yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması,
- Terörizmin gelişmesine ve zemin bulmasına izin verilmemesi,
- Azınlık haklarının korunması,
- Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi egemenliğinin güvence altına alınması,
- Kapsayıcı bir yönetimin oluşturulması.
“Silahlı Grupların Tek Çatı Altında Toplanması Gerekiyor”
Fidan, Suriye’de istikrar sağlanmasının silahlı grupların tek bir milli ordu altında toplanmasına bağlı olduğunu ifade etti. “Her ülkede yalnızca bir yasal silahlı kuvvet olmalıdır. Yeni yönetim, silahlı grupları birleştirme konusunda doğru adımlar atıyor” dedi.
Türkiye’nin Suriye’deki sürece yönelik yaklaşımına da değinen Fidan, askeri operasyonların, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan sivillerin korunmasına yönelik olduğunu hatırlatarak, “O dönemde yaklaşık 5 milyon insanı koruyorduk. Bugün, korumak için orada olduğumuz tüm insanlar, Allah’a şükür ki ülkeyi hep birlikte yönetiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Suriye’nin Kaynakları Sömürülemez”
ABD’nin DEAŞ mahkumları için Suriye’de bir hapishane sistemi oluşturduğunu belirten Fidan, ülkenin doğal kaynaklarının kontrolsüzce kullanılmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. “Bu insanlar ülkenin üçte birini işgal edip, petrol ve gaz sahalarını sömüremez. Bu sadece Türkiye için değil, tüm bölge için büyük bir güvenlik sorunudur” dedi.
ABD yönetimiyle bu konunun ele alındığını belirten Fidan, Trump yönetimiyle görüşmelerin sürdüğünü ifade ederek, Türkiye’nin, Suriye’de terör örgütlerine karşı mücadelede destek beklediğini vurguladı.
“Suriye’nin Geleceği Konusunda İyimseriz”
Fidan, Türkiye’nin bölgedeki desteğinin Suriye’nin egemenliği üzerinde hak iddia etmek anlamına gelmediğini belirtti. “Bölgede bir tahakküm anlayışına karşıyız. İşbirliği, saygı ve dayanışma kültürünü geliştirmeliyiz. Suriye’nin geleceği konusunda iyimser olmamız gerekiyor” dedi.
MÜHİH GÜVENLİK KONFERANSI
1.GÜN

Steinmeier’den ABD Hükümetine Sert Eleştiri: “Kuralsızlık Dünya Düzeni Olmamalı”
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Münih Güvenlik Konferansı’nın açılış konuşmasında, ABD Başkanı Donald Trump yönetimini sert sözlerle eleştirdi. Steinmeier, yeni Amerikan yönetiminin dünya görüşünün Avrupa’nınkinden farklı olduğunu vurgulayarak, “Yerleşik kurallara, ortaklıklara ve güvene saygı duymayan bir anlayışla hareket ediliyor. Kuralsızlık, yeni bir dünya düzeninin modeli haline gelmemelidir” dedi.
ABD’deki Güç Yoğunlaşmasına Eleştiri
Steinmeier, ABD’de ortaya çıkan “tarihte eşi benzeri görülmemiş teknolojik, mali ve siyasi güç yoğunlaşmasını” da eleştirdi. “Bir demokrat olarak, küçük bir girişimci elitin, liberal demokrasilerin oyun kurallarını yeniden tanımlayacak güce, araçlara ve iradeye sahip olması beni derinden endişelendiriyor” ifadelerini kullandı.
Savunma Harcamaları Artmalı
Almanya Cumhurbaşkanı, NATO’nun 2014’te belirlediği %2’lik savunma harcaması hedefinin artık yetersiz olduğunu belirtti. “On yıl içinde, o dönemde kararlaştırılanın çok daha fazlasını harcamamız gerekecek. Bunun başka bir yolu yok. Yeni Federal Hükümet, bunun için gerekli mali kaynakları sağlamak zorunda kalacak” dedi. Bundeswehr’in güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Steinmeier, “Ordumuz, savaşı yürütmek için değil, önlemek için güçlenmelidir” şeklinde konuştu.
