ABD Donanması tarafından geliştirilen NIFC-CA (Naval Integrated Fire Control – Counter Air) sistemi, modern savaş alanlarında hava tehditlerine karşı entegre ve ağ merkezli bir savunma yapısı sunuyor. Gerçek zamanlı veri paylaşımı ve platformlar arası koordinasyon sağlayan bu sistem, tehditlerin daha erken tespit edilmesini ve etkili bir şekilde imha edilmesini hedefliyor.

NIFC-CA Sisteminin Bileşenleri

  • E-2D Advanced Hawkeye: Gelişmiş radar ve sensör sistemleri sayesinde geniş alanları tarayarak hava tehditlerini erkenden tespit eder. Elde ettiği verileri sistemin diğer bileşenleriyle paylaşır.
  • F-35 Lightning II: Düşman hava sahasına gizlice sızarak tehditleri belirler. Tespit ettiği bilgileri anlık olarak paylaşarak hedefin imhasına katkı sağlar.
  • Aegis Savaş Sistemi: Gemi tabanlı bu sistem, gelen verileri işleyerek uygun silahları hedeflere yönlendirir ve hava savunmasını devreye sokar.
  • Standard Missile-6 (SM-6): Aegis sistemi tarafından yönlendirilen bu uzun menzilli füze, hava tehditlerini yüksek doğrulukla etkisiz hale getirir.
  • Cooperative Engagement Capability (CEC): Farklı platformlardaki sensör verilerini tek bir hava resmi hâlinde birleştirerek, sistemin koordineli çalışmasını mümkün kılar.

Operasyonel Üstünlükleri

  • Genişletilmiş Tespit ve Müdahale Alanı: Sensör ve silah sistemlerinin farklı platformlarda konumlandırılması sayesinde, tehditler daha uzun mesafelerden tespit edilip etkisiz hale getirilebiliyor.
  • Ağ Merkezli Savaş Yeteneği: Tüm sistemin entegre çalışması, daha hızlı ve isabetli operasyon kararlarını mümkün kılıyor.
  • Esnek ve Ölçeklenebilir Yapı: Sistem, yeni teknolojilerin ve platformların entegrasyonuna açık şekilde tasarlandığı için gelecekteki tehditlere kolayca uyum sağlayabiliyor.

NIFC-CA sistemi, özellikle A2/AD (Anti-Access/Area Denial) olarak adlandırılan erişim engelleme ve alan kısıtlama ortamlarında büyük avantaj sağlıyor. Düşman hava savunma unsurlarının etkinliğini azaltarak ABD Donanması’nın operasyonel kabiliyetini artırıyor. Ayrıca sistem, NATO ve müttefik kuvvetlerle uyumlu yapısıyla ortak operasyonlarda da kuvvet çarpanı etkisi yaratıyor.

2016 yılında yapılan bir testte, F-35B savaş uçağı düşman hedefini tespit etti ve verileri ABD Donanması’na ait USS Desert Ship platformuna aktardı. Bu bilgiler ışığında fırlatılan SM-6 füzesi, hedefi başarıyla imha etti. Bu olay, NIFC-CA sisteminin operasyonel etkinliğini gözler önüne serdi.

Türkiye’de NIFC-CA Benzeri Sistemler ve Gelişmeler

Türkiye’de, ABD Donanması’nın NIFC-CA (Naval Integrated Fire Control – Counter Air) sistemine doğrudan denk gelebilecek, aynı seviyede ağ merkezli hava savunma ve angajman kabiliyetine sahip bir sistem henüz tam anlamıyla operasyonel değildir. Ancak, benzer yeteneklerin geliştirilmesine yönelik çeşitli yerli savunma projeleri yürütülmektedir.

Türkiye, ağ merkezli harekât (Network-Centric Warfare) kavramına geçiş sürecindedir. Hava savunma unsurlarının entegre çalışmasını hedefleyen çalışmalar kapsamında, komuta-kontrol sistemleri (C4ISR) ve veri link teknolojileri geliştirilmektedir.Link-16, Link-11, Tactical Data Link (TDL) sistemleri TSK envanterinde aktif olarak kullanılmaktadır.

ASELSAN öncülüğünde yürütülen projeler arasında, uzun menzilli ve çok katmanlı hava savunma sistemlerinin tek bir komuta-kontrol ağı üzerinden yönetilmesine yönelik çalışmalar yer alıyor.Bu kapsamda HİSAR-A/O/RF, SİPER, KORKUT, GÖKDENİZ gibi sistemlerin entegre çalışması amaçlanıyor.Henüz NIFC-CA kadar ileri düzeyde platformlar arası veri füzyonu veya kooperatif angajman (Cooperative Engagement Capability – CEC) sağlanamıyor, ancak altyapısı oluşturuluyor.

TSK envanterindeki Barış Kartalı E-7T uçakları, tıpkı ABD’nin E-2D Advanced Hawkeye sistemleri gibi geniş çaplı hava sahası taraması yapabiliyor. Elde edilen veriler, muharip jetlere, hava savunma merkezlerine ve deniz platformlarına aktarılarak durumsal farkındalık sağlanıyor. Ancak bu yapı, ateş idaresi (fire control) boyutunda, NIFC-CA’daki kadar gelişmiş değildir.

ASELSAN ve HAVELSAN tarafından geliştirilen komuta kontrol ve veri füzyon yazılımları, sensör-veri paylaşımını sağlayan altyapıyı kuruyor. Özellikle TÜBİTAK SAGE’nin hava savunma füzeleri ve ASELSAN radarları, entegre çalışabilecek şekilde geliştiriliyor. STM’nin deniz platformlarında yürüttüğü çalışmalarla korvet ve fırkateynlerde hava savunma savaş kabiliyetleri entegre edilmeye başlanmıştır.

Türkiye’de henüz uçak, radar ve gemi platformları arasında gerçek zamanlı ateş kontrol verisi aktarımı yapan, koordineli füze angajmanı sağlayan bir sistem (NIFC-CA seviyesi) mevcut değil. Ancak bu yönde kavramsal çalışmalar, teknolojik altyapı yatırımları ve pilot entegrasyon projeleri aktif olarak sürdürülmektedir. Türkiye’nin hava savunma doktrininde “çok katmanlı, entegre, milli sistem yapısı” vurgusu, bu vizyona işaret etmektedir.

Türkiye’de NIFC-CA’ya benzer bir sistemin altyapısı kurulmakta, ancak henüz tam operasyonel değil. ASELSAN, HAVELSAN, STM gibi savunma firmaları tarafından geliştirilen yerli radar, füze, sensör ve komuta sistemleri, önümüzdeki 5-10 yıl içinde bu kabiliyeti adım adım oluşturmaya yönelik bir sürecin parçasıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here