Suriye Milli Ordusu (SMO), Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında, Fırat Nehri üzerinde stratejik öneme sahip Tişrin Barajı’nı terör örgütü PKK/YPG’nin kontrolünden kurtardı. Operasyon, Suriye’nin doğu illerinde su ve elektrik temininde kritik rol oynayan barajın yeniden halkın hizmetine sunulmasını sağladı.
PKK/YPG’nin 2015’ten Beri Süregelen İşgali Sona Erdi
2015 yılında ABD desteğiyle PKK/YPG’nin kontrolüne geçen Tişrin Barajı, terör örgütünün Fırat’ın batısında işgal ettiği ilk bölge olmuştu. ABD, Ocak 2016’da baraj bölgesine askeri üs kurmuştu. SMO’nun başarılı operasyonuyla, Münbiç’in güneyinde yer alan bu stratejik baraj yeniden özgürlüğüne kavuştu.
Tişrin Barajı’nın Stratejik Önemi
Tişrin Barajı, Fırat Nehri üzerindeki en önemli enerji ve su kaynaklarından biri olarak biliniyor. Suriye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık %70’i, Tişrin, Tabka ve Baas barajlarından karşılanıyor. Barajın kurtarılması, hem Suriye’nin enerji altyapısına hem de bölgedeki güvenlik ve istikrara önemli bir katkı sağladı.

İsrail, Hermon Dağınada kış boyunca kalmaya hazırlanıyor
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye’nin Hermon Dağı zirvelerinin tamamen işgal edildiğini doğruladı.
Katz, yaptığı açıklamada bu anı “dokunaklı bir tarihi an” olarak nitelendirdi ve Başbakan Benjamin Netanyahu ile birlikte Golan Tepeleri’ne yaptıkları ziyareti hatırlatarak, Hermon Dağı’nın işgal altındaki zirvelerini gözlemlediklerini belirtti.
Savunma Bakanı Katz, kış boyunca Hermon Dağı’nda İsrail ordusunun varlığını sürdürmesi için hazırlık talimatı verdiğini açıkladı. Suriye’deki istikrarsızlık göz önüne alındığında, bu kontrolün stratejik güvenlik açısından önem taşıdığını vurguladı.
İsrail, 1967 Altı Gün Savaşı sırasında Golan Tepeleri’nin büyük bir bölümünü Suriye’den almış ve 1981’de bu bölgeyi ilhak etmişti. Katz, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) kış şartlarında bölgedeki varlığını sürdürebilmesi için gereken tüm hazırlıkların yapılmasını istediğini açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı, Hermon Dağı’ndaki faaliyetlerin aşırılık yanlılarının sınır bölgesini ele geçirmesini önlemeye yönelik geçici bir önlem olduğunu belirtti.
MSB: Türkiye, terörist gruplara karşı önleyici ve yok edici tedbirler almaktadır

Milli Savunma Bakanlığı, “Ülkemiz, Suriye ve bölgemizin güvenliğine tehdit oluşturan terörist gruplara karşı önleyici ve yok edici tedbirler alındığını açıkladı.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Bakanlık’ta düzenlenen haftalık basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Suriye’deki İşgali Şiddetle Kınıyoruz”
Tuğamiral Aktürk, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal eden saldırılarını kınayarak, Türkiye’nin Filistin halkına yönelik soykırıma karşı duruşunu hatırlattı. Türkiye’nin, saldırıların durdurulması için uluslararası toplumu sorumlu davranmaya çağırdığını belirten Aktürk, şu ifadeleri kullandı: “İsrail, 1974’te imzalanan ‘Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nı ihlal ederek İsrail-Suriye arasındaki ayrıştırma bölgesine girmekte ve Suriye topraklarını işgal etmektedir. Bu işgal, terör gruplarına avantaj sağlayarak bölge istikrarını bozmakta ve sivil halkı endişeye sürüklemektedir. Bu durumu şiddetle kınıyoruz.”
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) yetkilileri, Suriye’nin kuzeyindeki Karakozak köyünün terörden temizlenmesinin ardından Süleyman Şah Türbesi’nin eski yerine taşınıp taşınmayacağıyla ilgili önemli bir açıklamada bulundu. Yetkililer, “Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) bölgedeki ilerleyişi ve operasyonları sürüyor. Sahada uygun koşulların oluşması durumunda türbenin taşınması konusu değerlendirilecektir.” ifadelerini kullandı.
“Terör Örgütlerine Alan Kazandırmayacağız”
MSB kaynakları, DEAŞ tehlikesine dair oluşturulmaya çalışılan algı operasyonlarına yönelik bir değerlendirme yaptı. Açıklamada, “PKK/YPG’ye sağlanan koruma şemsiyesini yakından takip ediyoruz. Terör örgütlerinin, Suriye’deki mevcut durumdan faydalanmasına izin vermeyeceğiz. Önleyici ve yok edici tedbirler almaya devam edeceğiz.” denildi. Bu açıklama, Türkiye’nin sınır güvenliğine yönelik kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.
Münbiç’in Terörden Arındırılması
MSB, Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Münbiç’i PKK/YPG unsurlarından tamamen temizlediğini doğruladı. Konuya ilişkin açıklamada, “Bu gelişme, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve Türkiye’nin sınır güvenliğinin sağlanması açısından kritik bir adım. Terörle mücadeledeki bu başarı, bölge istikrarına önemli katkı sağlamaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Kritik Atama: Şam Büyükelçiliği’ne Yeni Maslahatgüzar
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, Türkiye’nin Nuakşot Büyükelçisi Burhan Köroğlu, Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı olarak atandı. Atama kararı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından Büyükelçi Köroğlu’na tebliğ edildi.
Türk Büyükelçiliği, Şam’da diplomatik misyonların yoğunlaştığı Ravda Meydanı yakınlarında bulunuyor. Rejimin barışçıl gösterilere yönelik şiddet kullanımı nedeniyle, büyükelçilik 26 Mart 2012’de günlük faaliyetlerini durdurmuştu. Bu kararın ardından, büyükelçilik çalışanları ve aileleri Türkiye’ye döndü.
Ancak Suriye’nin İstanbul Başkonsolosluğu, diplomatik faaliyetlerine kesintisiz devam etti.
ABD’nin MQ-9 Reaper’ı, SDG Tarafından Yanlışlıkla Düşürüldü

ABD’ye ait bir MQ-9 Reaper insansız hava aracı (İHA), Pazartesi günü Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG -PKK/PYD) tarafından yanlışlıkla düşürüldü.
CNN’in Haberinde Kürtlerin öncülüğündeki SDG’nin, Türkiye destekli milislerle yaşanan kaotik çatışmalar sırasında insansız hava aracını Türkiye’ye ait sandığı belirtiliyor.
Son günlerde Türkiye destekli muhalif gruplar, Suriye’nin kuzeyinde, büyük oranda Kürtlerin kontrolünde olan ve ABD destekli SDG’nin bulunduğu bölgelerde yoğun çatışmalar yürütüyor. Milyonlarca dolarlık MQ-9 Reaper’ın kazara düşürülmesi, Suriye’nin kuzeyindeki çatışmaların karmaşık ve kaotik doğasını bir kez daha gözler önüne serdi.
Reaper MQ-9, ABD Hava Kuvvetleri tarafından uzaktan kumanda edilen, gözetleme ve saldırı kapasitesine sahip gelişmiş bir insansız hava aracı. İHA’nın düşürüldüğü sırada hangi görevi yerine getirdiği açıklanmadı. Ancak ABD, Suriye’de, IŞİD karşıtı operasyonlarını Suriye’nin eski Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesinden sonra da sürdürmeye devam etti.