Almanya’nın Güvenilirliği Vurgulandı
Steinmeier, Almanya’nın uluslararası ortaklarına güven vermeye devam edeceğini belirterek, “Alman dış ve güvenlik politikası, Avrupa, transatlantik iş birliği ve çok taraflı diplomasi ekseninde ilerlemeye devam edecektir” dedi. Ayrıca, siyasi belirsizlik dönemlerinde bile Almanya’nın uluslararası çıkarlarını koruyarak ortak çözümler aradığını ve iş birliklerini genişlettiğini ifade etti.

Zelensky: Putin ile ABD ve Avrupa liderleriyle bir barış planı üzerinde mutabık kalındıktan sonra görüşeceğim
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile yaptığı görüşmeyi değerlendirdi. Zelensky, görüşmenin “iyi geçtiğini” belirterek, bunun “ilk ama son olmayacağını” vurguladı.
“Daha fazla konuşmalı, daha fazla çalışmalı ve Putin’i durdurmak için bir plan hazırlamalıyız.” ifadelerini kullanan Zelensky, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ancak ABD ve Avrupa liderleriyle ortak bir barış planı üzerinde mutabık kalındıktan sonra görüşeceğini belirtti.
Ukrayna’nın barışı “çok istediğini” ancak gerçek güvenlik garantilerine ihtiyaç duyduğunu söyleyen Zelensky, ABD’nin desteğinden ötürü müteşekkir olduğunu ifade etti.
Bir gazeteci, Ukrayna’nın Putin’le masaya oturmayı reddetmesi halinde ABD’nin nasıl bir yol izleyeceğini sordu. Vance ise müzakereler için üst düzey bir ekibin görevde olduğunu belirterek, “Görüşmelerin opsiyonelliğini korumak adına şu an için daha fazla detay veremem” dedi.

Von der Leyen: Savunma Yatırımları İçin Mali Kurallar Esnetilebilir
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının yalnızca Avrupa’yı değil, ABD’yi de zayıflatacağını vurguladı.
Von der Leyen, Ukrayna ve Avrupa’nın “güç yoluyla barışa” ihtiyacı olduğunu belirterek, Avrupa ve ABD’nin kalıcı ve adil bir barış için birlikte çalışabileceğini ifade etti. Ancak, Avrupalı ülkelerin savunmalarını güçlendirebilmesi için savunma harcamalarının önemli ölçüde artırılması gerektiğini vurguladı.
Savunma Yatırımları İçin Mali Kurallar Esnetilebilir
Von der Leyen, Avrupa’nın borç kurallarındaki özel bir maddeyi devreye sokarak savunma harcamalarını artırmayı planladığını açıkladı. Münih Güvenlik Konferansı’ndaki konuşmasında, “Savunma yatırımları için mali kuralların esnetilmesine teklif edeceğim. Bu sayede üye devletler savunma harcamalarını önemli ölçüde artırabilecek” dedi.
Avrupa Birliği’nin savunma politikalarının daha etkin hale gelmesi gerektiğini belirten von der Leyen, AB ülkelerinin savunma bütçelerini artırmasının, Avrupa’nın uzun vadeli güvenliği açısından kritik olduğunu dile getirdi.

ABD Başkan Yardımcısı Vance Ukrayna savaşı konusunda yorum yapmadı; Avrupa’yı eleştirdi
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna savaşına çözüm bulunması için baskı yapıyor. Ancak Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı’nda bu konuda herhangi bir yorum yapmadı.
Hafta ortasında Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Ukrayna’nın geleceğine ilişkin gerçekleşen telefon görüşmesi büyük yankı uyandırdı. Görüşme sonrasında Trump, müzakerelere “derhal” başlanacağını duyurdu.
Cuma günü, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı’nda konuştu. Yeni ABD yönetiminin dış politika rotasını netleştirmesi beklenen konuşmasında Vance, Ukrayna’daki savaşa dair hiçbir açıklama yapmadı. Bunun yerine Avrupa’ya yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Vance’in Avrupa’ya Yönelik Eleştirileri
Konuşmasının başında Vance, “Güvenlik hakkında konuşmak için buradayız. Genellikle dış tehditlerden bahsederiz, ancak bugün içeriden gelen tehditleri ele alacağız” dedi. Trump yönetiminin Ukrayna savaşına mantıklı bir çözüm bulunmasını umduğunu belirten Vance, “Bugün tehdit Rusya ya da Çin’den değil, Avrupa’nın içinden geliyor” ifadelerini kullandı. Avrupa’nın ifade özgürlüğü gibi temel değerlerden uzaklaştığını savundu.