Şu anda, SDG’nin de parçası olduğu IŞİD karşıtı koalisyon kapsamında Suriye’de yaklaşık 900 ABD askeri personeli bulunuyor. Savunma yetkilileri, ABD’nin terör örgütü IŞİD’in yeniden yapılanmasını engellemek amacıyla Suriye’deki askeri varlığını sürdürmeyi planladığını belirtti.
Rusya: İsrail, 1974 Anlaşmasını İhlal Ediyor
Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Suriye’ye düzenlediği saldırıların, 1974 Yom Kippur Savaşı’ndan sonra yapılan anlaşmayı ihlal ettiğini açıkladı. Bakanlık Sözcüsü Maria Zakharova, İsrail’in eylemlerinin bölgeyi istikrarsızlaştırdığını söyledi
Savunma Bakanı Israel Katz, Suriye’nin güneyinde “steril savunma bölgesi” oluşturmayı hedeflediklerini belirtti.
İsrail ordusu, son 48 saatte Suriye’de 480 hava saldırısı düzenlediğini ve stratejik silah stoklarının büyük kısmını yok ettiğini açıkladı.
USCENTCOM Komutanı Kurilla’dan Kritik Suriye ve Irak Ziyareti
General Kurilla Suriye Ziyaretinde IŞİD’le Mücadele ve Güvenlik Durumunu Değerlendirdi
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (USCENTCOM) General Michael Kurilla, 10 Aralık’ta Suriye’deki çeşitli askeri üslerde ABD’li komutanlar ve askerlerle bir araya geldi. Ayrıca IŞİD’e karşı mücadelede ortak hareket ettikleri Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) ziyaret etti.
General Kurilla, kuvvet koruma tedbirleri, hızla değişen bölgesel durumlar ve IŞİD’in mevcut durumdan faydalanmasını önleme çabaları hakkında kapsamlı bir değerlendirme yaptı.
Suriye ziyaretinin ardından General Kurilla, Irak’ın başkenti Bağdat’a geçti. Burada Irak Başbakanı Muhammed Şii el Sudani, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdül Emir Raşid Yarallah ve Irak Ortak Operasyonlar Komutan Yardımcısı Orgeneral Kays el-Muhammedavi ile görüştü.
Liderler, bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi, Suriye’deki hızla değişen durum ve Irak’ta IŞİD’e karşı operasyonlar gibi önemli konuları ele aldılar. Koalisyon ve Irak güçleri arasındaki işbirliğinin devam etmesi gerektiği vurgulandı.
General Kurilla, Bağdat ziyareti sırasında ayrıca IŞİD’le mücadeleyi değerlendirmek için Birleşik Ortak Görev Gücü Kararlı Kararlılık Operasyonu (CJTF-OIR) Komutanı Tümgeneral Kevin Leahy ve ekibiyle bir toplantı gerçekleştirdi.
Ziyaretin ardından General Kurilla, “IŞİD’in kalıcı yenilgisini sağlama ve Irak, Ürdün, Lübnan ve İsrail dahil olmak üzere Suriye’nin komşularının güvenliğini koruma konusundaki bağlılığımız devam ediyor,” açıklamasında bulundu.
İsrail ve Suriye Arasındaki Gerginlik Tırmanıyor: Şam’a 25 Km Yaklaşdı
Reuters’in haberine göre, Salı günü iki bölgesel güvenlik kaynağı ve bir Suriyeli güvenlik yetkilisi, İsrail askeri güçlerinin Şam’ın yaklaşık 25 kilometre güneybatısından Suriye’nin güneyine doğru ilerlediğini bildirdi.
Bir Suriyeli güvenlik yetkilisi, İsrail birliklerinin, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’ni Suriye’den ayıran askerden arındırılmış bölgenin doğusunda, Suriye topraklarında yaklaşık 10 kilometre derinliğe kadar ilerleyerek Katana kasabasına ulaştığını ifade etti.
Ancak, İsrailli bir askeri sözcü, İsrail güçlerinin tampon bölgenin ötesine geçerek Suriye topraklarına girdiği iddialarını reddetti. Sözcü, “Bu doğru değil; kuvvetler tampon bölgeden ayrılmadı,” açıklamasında bulundu. Bu yalanlama, Suriyeli kaynakların İsrail birliklerinin Şam’a 25 kilometre mesafede bir noktaya ulaştığı iddiasının ardından geldi.
İsrail’in bu iddiaları yalanladığı bildirildi, ancak bu açıklamalar henüz bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanamadı.

İsrail’den Suriye Deniz Filosuna Ağır Darbe
İsrail, Suriye’nin deniz filosuna yönelik bir saldırı düzenlediğini ve bu operasyonun, ülkedeki askeri varlıkları etkisiz hale getirme çabalarının bir parçası olduğunu doğruladı. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan açıklamada, Pazartesi gecesi El-Beyda ve Lazkiye limanlarında demirlemiş 15 geminin vurulduğu bildirildi.
Lazkiye limanındaki patlamaları gösteren videolarda gemiler ve limanın bazı bölgelerinde büyük hasar olduğu gözlemlendi. IDF, ayrıca savaş uçaklarının Suriye’deki çeşitli hedeflere 350’den fazla hava saldırısı düzenlediğini ve kara kuvvetlerinin, Suriye ile işgal altındaki Golan Tepeleri arasındaki tampon bölgeye taşındığını açıkladı.
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, IDF’nin amacının “İsrail Devletini tehdit eden stratejik kabiliyetleri yok etmek” olduğunu belirtti. Katz, Suriye filosunu yok etme operasyonunu “büyük bir başarı” olarak nitelendirdi. IDF’nin açıklamalarına göre, saldırılarda Şam, Humus, Tartus ve Palmira’daki havaalanları, askeri araçlar, uçaksavar sistemleri ve silah üretim tesisleri hedef alındı. Ayrıca silah ve mühimmat depoları ile “düzinelerce” denizden denize füze de yok edildi. Bu operasyonların, “aşırılık yanlılarının bu silahlara erişimini engellemek” amacıyla yapıldığı ifade edildi.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, bir video mesajında, Suriyeli muhalif grup Heyet Tahrir el Şam’ı (HTŞ), İran’ın Suriye’de kendini yeniden kurmasına izin vermemeleri konusunda uyardı. Netanyahu, aksi takdirde İsrail’in “güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” belirtti. Daha önce ise yeni Suriye hükümetiyle barışçıl ilişkiler kurma arzusunu dile getirmiş ve İsrail’in müdahalelerini savunma amaçlı olarak nitelendirmişti.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), IDF’nin Suriye hükümetine yönelik 310’dan fazla saldırı düzenlediğini belgelediğini açıkladı.Öte yandan, IDF’nin, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri sınırındaki tampon bölgenin ötesinde Suriye topraklarında faaliyet gösteren birliklerinin olduğu da doğrulandı.

İsrail Jetleri Esad’ın Düşüşünden Sonra Harekete Geçti: Suriye’de Kritik Noktalar Vuruldu
İsrail jetleri, gelişmiş silahların muhaliflerin eline geçmesini önlemek için harekete geçti.
İsrail Hava Kuvvetleri (IAF), Pazar günü Suriye’de onlarca hedefi vurdu. Bu saldırılar, Beşar Esad rejiminin muhalif gruplar tarafından yaklaşık iki hafta içinde dramatik bir şekilde devrilmesinin ardından gerçekleşti. İsrail, rejimin düşüşüyle birlikte silahların düşman grupların eline geçmesinden endişe duyuyor. Hedef alınan noktalar arasında füze depoları, hava savunma sistemleri ve kimyasal tesisler bulunuyor.
Aynı gün İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Golan Tepeleri’ndeki İsrail-Suriye sınırı arasındaki tampon bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Bu hareket, “geçici bir savunma önlemi” olarak tanımlandı.
Yoğun Hava Saldırıları: Stratejik Silahlar Vuruldu
İsrail basınına göre, onlarca IAF uçağı, stratejik silahların imhasına odaklandı.
Saldırılarda, gelişmiş füze depolama alanları, hava savunma sistemleri ve silah üretim tesisleri hedef alındı. Yabancı kaynaklar, İsrail’in bir kimyasal silah tesisini de vurduğunu öne sürdü.
Reuters’a konuşan güvenlik kaynakları, İsrail’in Pazar günü Suriye’nin güneybatısında en az yedi hedefi vurduğunu belirtti. Bu hedeflerden biri, Suriye ordusunun çekildiği Süveyda kentinin kuzeyindeki Halkale Hava Üssü idi. Ordu, burada bıraktığı büyük mühimmat stoklarıyla birlikte hava savunma bataryalarını ve füzeleri kaybetti.
Şam ve Çevresinde Yoğun Bombardıman
Mezzeh Hava Üssü ve diğer stratejik noktalar İsrail tarafından hedef alındı.
Sosyal medyada yayımlanan görüntüler, İsrail’in Mezzeh Hava Üssü’ne düzenlediği hava saldırılarını gösterdi. Görüntülerde hava üssünün ağır bombardımana tutulduğu açıkça görülüyordu. Kaynaklar, Şam’da en az üç hava saldırısının daha düzenlendiğini, bu saldırıların bir güvenlik kompleksi ile askeri araştırma merkezini hedef aldığını bildirdi.
Şam’ın Kefr Suse bölgesinde, İranlı bilim insanlarının füze geliştirdiği düşünülen bir güvenlik kompleksi de saldırılar sırasında ağır hasar aldı. Kaynaklara göre, bu saldırılarda hassas askeri verilerin ve güdümlü füze parçalarının depolandığı altyapılar vuruldu.


İsrail’den Suriye’ye Kritik Müdahale: Tampon Bölge ve Hermon Dağı İşgal Edildi
Pazar günü İsrail Ordusu (IDF), İsrail ile Suriye arasındaki tampon bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Bu hareket, Esad rejiminin düşmesiyle birlikte yaşanan kaosun ardından savunma amaçlı ve geçici bir önlem olarak tanımlandı.
Yom Kippur Savaşı’nın ardından 1974’te imzalanan Ayrılma Anlaşması’ndan bu yana ilk kez İsrail, tampon bölgede mevzilenirken geçmişte bölgeye birkaç kez kısa süreli girişler de yapılmıştı.
Golan Tepeleri’ni ziyaret eden İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, “Her şeyden önce sınırımızı korumak için hareket ediyoruz. Bu bölge yaklaşık 50 yıldır bir tampon bölge tarafından kontrol ediliyordu. Ancak anlaşma çöktü, Suriye askerleri mevzilerini terk etti” dedi.
İsrail ordusuna göre, birlikler tampon bölgede kimliği belirsiz silahlı kişilerin hareket etmesini engellemek amacıyla stratejik noktalara konuşlandırıldı. Operasyonun, Birleşmiş Milletler Ayrılma Gözlemci Gücü (UNDOF) ile koordinasyon içinde gerçekleştirildiği açıklandı.
Hermon Dağı Operasyonu ve ABD ile Koordinasyon
Axios’un bildirdiğine göre, İsrail, tampon bölgeyi kontrol altına almadan önce ABD’yi bilgilendirdi. İsrail, bu hamlenin birkaç gün veya hafta sürecek geçici bir önlem olduğunu Biden yönetimine iletti.
İsrail Hava Kuvvetleri’nin seçkin Shaldag Birimi, Pazar günü Suriye’nin Hermon Dağı’nda stratejik noktaları ele geçirdi. Operasyon sırasında herhangi bir direnişle karşılaşılmadı. Sosyal medyada yayılan görüntülerde, IDF askerlerinin dağın zirvesinde bir İsrail bayrağı tuttuğu görüldü.
Shaldag Birimi (Sayeret Shaldag), İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Hava Kuvvetleri’ne (IAF) bağlı bir özel operasyon birimidir. Birim, İsrail Hava Kuvvetleri için kritik öneme sahip hedef tespiti, düşman hatlarının gerisinde operasyonlar ve ileri hava kontrol görevlerinde uzmanlaşmıştır. Hava Kuvvetleri’ne bağlı olmasına rağmen, çok çeşitli kara operasyonlarını da başarıyla yürütmektedir.
Shaldag Birimi, hassas askeri operasyonlar ve istihbarat görevleriyle tanınır ve İsrail’in elit özel kuvvet birimlerinden biridir..
Hermon Dağı, Suriye, Lübnan ve İsrail sınırlarının kesişiminde yer alan bir bölge olup, yaklaşık 2.814 metre yüksekliğiyle Golan Tepeleri’nin kuzeydoğusundaki en yüksek noktadır. Bu özelliği sayesinde, bölgeye hakim bir konuma sahiptir ve bu nedenlerle stratejik olarak büyük önem taşır.
Hermon Dağı, İsrail’in kuzey savunmasının bel kemiği olarak hizmet etmektedir. Bölge, askeri gözetleme ve radar üslerine ev sahipliği yapar. Ayrıca kış turizmi açısından da İsrail için önemlidir ve bir kayak merkezi olarak kullanılmaktadır. Ancak, güvenlik durumu her zaman öncelikli olmaya devam etmektedir.
Bu nedenle, Hermon Dağı, hem jeopolitik hem de askeri açıdan İsrail, Suriye ve Lübnan arasındaki çatışmaların merkezinde kalmaya devam etmektedir.
Şam’ı Ele Geçiren Muhalifler 2011 yılından bu yana kayıp olan on binlerce erkek, kadın ve çocuğu serbest bıraktı
Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) öncülük ettiği muhalif güçler, Pazar günü başkent Şam’ı ele geçirdikleri hızlı bir saldırıyla Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetini devirdi. Bu gelişmenin ardından uluslararası toplum, Suriye’de birlik çağrısında bulundu.
Esad’ın, Rus hükümetinden sığınma hakkı talep ettiği ve Baas Partisi’nin Suriye’deki 61 yıllık otoriter yönetimine son vererek istifa ettiği bildirildi. Moskova’da olduğu teyit edilen Esad, kitlesel hapsetme, iç savaş ve baskılarla anılan yönetimini sona erdirdi.
Muhalifler, hapishaneler ve gözaltı merkezlerine girerek 2011 ayaklanmasından bu yana kayıp olan on binlerce erkek, kadın ve çocuğu serbest bıraktı. Ancak daha fazla kişinin yeraltındaki gizli hücrelerde mahsur kalmış olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle, Beyaz Miğferler olarak bilinen Suriye sivil savunma grubu da arama çalışmalarına katıldı.
Beyaz Miğferler’den bir üye, mahkûmların yeraltında mahsur kaldığını gösteren bir kat planı bulunmadığını, yalnızca eski mahkûmların anlattıklarıyla hareket ettiklerini söyledi. Aynı zamanda, düzinelerce kişi yere saçılmış belge yığınlarını karıştırarak gizli hücrelere veya kayıp yakınlarının yerlerine dair ipuçları arıyordu.
Suriye’deki sivil savunma grubu Beyaz Baretliler, Esad rejimi tarafından kullanılmış gizli hapishanelerin tespitine doğrudan katkı sağlayacak bilgi sunan kişilere 3.000 ABD doları (2.350 İngiliz sterlini) ödül vereceğini duyurdu.