Romanya’daki seçimlerin iptal edilmesini endişe verici olarak nitelendiren Vance, “Bugün Avrupa’ya baktığımda, Soğuk Savaş’ın galiplerinin ne hale geldiğini bilmiyorum. AB Komisyonu üyeleri, sosyal medya platformlarını kapatmakla tehdit ediyor. Bu ciddi bir gerileme” diye konuştu.
“Şehirde Yeni Bir Şerif Var”
ABD’deki hükümet değişikliğine vurgu yapan Vance, “Şehirde yeni bir şerif var” diyerek, Trump yönetiminin Avrupa ile her konuda aynı fikirde olmayabileceğini, ancak yine de farklı görüşlerin ifade edilmesini savunacaklarını belirtti.
Göç politikasına da değinen Vance, “Kitlesel göç günümüzün en acil sorunlarından biri. Almanya ve ABD’de, bu ülkelerde doğmamış daha önce hiç olmadığı kadar fazla insan yaşıyor. Milyonlarcası geldi ve bunun sonuçlarını Münih’teki saldırıyla gördük” dedi. “Bu politikanın değişmesi için daha kaç saldırının yaşanması gerekiyor?” diye soran Vance, vatandaşların göç politikalarının değiştirilmesini talep ettiğini vurguladı.
Vance ayrıca, “ABD, yıllarca Greta Thunberg’in azarlarına katlandıysa, Avrupalılar da birkaç ay boyunca Elon Musk’ın yüksek sesle konuşmasına katlanabilir” ifadelerini kullandı.
“Vance Başka Bir Gezegende Yaşıyor Gibi”
Vance, Ukrayna ve Rusya ile olası müzakereler hakkında herhangi bir açıklamada bulunmadı. Konferansı takip eden Phoenix muhabiri, konuşmanın ardından “Nereden başlamalıyım? J.D. Vance’in başka bir gezegende yaşadığı hissine kapılıyorsunuz” yorumunda bulundu.
Trump: “Ukrayna İçin Müzakereler Derhal Başlayacak”
Trump, Çarşamba günü Vladimir Putin ile Avrupa liderlerine danışmadan bir buçuk saat süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşme sonrasında Trump, Putin ile Ukrayna’nın geleceğine ilişkin müzakerelerin “derhal” başlatılması konusunda anlaştığını açıkladı.
Bu gelişme, Batılı müttefikler arasında, Ukrayna ve Avrupa ülkelerinin barış görüşmelerinden dışlanabileceği endişesine yol açtı. ABD yönetimi ise daha sonra yaptığı açıklamada, Kiev’in de müzakere sürecine dahil edilmesi gerektiğini belirtti.

Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile Görüştü
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cuma günü ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya gelerek Suriye ve Gazze’deki son gelişmeler başta olmak üzere çeşitli konuları ele aldı.
Fidan, 61. Münih Güvenlik Konferansı kapsamında gerçekleştirilen görüşmede, IŞİD (DAEŞ) terör örgütüne karşı mücadelede bölge ülkelerinin atabileceği adımlara ilişkin Türkiye’nin görüşlerini aktardı. Ayrıca, Gazze’de kalıcı bir ateşkesin sağlanmasının önemine dikkat çekerek, bölgesel barış için İsrail-Filistin ihtilafının çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Fidan ve Rubio arasındaki görüşmede, Ukrayna ile Rusya arasındaki barış sürecine yönelik son gelişmeler de ayrıntılı şekilde değerlendirildi.
İngiltere ve Almanya ile Görüşmeler
Fidan, Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile de ayrı ayrı temaslarda bulundu.
Lammy ile yaptığı görüşmede, Suriye’nin siyasi birliğinin korunması gerektiğini ve Aralık 2024’te Esad rejiminin olası değişiminin ardından yeni Suriye hükümetinin desteklenmesinin önemini dile getirdi. Ayrıca, Gazze’de kalıcı bir ateşkesin bölgesel barış açısından kritik olduğunu belirtti.
Baerbock ile yaptığı görüşmede ise Ukrayna savaşındaki son gelişmeler, Suriye’deki güvenlik durumu ve transatlantik ilişkiler masaya yatırıldı.

Çin’den ABD’ye Sert Mesaj: “Zorbalığa Karşılık Vereceğiz”
Çin’in en üst düzey diplomatı, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni bir ticaret çatışması başlatmasından bu yana yaptığı ilk önemli açıklamada, ülkesinin ABD’nin tek taraflı yaptırımlarına karşılık vereceğini duyurdu. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, tek taraflı yaptırımları bir tür “zorbalık” olarak nitelendirerek, ülkesinin bu tür adımlara sessiz kalmayacağını belirtti.
“ABD Bastırmaya Çalışırsa, Sonuna Kadar Direneceğiz”
Wang Yi, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, ABD’nin Çin’i kontrol altına alma çabalarına karşı koyacaklarını ifade etti:“Eğer ABD istekli değilse ve Çin’i bastırmaya kararlıysa, o zaman sonuna kadar birlikte oynamaktan başka seçeneğimiz yok. ABD’nin tek taraflı zorbalık uygulamalarına kararlılıkla karşılık vereceğiz.”
Trump yönetimi, ikinci dönemine günler kala Çin’e %10 gümrük vergisi uygulamaya başladı. Pekin ise Amerikan şirketlerine yönelik misilleme adımları atarak bazı ABD mallarına ek vergiler koydu ve kritik metallerin ihracatına kontrol getirdi.
ABD-Çin Ticaret Savaşı Derinleşiyor
Wang, iki ülke arasındaki ilişkilerin uzun vadeli bir perspektifle ele alınması gerektiğini vurgulayarak, Pekin ve Washington’un gelecekte ilişkilerini sürdürmeye devam edeceğine inandığını belirtti.Çinli yetkililer, ABD’nin ekonomik baskılarına yanıt verirken, aynı zamanda iç talebi artırarak büyümeyi destekleme çabası içinde. Ancak, Trump’ın %10’luk ek gümrük vergisi, seçim kampanyasında tehdit ettiği %60’lık oran ya da çelik ve alüminyum ithalatına uyguladığı %25’lik verginin yanında oldukça düşük kalıyor.
Trump ve Xi’den Kritik Görüşme
Trump, ilk döneminde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e övgüler yağdırırken, pandemi sonrası Çin’e yönelik sert eleştirilerde bulunmuştu. Yeni yönetiminde Çin karşıtı politikaları destekleyen yetkililere görev verirken, öncelikli olarak Panama ve Grönland gibi bölgelere odaklandı.
Ancak, 20 Ocak’taki yemin töreninden günler önce Trump ve Xi, Ukrayna ve İsrail-Hamas savaşının yanı sıra ticaret, TikTok ve fentanil konularını ele aldıkları bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Trump, geçtiğimiz hafta Fox News’e verdiği röportajda,Xi ile çok iyi bir kişisel ilişkimiz var.” diyerek iki lider arasındaki diyaloğun devam ettiğini belirtti.
Çin’den Rusya’ya Destek Sinyali mi?
Wang, Almanya’daki küresel güvenlik toplantısında, Çin’in Rusya’dan gaz alımını durdurup durdurmayacağına dair bir soruya net bir yanıt vermekten kaçındı.“Eğer Çin Rusya’dan gaz almazsa, hangi ülke Çin halkının ihtiyaçlarını karşılayabilir? Bu mümkün değil.” diyen Bakan, Çin’in Avrupa da dahil olmak üzere tüm tarafları kapsayan bir barış sürecini desteklediğini belirtti. Ancak, Pekin, Ukrayna’nın 2014’ten bu yana Rusya tarafından ilhak edilen topraklarını geri alma talebi gibi savaşın temel konularında net bir tutum sergilemekten kaçındı. Wang, ABD’nin Rusya ile bir uzlaşmaya varmasını da içeren tüm barış çabalarını desteklediklerini söyledi. Xi Jinping’in geçen ay Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, uygun şartlar oluşursa Trump ile Ukrayna konusunda diyaloğa açık olduklarını ifade ettiğini hatırlattı.Çin Dışişleri Bakanlığı, Wang’ın Almanya’ya gitmeden önce İngiltere ve İrlanda’yı ziyaret ettiğini, konferansın ardından ise ABD ve Güney Afrika’ya gideceğini duyurdu.