Grup, X platformunda yayımladığı mesajda özellikle eski güvenlik görevlilerine ve güvenlik birimlerinde çalışanlara seslenerek, kimliklerinin gizli tutulacağını belirtti. Ayrıca, ailelere hapishaneleri kendi başlarına kazmamaları çağrısında bulunarak, bu tür eylemlerin “adalet çabalarını desteklemek” için gerekli fiziksel kanıtların yok olmasına neden olabileceğini vurguladı.
Birçokları için Esad’ın devrilmesinden sonra en acil mesele, kayıp mahkûmların akıbetini öğrenmek olmaya devam ediyor. Saydnaya, binlerce muhalif destekçinin Esad rejimi tarafından işkence gördüğü ve öldürüldüğü iddialarıyla biliniyor.
Suriyeliler bu gelişmeyi kutlarken, HTŞ lideri Ahmed El Şaraa (El Colani olarak da bilinir), sadece 11 gün süren ani bir saldırıyla rejimi devirmesi nedeniyle Şam’da kahraman ilan edildi.
Ülke genelinde, Kuzeydeki muhalif gruplar Suriye Demokratik Güçleri (SDG)PKK) arasında kuzeydeki bölgelerde çatışmalar sürüyor. Aynı zamanda İsrail, Şam ve güneydeki hükümet tesislerini hedef alan saldırılar düzenledi.
HTŞ’nin, Alevi nüfusun yoğun olduğu ve Esad rejimine yakınlığıyla bilinen sahil kentleri Tartus ve Lazkiye’de rejimin son kalelerini ele geçirmek için harekete geçtiği bildirildi.
4 Bin Suriyeli Asker Irak’a Geçti
Irak’ın batısındaki bir milis yetkilisi, isyancı güçlerin Şam’ı ele geçirip Beşar Esad hükümetini devirmesinden bu yana 4.000’den fazla Suriye ordusu askerinin Irak’a geçtiğini açıkladı.
Anbar Aşiret Seferberlik Güçleri’nden bir yetkili, askerlerin silahlarını, mühimmatlarını ve zırhlı araçlarını teslim ettiklerini ve bir kampa yerleştirileceklerini söyledi. Ancak kampın yeri hakkında bilgi vermedi.
Bir başka güvenlik yetkilisi, Suriye’nin Hasakeh vilayetinin valisinin Pazar gecesi geç saatlerde, Suriye ordusu askerlerinden oluşan bir konvoyla birlikte Irak’a geçmek üzere sınıra geldiğini belirtti. Yetkili, askerlerin Kaim sınır kapısından Irak’a girişine izin verildiğini de ekledi.
Her iki yetkili de konu hakkında kamuoyu önünde konuşma yetkileri olmadığı için isimlerinin açıklanmaması şartıyla bilgi verdi.
Irak hükümeti, İran’la yakın ilişkilere sahip olmasına ve bir dönem Esad’ın başlıca destekçilerinden biri olarak öne çıkmasına rağmen, isyancıların ilerleyişi ve Esad’ın düşüşü konusunda tarafsız bir pozisyon benimsedi.
Esad’ın 24 yıllık iktidarı sona erdi
Reuters’a konuşan Suriyeli bir subay, muhalefetin başkente girmesi ve Suriye ordu komutanlığının subaylara, Esad’ın 24 yıllık iktidarının sona erdiğini bildirmesi üzerine Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Pazar günü Şam’dan kaçtığını ifade etti.
Suriye Başbakanı Muhammed Gazi El Celali ise Esad’ın evinde kaldığını ve yönetimin devamlılığını desteklemeye hazır olduğunu açıkladı. Muhalefet, yüzlerce hükümet gücünün teslim olduğu sırada savaşçılarının Deyrezzor kentine ilerlemeye başladığını duyurdu.
Başbakan El Celali, yayınladığı bir videoda evinde kaldığını yinelerken, yönetimin sürekliliğini desteklemeye hazır olduğunu belirtti. Ayrıca, devlet kurumlarının korunması gerektiğine vurgu yaparak, Suriye halkı tarafından seçilecek herhangi bir yeni liderlikle işbirliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti.
Muhalefetin operasyon odasındaki askeri liderlerden Hasan Abdel Ghani, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Baas rejimi altında geçen 50 yıllık baskı, 13 yıllık suç, zulüm ve yerinden edilme döneminin ardından, her türlü işgal gücüne karşı uzun bir mücadele verdik. Bugün, 8 Aralık 2024 tarihinde, bu karanlık dönemin sona erdiğini ve Suriye için yeni bir sayfanın başladığını ilan ediyoruz.”
Suriyeli muhalefet lideri Ahmed El Şaraa, daha çok Ebu Muhammed El Culani olarak bilinen bir diğer açıklamasında, eski başbakanın gözetiminde kalacağını söylediği kamu kurumlarına, resmi olarak teslim edilene kadar yaklaşmanın yasak olduğunu ifade etti.
Muhalif Gruplar Humus Merkezine Girdi
Suriye’de Beşar Esad rejimini devirmeyi hedefleyen muhalifler, ülkenin üçüncü büyük şehri olan Humus’ta birçok mahallenin kontrolünü ele geçirdi.
Suriyeli muhalif komutan Hasan Abdül Gani, isyancı güçlerin Suriye’nin stratejik merkez kenti Humus’u tamamen özgürleştirdiğini açıkladı.
Muhalif lider Golani, bu gelişmeyi “tarihi bir an” olarak nitelendirerek savaşçılarına, “silahlarını bırakanlara zarar vermemeleri” çağrısında bulundu. Golani, bu mesajıyla savaş sürecinde insani hassasiyetin korunması gerektiğini vurguladı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Esad karşıtı güçlerin, Suriye ordusunun stratejik mevzilerden çekilmesinin ardından Humus’a girerek birkaç mahallenin kontrolünü sağladığını bildirdi.
Bu ilerleyişin ardından, muhalifler Humus Askeri Hapishanesi’nden 3.500’den fazla mahkûmu serbest bıraktıklarını açıkladı.
Reuters’in bölge sakinleri, muhalif kaynaklar ve Suriye ordusu yetkililerine dayandırdığı habere göre, muhaliflerin bir kısmının girdiği stratejik şehir Humus’tan çok sayıda ordu personeli çekildi.
Bölgedeki sakinler, Humus’taki ana güvenlik merkezinden güvenlik personelinin motosikletlerle aceleyle uzaklaştığını belirtti. Muhalif kaynaklar ise düzinelerce askeri aracın şehir dışındaki ana otoyoldan ayrıldığını ifade etti. Öte yandan, Suriye ordusundan bir yetkili, bir askeri konvoyun şehrin güneyindeki bir köprüye ulaştığını doğruladı.
Humus, Esad rejimi açısından stratejik bir öneme sahip. Batıdaki rejim destek üsleriyle güneydeki başkent Şam arasında bir kavşakta yer alan şehir, hem askeri hem lojistik anlamda kritik bir konumda bulunuyor.
Muhalifler, geçen hafta kuzeybatıda Halep’i ele geçirdikten sonra güneyde Hama ve Deraa’da da kontrolü sağladı. Bu ilerlemelerle birlikte Suriye’nin büyük bir kısmı muhaliflerin kontrolü altına geçti.
İsminin açıklanmasını istemeyen yetkililer ise muhaliflerin bu hızlı ilerleyişinin, Esad hükümetinin çöküşün eşiğinde olabileceğine işaret ettiğini belirtti. Bir ABD’li yetkili, olası zaman dilimini beş ila on gün olarak öngörürken, bir diğeri Esad’ın önümüzdeki hafta devrilebileceğini söyledi.