J.D. Vance, Münih’te Alice Weidel ile Görüştü
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı kapsamında Almanya için Alternatif (AfD) Partisi lideri Alice Weidel ile bir araya geldi. Weidel’in sözcüsü Daniel Tapp, görüşmeyi akşam saatlerinde Alman Basın Ajansı’na (DPA) doğruladı. Daha önce ZDF de bu konuda haber yapmıştı.
AfD’nin Münih Güvenlik Konferansı’na davet edilmediği belirtilirken, Tapp’a göre Vance ve Weidel, Vance’in oldukça dikkat çeken konuşmasının hemen ardından Münih’teki otelinde görüştü. Samimi ve dostane bir atmosferde geçtiği ifade edilen görüşme yaklaşık 30 dakika sürdü.
Görüşmenin ana gündem maddeleri arasında Ukrayna’daki savaş ve Vance’in konuşmasında bahsettiği güvenlik duvarı politikası yer aldı. Vance’in, AfD’ye sempati duyduğunu açıkça ifade ettiği belirtilirken, Vance’in sözcüsü de görüşmenin gerçekleştiğini doğruladı.
Moskova, Vance’in Askeri Baskıya İlişkin Açıklamalarından Rahatsız
Kremlin, ABD’nin Açıklamalarına Tepkili ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in, ABD’nin Rusya’yı Ukrayna ile adil bir barış anlaşmasına ikna etmek için yeterli askeri ve ekonomik güce sahip olduğu yönündeki açıklamaları, Moskova’nın tepkisine neden oldu.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, özellikle askeri baskı vurgusunun “yeni bir unsur” olduğunu belirtti. Peskov, “Bu tür ifadeleri daha önce duymadık. Şimdiye kadar dile getirilmemişti” dedi. Rusya’nın, ABD hükümetiyle gelecekteki temaslarında bu konuda “ek açıklamalar” almayı umduğunu ekledi.
Kremlin Temsilcileri Münih’te mi?
ABD Başkanı Donald Trump, Washington’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Münih Güvenlik Konferansı kapsamında “Rusya, Ukrayna ve ABD’den üst düzey temsilcilerle” bir toplantı yapılacağını duyurdu.
Konferans Direktörü Christoph Heusgen ise ARD’nin “Morgenmagazin” programında, Bayerischer Hof’ta böyle bir toplantının olmayacağını doğruladı. Heusgen ayrıca Deutschlandfunk radyosuna verdiği demeçte, Alman hükümetinin Rus temsilcilerine vize verilmediği bilgisini paylaştığını söyledi. Münih’e ulaşmak için başka yolların olup olmadığı sorusuna ise “Aklınıza başka yollar gelebilir, ancak şu anda bu konuda spekülasyon yapmak istemiyorum” yanıtını verdi.
Heusgen, Rusya, Ukrayna ve ABD temsilcileri arasında olası bir görüşmeyi tamamen göz ardı etmediğini, ancak Trump’ın açıklamaları dışında “kesin bir gösterge” bulunmadığını ifade etti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski de Rus temsilcilerle yapılacak olası bir toplantı hakkında bilgisi olmadığını belirtti. Kremlin, ABD ve Rusya temsilcileri arasında konferans alanı dışında bir görüşme ihtimalini başlangıçta açık bırakmıştı. Kremlin Sözcüsü Peskov ise Moskova’da yaptığı açıklamada, “Şu ana kadar bu konuda söyleyecek bir şeyimiz yok” dedi.

ABD Başkan Yardımcısı Vance: “Avrupa Güvenlikte Daha Büyük Rol Oynamalı
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, hükümetinin Almanya ve Avrupa ülkeleriyle iş birliğini överken, bazı değişiklikler konusunda ısrarcı olduğunu belirtti.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile gerçekleştirdiği görüşmede, “Almanya, ABD’nin büyük bir müttefikidir.” ifadesini kullanan Vance, Başkan Donald Trump ile birlikte Avrupa’nın ABD için önemli bir ortak olduğuna inandıklarını vurguladı. Ancak, “Avrupa’nın güvenlik konusunda daha büyük bir rol üstlenmesi gerekiyor.” diyerek bu alandaki sorumluluk paylaşımının artırılması gerektiğini dile getirdi. Vance ayrıca Münih şehir merkezinde yaşanan saldırının kurbanlarına başsağlığı diledi.
Münih Güvenlik Konferansı Öncesinde Önemli Buluşma
Federal Cumhurbaşkanlığı Ofisi Sözcüsü, Bavyera’nın başkentinde gerçekleşen toplantıya Almanya Başbakanlık Bakanı Wolfgang Schmidt’in de katıldığını açıkladı. Görüşme, Cumhurbaşkanı Steinmeier tarafından Münih Güvenlik Konferansı’nın resmi açılışından önce gerçekleştirildi.
Vance’in konferansta yapacağı konuşma, özellikle Donald Trump’ın yeni Ukrayna politikası nedeniyle büyük merakla bekleniyor. Etkinliğin başkanı Christoph Heusgen, Vance’in Avrupa’daki ABD askerlerinin önemli bir kısmının çekileceğine dair açıklamalar yapabileceğine yönelik şüphelerini daha önce dile getirmişti.
Almanya Savunma Bakanı Pistorius: “Ukrayna’nın NATO Üyeliğini Gündemden Kaldırmak Hata”
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna’nın NATO üyeliği ihtimalini müzakere masasından kaldırmanın ve toprak tavizi vermenin büyük bir hata olacağını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump, hafta başında yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının “pratik olmadığını” ve Kiev’in tüm topraklarını geri almayı beklemesinin gerçekçi olmadığını dile getirmişti.
Pistorius, ABD yönetiminin bu açıklamalarına tepki göstererek, “Bence bu acemice bir yaklaşımdı.” ifadelerini kullandı. “Müzakere masasında olası NATO üyeliği ve toprak değişiklikleri hakkında konuşmak çok daha sağlıklı olurdu.” dedi.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, son gelişmeler ışığında sükunet çağrısında bulundu. Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Pistorius, “Şu an en önemli şey soğukkanlılığı korumak. O zaman mutlaka çözümler bulunacaktır” dedi. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı müzakere sürecinde iki kritik pozisyondan “gereksiz yere” vazgeçtiği için eleştirdi.
“Rusya Taviz Vermiyor, Avrupa Müzakerelerde Daha Fazla Rol Almalı”
Pistorius, Rusya’nın Ukrayna konusundaki tutumunda “bir milim bile ilerleme kaydetmediğini” belirtti.
Ayrıca, Avrupa’nın barış müzakerelerinde aktif rol alması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer bir barış anlaşmasının müzakere edilmesine yardımcı olmazsak, o anlaşmanın güvence altına alınmasına da dahil olamayız.” ifadelerini kullandı.
Savunma Bakanı Hegseth, ABD’nin Avrupa’da sonsuza kadar var olacağını varsayamayız diyor
ABD Savunma Bakanı Peter Hegseth Polonya ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Avrupa’nın Amerika’nın kıtadaki varlığının sonsuza kadar süreceğini varsayamayacağı için şimdi savunmaya yatırım yapması gerektiğini söyledi.
Hegseth bir basın toplantısında şunları söyledi: “Bundan beş, 10 ya da 15 yıl sonra ne olacağı, tehdit seviyesini, Amerika’nın duruşunu, dünya genelindeki ihtiyaçlarımızı ve en önemlisi de Avrupa ülkelerinin adım atma kapasitesini yansıtan daha büyük bir tartışmanın parçasıdır.”
“İşte bu yüzden Avrupalı müttefiklerimize mesajımız çok net. Şimdi yatırım yapma zamanı, çünkü Amerika’nın varlığının sonsuza kadar süreceği gibi bir varsayımda bulunamazsınız.”
Hegseth Washington’un Polonya’yı Avrupa’da örnek bir müttefik olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.