Beş Arap Ülkesi, İran, Türkiye ve Rusya Ortak Açıklama Yayımladı
Katar, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır ve Irak ile İran, Türkiye ve Rusya dışişleri bakanları, Suriye’deki duruma ilişkin ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, Suriye’deki gelişmelerin “ülkenin güvenliği açısından tehlikeli bir süreç” oluşturduğu konusunda uyarıda bulunuldu.
Bakanlar, Suriye’deki tüm tarafların askeri operasyonları sona erdirerek sivillerin korunmasını sağlayacak bir siyasi çözüm arayışında olmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Suriye halkına yönelik insani yardımların artırılmasının ve etkilenen bölgelere engelsiz erişimin sağlanmasının önemine dikkat çekildi.
Ortak açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına atıfta bulunularak, taraflara çatışmaları sonlandırmaları, ülkeyi kaos ve terörden korumaları, mülteciler ile yerinden edilenlerin gönüllü geri dönüşlerini sağlamaları çağrısında bulunuldu.
Suriyeli Muhalifler Humus’un Kuzey ve Doğu bölgelerine girdi
Suriyeli muhalifler, hükümet güçlerinin savunma hatlarını aşarak Humus’un kuzey ve doğu bölgelerine girdi. Esad rejimi, 24 yıllık iktidarını korumak için yoğun mücadele veriyor.
Çatışmalar Tırmanıyor:
- Humus’un kuzeyi: Hükümet güçleri, takviye birlikler ve hava saldırılarıyla direniyor.
- Muhalif ilerleyişi: Güneybatının neredeyse tamamını kontrol altına alan muhalifler, Şam’ın 30 km yakınına ulaştı.
Şam’da Protesto:
Başkentte, Hafız Esad’ın heykelinin yıkılması yeni bir ayaklanma olasılığını gündeme getirdi.
Cephe Genişliyor:
Son bir haftada:
- Muhalif kazanımları: Halep, Hama, Deyr el-Zor, Kuneytra, Dera ve Süveyda.
- Stratejik tehdit: Şam ve Humus’un eş zamanlı baskı altına alınması, rejimi ve İran’ın nüfuzunu sarsıyor.
Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler:
- Rusya ve İran’ın desteği: Ukrayna savaşı ve Hizbullah’ın kayıpları bu desteği zorluyor.
- Arap başkentlerinde şok: Hızla gelişen olaylar, yeni bir bölgesel istikrarsızlık dalgası korkusunu artırıyor.
Humus’un Önemi:
Uzmanlar, Humus’un düşmesinin Şam’ı sahil bölgelerinden koparacağını ve rejim için stratejik bir darbe olacağını belirtiyor.
Diplomasi Çabaları:
Rusya, İran ve Türkiye dışişleri bakanları, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi süreç için görüştü. Ancak somut bir sonuç alınamadı.
HTŞ Hama’yı Ele Geçirdi: Esad Rejimine Darbe
Suriyeli muhalifler, rejim güçlerini stratejik önem taşıyan Hama kentinden çıkararak kuzeydeki ilerleyişlerini sürdürdü. Bu gelişme, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve müttefikleri Rusya ile İran için büyük bir darbe oldu. Esad’ın birlikleri, Halep’in muhaliflerin kontrolüne geçmesinden bir hafta sonra, Hama’dan çekilmek zorunda kaldı.
Suriye ordusu, Hama’dan çekildiklerini doğrulayarak “sivilleri korumak ve şehir içi çatışmaları önlemek” amacıyla şehrin dışına konuşlandıklarını belirtti. İsyancılar ise hapishaneleri ele geçirerek tutukluları serbest bıraktı ve kentin kuzeydoğusundaki stratejik bölgeleri kontrol altına aldı.
HTŞ’nin Liderinden Çağrı
Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed El Culani, isyancıların Hama’yı ele geçirdiğini duyurdu. Culani, sosyal medyada yayımlanan açıklamasında, rejim yanlısı sivillere yönelik intikam alınmaması çağrısında bulundu.
Hama’nın Stratejik Önemi
Hama, Halep’ten Şam’a uzanan yolun üçte birinden fazlasını kapsıyor ve muhalifler için Humus’a ilerlemek adına kritik bir geçiş noktası. Ayrıca, kent çevresindeki Hristiyan ve İsmaili toplulukların yaşadığı Muhrada ve Selemiye gibi bölgelerin kontrolü açısından da büyük öneme sahip.
Rejimin Geri Çekilişi ve Bölgesel Etkiler
Rejimin Hama’dan çekilmesi, Suriye’de yıllardır donmuş cephelerin ardından çatışmaların yeniden alevlendiğini gösteriyor. Bu durum, bölgedeki istikrarsızlığı artırarak Lübnan ve Gazze’deki çatışmaları daha da derinleştirme riski taşıyor.
Muhaliflerin Halep’teki İlerleyişi
Muhalifler, geçen hafta Halep’i ele geçirdikten sonra hızla güneye ilerledi ve Salı günü Hama’nın kuzeyindeki stratejik tepelere ulaştı. HTŞ ve diğer gruplar, Halep’i kontrol altına alarak Kuzeybatı Suriye’de kurdukları Kurtuluş Hükümeti’ne bağlamayı hedefliyor.
Türkiye’nin Rolü ve İddialar
Türkiye, Suriye Ulusal Ordusu gibi muhalif koalisyonları desteklemeye devam ederken, Halep’in ele geçirilmesinde rol aldığı yönündeki iddiaları reddetti. Ancak Ankara’nın, genişleyen muhalif bölgelerin geleceği üzerindeki kritik rolü dikkat çekiyor.
Rusya ve İran’ın Tavrı
Rusya ve İran, Esad rejiminin yanında yer almayı sürdürüyor. Ancak Moskova’nın Ukrayna savaşı nedeniyle dikkati dağılırken, Hizbullah’ın bölgedeki etkisi de devam ediyor. Hizbullah’ın İsrail’e yönelik son saldırıları, Suriye’deki askeri dengeyi değiştirebilir.
Sonuç ve Bölgesel Dinamikler
Rusya’nın hava saldırıları yoğunlaşırken, İran destekli milislerin bölgeye takviye göndermesi, çatışmaların daha da şiddetleneceğini gösteriyor. Suriye’deki gelişmeler, bölgesel ve küresel güçlerin dengelerini yeniden şekillendiriyor.

Hama’da Çatışmalar Tırmanıyor: HTŞ, Şehir Merkezine İlerliyor
Ana Hedef: Hama’nın Ele Geçirilmesi
HTŞ bağlantılı gruplar, Hama’yı izole ederek rejim takviyelerini engellemeyi ve şehri ele geçirmek için uygun koşulları oluşturmayı amaçlıyor.
Hedef: Hama’nın kuzeyindeki savunma noktalarını baypas ederek doğu ve güneydoğudan gelen kara iletişim hatlarını kesmek.
İleri Hamleler:
- Batıda: Hama Askeri Havaalanı’na saldırı.
- Doğuda: Rejim takviyelerini kesme.
Rejim Savunma Hamleleri
- Konumlar:
- Zain al Abidin Tepesi: M5 Otoyolu kontrolü için kritik.
- Qomhana Kasabası: Stratejik savunma noktası.
- Amaç: Muhalif ilerleyişini durdurmak.
Muhaliflerin Hama’ya Yaklaşımı
- Plan:
- Doğudan gelen yolları kesmek.
- Qomhana ve Hama Askeri Havaalanı’na yönelmek.
- Kuşatma: Doğudaki iki ana yolun kesilmesi hedefleniyor, ancak güney yolları hâlâ açık.
Doğudaki İkmal Hatları
- Fateh Mubin’in Çabası:
- Hama ile doğu Suriye’yi bağlayan kara hatlarını kontrol etmek.
- Kuzeydoğudaki rejim üslerine baskı yapmak.
- Rejim Yanıtı: Rakka ve Rusafa’dan takviyeler devam ediyor.
Sonuç
Muhalifler, Hama çevresindeki kasabalarda ilerliyor, ancak güney yolları açık kaldığı için Hama henüz tam izole değil.
Ek Bilgi: Fateh Mubin, Suriye’deki iç savaşta faaliyet gösteren silahlı muhalif grupların ortak operasyon odasıdır. Adı, Arapça’da “Açık Fetih” veya “Kesin Zafer” anlamına gelir. Bu operasyon odası, özellikle Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) liderliğinde olmak üzere çeşitli grupları bir araya getirir.

Hama’da Çatışmalar Tırmanıyor: HTŞ’nin İlerleyişi Sürüyor
Hama Vilayeti’nde yaşanan yoğun çatışmalar, Suriye’deki güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek bir dönüm noktasına işaret ediyor.
1. HTŞ’nin İlerleyişi
- Durum: Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ve “Saldırganlığı Caydırma” operasyon odası grupları, Hama’nın kuzey kırsalında Taybat El İmam, Halfaya, Suran ve Maardas şehirlerini kontrol altına aldı.
- Nasıl oldu? Çatışmalar, hava saldırıları ve topçu atışlarıyla eş zamanlı gerçekleşti.
2. En Yoğun Çatışma Bölgeleri
- Hedefler: Tel Malh, El-Cebin, El-Celeme ve Kal’at Madik köyleri, şiddetli çatışmaların merkezi oldu.
- SOHR Raporu: Çatışmalar, “Saldırıyı Engelleme” operasyonunun başlangıcından bu yana en yoğun dönemine ulaştı.
3. Rejim Güçlerinin Direnişi
- Savunma: Rejim güçleri, HTŞ’nin Kal’at Madik ve çevresindeki ilerleme girişimlerini püskürttü.
- Hava Desteği: Son saatlerde 45 hava saldırısı düzenlendi, patlayıcı variller kullanıldı.
Özet:
Hama Vilayeti’nde HTŞ ve müttefiklerinin ilerleyişi, rejim güçlerini savunma pozisyonuna zorlarken, bölgedeki tansiyonu artırıyor. Eş zamanlı hava saldırıları ve çatışmalar, Suriye’nin kuzeyinde güç dengesinin yeniden şekillenmesine neden olabilir.
İran Destekli Savaşçılar Halep’te: Çatışmalar Derinleşiyor
Halep ve çevresindeki çatışmalar, İran destekli grupların Suriye’deki rollerini artırırken, Hizbullah ve Rusya’nın zayıflayan etkisi Esad rejimi için belirsizlik oluşturuyor.
1. İran Destekli Savaşçıların Geçişi
- Ne oldu? Irak’ın Bedir ve Nuceba gruplarından 300’den fazla savaşçı, Halep’in kuzeyindeki cephe hatlarına destek için gizlice Suriye’ye geçti.
- Bağlam: Halk Seferberlik Güçleri, güçlerinin Suriye’ye katılmadığını iddia ediyor.
2. Hizbullah ve İran’ın Rolü
Sonuç: Esad rejiminin İran’a bağımlılığı artabilir; bu durum, Arap ve Batılı ülkelerin Suriye’ye yönelik politikalarını etkileyebilir.
Ne değişti? Hizbullah’ın, İsrail ile yaşadığı son çatışmaların ardından Suriye’deki varlığını azalttığı bildiriliyor.
3.Rusya’nın Tepkisi
- Moskova’nın hamlesi: Kremlin, Esad’a desteğini sürdürüyor ancak Ukrayna’ya odaklanmış durumda. Ayrıca Suriye’deki askeri liderliğini değiştirdi.
- Hava saldırıları: Suriye rejimi, Halep ve İdlib’de isyancıları hedef aldı; saldırılarda sivillerin öldüğü bildirildi.
4.Türkiye’nin Duruşu
- Açıklama: Türkiye, isyancıların saldırılarının kendi talimatlarıyla gerçekleşmediğini belirtti.
- Faaliyet: Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu, Tel Rıfat’ta YPG’yi geri çekilmeye zorladı.

Kuzeybatı Suriye’de Hava Saldırıları: En Az 25 Ölü
Önemli Noktalar:
- Beyaz Baretliler: Suriyeli muhaliflerin kurtarma ekibi, Rusya ve Suriye’nin hava saldırılarında en az 25 kişinin öldüğünü, ölenler arasında 10 çocuğun bulunduğunu bildirdi.
- Hedef İdlib ve Halep: Suriye ordusu, Devlet Başkanı Esad’ın emriyle İdlib ve Halep’te muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri yoğun bombardımana tuttu.
- Askeri İlerleme: Ordunun birkaç kasabayı geri aldığı açıklanırken, isyancıların Halep’in büyük bir bölümüne girdiği kabul edildi.
Arka Plan:
- HTŞ’nin Etkisi: Hey’et Tahrir el-Şam liderliğindeki muhalif gruplar, Halep’teki stratejik mahallelerde ilerleme kaydetti.
- Sivil Kayıplar: Yaklaşık 4 milyon kişinin yaşadığı Türkiye sınırı yakınlarındaki yoğun yerleşim alanları vuruldu. Beyaz Baretliler, onlarca kişinin yaralandığını açıkladı.
- Uluslararası Tepki: ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere, sivillerin korunması ve gerilimin azaltılması çağrısında bulundu.
Esad’ın Mesajı:
- Devlet Başkanı Esad, “Teröristler yalnızca güç dilinden anlar, biz de bu dille karşılık vereceğiz” diyerek kararlılığını vurguladı.
Son Durum:
- Halep’te Geri Çekilme: Suriye ordusunun Halep çevresindeki mevzilerini kaybettiği, ancak yeniden konuşlanmaya başladığı bildirildi. Takviye birlikler gönderildi.
- Rusya’nın Rolü: Rusya destekli bombardımanlar sürerken, Rus kuvvetlerinin komutanının görevden alındığı iddia edildi.
Ne Oldu?: Halep’teki çatışmalar, Suriye ordusunun eksik insan gücüne rağmen şehri yeniden ele geçirme çabalarını sürdürdüğünü gösteriyor. Ancak muhaliflerin stratejik ilerleyişi durdurulabilmiş değil.
Hızlı Gözlem:
- Esad yönetimi, hem iç hem de dış baskılarla karşı karşıya. Halep’in kaybı, savaşta önemli bir gerilemeyi işaret edebilir.
Eylem Çağrısı:
- Uluslararası Toplum: İnsani krizi önlemek için çatışmaların durdurulması ve müzakerelerin başlaması çağrısı yapıldı.
Suriye Ordusu Halep’ten Çekildi
Saldırılar: Muhalif grupların Halep ve İdlib’deki ani saldırıları, Suriye ordusunu geçici geri çekilmeye zorladı.
Kayıplar: Çatışmalarda düzinelerce asker öldü, siviller de hedef oldu.
Kontrol Mücadelesi: Hey’et Tahrir el-Şam (HTŞ), Halep’te ilerleyiş kaydederek stratejik noktaları ele geçirdi.
Detaylar:
- Ordu Açıklamaları: Suriye ordusu, yeniden toparlanarak “karşı saldırı” başlatmaya hazırlandığını duyurdu.
- Rusya’nın Rolü: Rus hava desteği sağlanıyor, ancak muhalifler Halep’in büyük kısmını kontrol etmeye başladı.
- Sivil Kayıplar: Rus ve Suriye hava saldırılarında en az 16 sivil öldü, 20 kişi yaralandı.
Stratejik Gelişmeler:
- Kürt Güçleri: Rejim güçlerinin çekilmesiyle Kürt güçleri Halep çevresinde ilerliyor.
- HTŞ’nin İlerlemesi: Halep-Şam otoyolu ve İdlib’deki Abu al-Duhur hava üssü kontrol altına alındı.
- Askeri Takviyeler: Muhalifler Menbiç kırsalına ağır silahlar ve yüzlerce asker sevk etti.
Arka Plan:
Özet:
Suriye iç savaşı 2011’de başladı, Halep’in 2016’da rejim lehine düşmesi dönüm noktasıydı. Esad’ın otoritesi yeniden sorgulanıyor, Rusya’nın sahadaki etkinliği azalıyor, Türkiye’nin kuzey Suriye’deki stratejileri kritikleşiyor.
Halep Krizi: Yeni Cephe
- 2016 sonrası gelişmeler: Silahlı muhalefetin Halep’ten çekilmesi, Esad rejiminin güç kazandığı bir döneme işaret etmişti. Ancak 2024 itibarıyla Halep’te yeni bir cephe açıldı.
- Esad’ın kaybı: Rejimin Halep’te tekrar sıkışması, hem iç hem de uluslararası destek açısından Esad’a büyük bir darbe oldu.
- Rusya’nın durumu: Ukrayna savaşına odaklanan Rusya, Suriye’deki etkinliğini kaybediyor. Halep çevresindeki gelişmeler, Moskova’nın prestij kaybını artırabilir.
Türkiye’nin Rolü ve Endişeleri
- İdlib ve göç riski: 3.5 milyon sivilin yaşadığı İdlib’de artacak bir kriz, Türkiye’ye yeni bir göç dalgası yaratabilir.
- Tel Rifat ve Münbiç: Türkiye, YPG’nin saldırılarına karşı bu bölgelerde aktif tutum sergiliyor. Rusya’nın çekilme iddiaları, sahadaki denklemi etkileyebilir.
- Normalleşme ihtimali: Esad’ın zayıflığı, Türkiye ile ilişkilerde yeni bir süreci tetikleyebilir. Ancak bu, Halep’teki gelişmelere bağlı.
HTŞ ve ABD Mesajları
- HTŞ’nin stratejisi: HTŞ, kendisini uluslararası alanda meşrulaştırma çabasında. ABD’ye “terör listesi dışına çıkarılma” mesajları gönderiyor.
- Rusya-HTŞ çatışması: Rusya’nın Halep’teki HTŞ ilerleyişine karşı ağır hava saldırıları düzenlemesi olası. Bu, bölgede insani bir krizi tetikleyebilir.
Gelecek Senaryoları
- Bölgesel etkiler: Halep’ten İdlib’e yayılan çatışmalar, tüm Suriye’deki dengeleri değiştirebilir.
- Türkiye’nin stratejisi: İdlib’in kontrolü, hem göç yönetimi hem de Fırat’ın doğusundaki operasyonlar açısından kritik öneme sahip.
Sonuç:
Halep’teki durum, Esad rejimi, Rusya, Türkiye ve bölgesel aktörler için bir dönüm noktası olabilir. Suriye’nin geleceği, bu kırılma anındaki gelişmelere bağlı.
Muhalifler Şehir Merkezine İlerliyor
Ne Oldu?
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalifler, Halep’in dış mahallelerine sürpriz bir operasyonla ulaştı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), üç gün süren çatışmalarda en az 242 kişinin öldüğünü bildirdi.
Operasyonun Detayları
- Hedef: HTŞ, Suriye rejiminin yoğun bombardımanına misilleme olarak “Saldırganlığa Yanıt” operasyonunu başlattı.
- Ele Geçirilen Bölgeler: Halep çevresinde 50’den fazla yerleşim.
- Can Kayıpları: Rus hava saldırılarında 19’u sivil, toplam 24 kişi hayatını kaybetti.
Kimler Katıldı?
Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu’na (SNA) bağlı bazı gruplar sınırlı katılım sağladı. Ancak çoğunluk henüz operasyona dahil değil.
Dikkat Çeken Ayrıntı
Operasyon, İsrail’in Hizbullah’a yönelik saldırılarıyla eş zamanlı gerçekleşti. Türk kaynakları, operasyonun İdlib’deki sivillere yönelik rejim saldırılarına yanıt olduğunu vurguladı.
Uzman Yorumu
SOHR Başkanı Rami Abdel Rahman, rejim güçlerinin Rus desteğine rağmen ağır kayıplar verdiğini “garip” buldu. Lübnan merkezli Hizbullah’ın rejime desteği ise tartışma konusu.
Büyük Resim
Türk yetkililer, gerilimi azaltmaya çalıştıklarını ancak 2019’daki çatışmasızlık anlaşmasının uygulanamadığını ifade etti.
Halep ve İdlib’de Çatışmalar Tırmanıyor: Otoyollar Kapatıldı
Durum:
Heyet Tahrir el-Şam ve destekçi gruplar, Halep kırsalındaki Şam-Halep otoyolu (M5) ile M4 ve M5 birleşim noktası üzerindeki kontrolü ele geçirerek bu yolları kapattı. Stratejik noktalar, rejim güçlerinin yıllar önce yeniden açtığı hayati ulaşım hatlarıydı.
Neden önemli:
Bu kapatma, rejim ve muhalifler arasındaki çatışmalarda tansiyonu yükseltiyor. Stratejik yolların kontrolü, hem lojistik hem de bölgedeki hakimiyet açısından kritik bir öneme sahip.
Rakamlarla:
- Çatışmalar: 27 Kasım’dan bu yana Halep ve İdlib kırsalında yoğunlaştı.
- Kayıplar: Toplam 182 savaşçı hayatını kaybetti.
Sonuç:
Bölgedeki gerilim, rejim güçleri ve muhalif gruplar arasında süregelen çatışmaların tırmanacağını gösteriyor. Stratejik yollar üzerindeki kontrol mücadelesi, askeri hareketlilik için belirleyici bir faktör olmaya devam ediyor.
Halep’te Kritik Muhalif Saldırı: HTŞ’nin Stratejik Hamlesi
Ne Oldu?
Suriyeli Muhalif Gruplar, Halep’in batısında Suriye askeri mevzilerine büyük bir saldırı düzenledi. Son dört yılın en önemli muhalif operasyonunda birkaç köy ve Esad rejimine ait iki tank ele geçirildi.
Yanıt:
Suriye ordusu, Rus askeri güçleriyle koordinasyon içinde, muhaliflerin elindeki bölgelere hava saldırıları düzenledi. Bir Rus savaş uçağı vakum füzeleri kullanarak muhalif grupların ilerleyişini durdurmaya çalıştı.
Detaylar:
- Hedefler: Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ve müttefik gruplar, Şeyh Akil’deki stratejik noktalara ilerledi.
- Yoğun Çatışma: Topçu ve roket atışları Atarib, Darat İzze ve civar köylerdeki mevzileri hedef aldı.
- 44 HTŞ üyesi, 16 Ulusal Ordu mensubu ve rejim güçlerinden 37 kişi öldü. Beşi esir alındı.
Kritik Gelişmeler
- Halep’in Batısında İlerleyiş: HTŞ ve bağlı gruplar, Halep şehrine 10 km, Nubl ve Al-Zahraa’ya birkaç kilometre mesafeye ulaştı.
- Stratejik Bölgeler: 46. Alay, Anjara ve Kabtan El Cebel dahil birçok köy ve belde ele geçirildi.
Büyük Resim:
Bu saldırı, yıllardır durağan kalan cephe hatlarını hareketlendirdi. Muhaliflerin geniş çaplı operasyonlara geri dönmesi, Halep’teki rejim güçleri üzerinde artan bir baskı oluşturuyor.
Neden Önemli?
Rusya destekli Suriye hükümeti, son yıllarda geniş alanlarda kontrol sağlasa da bu operasyon, süregelen istikrarsızlığın altını çiziyor. Muhaliflerin stratejik değişikliği, rejim bölgelerine yönelik yeni bir baskı dalgasını işaret ediyor.
Özet Bakış:
- Muhalifler: Kilit köyler ve 2 tank ele geçirildi.
- Rejim: Rus destekli hava saldırıları başlatıldı.
- Stratejik Etki: Cephe hatlarında hareketlenme ve rejim üzerindeki baskının artması.
ARKA PLAN
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) Nedir?
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), Suriye’deki iç savaş sırasında ortaya çıkan, El Kaide bağlantılı radikal İslamcı gruplardan türeyen bir örgüttür. 2017 yılında kurulan HTŞ, Suriye’nin kuzeybatısında özellikle İdlib bölgesinde etkili olmuştur ve halen bu bölgede önemli bir güçtür.
Kurucu Gruplar:
- El Nusra Cephesi (El Kaide’nin Suriye kolu, daha sonra El Kaide ile bağını kopardığını ilan etti).
- Nureddin Zengi Hareketi.
- Ensaruddin Cephesi.
- Ceyş el-Sunna.
- Liva el-Hak.
Liderlik:
- HTŞ’nin lideri, örgütün en güçlü bileşeni olan eski El Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammed el-Culani’dir.
İdeoloji:
- Selefi-cihatçı bir çizgiye sahiptir.
- Suriye’de şeriat hukukuna dayalı bir yönetim kurmayı hedefler.
Finansman: Vergi toplama, sınır geçişlerinden elde edilen gelirler ve bazı dış kaynaklar aracılığıyla finanse edilir.
İsrail’in Suriye’deki Palmira Saldırısı: 36 Ölü, 50 Yaralı
20 Kasım
Suriye devlet medyası, İsrail’in Palmira’ya düzenlediği hava saldırısında en az 36 kişinin hayatını kaybettiğini ve 50 kişinin yaralandığını bildirdi. Suriye Savunma Bakanlığı, saldırının doğudaki El Tanf bölgesinden düzenlendiğini ve ciddi maddi hasara yol açtığını açıkladı.
- Hedefler: Konutların vurulduğu saldırının İsrail’in Suriye’deki İran destekli gruplara yönelik operasyonlarının bir parçası olduğu düşünülüyor.
Büyük Resim:
İsrail, 2011’de başlayan Suriye iç savaşından bu yana İran destekli gruplara ve Suriye ordusuna yönelik yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Son dönemde Gazze savaşı ve Hizbullah ile artan çatışmalar, Suriye’deki operasyonların yoğunlaşmasına yol açtı.
Geçmişteki Saldırılar:
- Geçtiğimiz hafta İsrail, Suriye-Lübnan sınırında Hizbullah’a ait olduğunu söylediği silah yollarına saldırdı.
- Humus vilayetindeki saldırılar, İsrail’in bölgede İran’ın etkisini genişletmesine karşı attığı adımlar arasında yer alıyor.
Neden Önemli?
Palmira, antik kent statüsüyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Bölge, 2015 yılında IŞİD’in eline geçmiş ve Suriye ordusu tarafından geri alınmadan önce ciddi şekilde zarar görmüştü. İsrail’in buradaki saldırıları, hem insani kayıplar hem de tarihi mirasa verilen potansiyel zarar açısından endişe oluşturuyor.
ABD, Suriye’de İran Destekli Gruplara Karşı Saldırılara Devam Ediyor

ABD ordusu, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke’deki ABD üssüne yapılan roket saldırısına yanıt olarak, Suriye’de İran’a bağlı hedeflere yeni hava saldırıları gerçekleştirdi.
Kim Yaptı?
ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), saldırıyı organize etti. Saldırıda İran destekli silahlı grupların silah ve lojistik merkezleri hedef alındı. Ancak detaylar veya hedeflenen grupların kimliği açıklanmadı.
Ne Oldu?
CENTCOM’a göre, saldırıda Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan ABD Şeddadi Devriye Üssü roketle vuruldu; can kaybı veya hasar oluşmadı. CENTCOM ayrıca Salı günü, Suriye’deki İran destekli gruplara yönelik saldırılarda dokuz hedefin vurulduğunu bildirdi.
CENTCOM Komutanı Ne Dedi?
CENTCOM Komutanı Michael Erik Kurilla, ABD kuvvetleri ve bölgesel ortaklarıyla birlikte bölgedeki tehditleri agresif bir şekilde takip edeceklerini vurguladı.
Arka Plan
- DEAŞ Tehdidi: ABD, 2014’ten beri Suriye ve Irak’ta DEAŞ’ın yeniden dirilmesini önlemek için bölgede asker bulunduruyor. Suriye’de 900, Irak’ta 2,500 asker görev yapıyor.
- İran Tehdidi: CENTCOM, İran’ın Suriye’deki artan etkisini sınırlamak amacıyla bu saldırıları düzenliyor.
- Ölü ve Yaralı Sayısı: Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, CENTCOM’un Pazartesi günkü saldırısında dört Suriyelinin öldüğünü ve on kişinin yaralandığını bildirdi.
- ABD’nin Suriye Politikasında Değişim: Eski ABD Başkanı Trump, 2018’de DEAŞ yenildiği için Suriye’den çekilmeyi emretmiş, ancak ABD ordusu bazı güçleri İran’ın etkisini sınırlamak için ülkede bırakmaya karar vermişti.
İsrail’in Şam Saldırısı: 15 Ölü, 16 Yaralı
İsrail’in Şam’a Saldırısı: 15 Ölü, 16 Yaralı Suriye devlet haber ajansı SANA’nın aktardığına göre, İsrail’in Şam’a düzenlediği hava saldırısında 15 kişi hayatını kaybetti, 16 kişi yaralandı. Bu, son aylarda Şam’a düzenlenen en kanlı saldırılardan biri olarak kaydedildi.
Saldırı Detayları : İsrail, Şam’ın Mezzah mahallesi ve kırsaldaki Qudsaya bölgesinde birçok konutu hedef aldı. Suriye devlet medyasına göre ölenler arasında kadın ve çocuklar bulunuyor.
İsrail’den Açıklama: İsrail ordusu, saldırıların İslami Cihad örgütüne yönelik olduğunu ve örgütün komuta merkezi ile elemanlarına büyük hasar verildiğini bildirdi. İslami Cihad, Gazze’deki en büyük ikinci militan grup olarak biliniyor.
Suriye’nin Tepkisi : Suriye devlet medyasına göre, İsrail’in işgal altındaki Suriye Golan’dan başlattığı bu saldırılarda siviller hedef alındı. Saldırılar, özel mülklere ve komşu binalara ciddi maddi zarar verdi.
Son Durum : İsrail’in hafta sonu gerçekleştirdiği diğer saldırılarda da en az yedi sivil ölmüş, 20 kişi yaralanmıştı. Son olarak, Şam’ın güneyindeki Hizbullah’ın etkin olduğu Seyyide Zeyneb bölgesi vuruldu. İsrail, Lübnan ve Suriye arasında silah kaçakçılığı yapıldığını öne sürerek “kaçakçılık yollarını” hedef aldığını bildirdi.
Humus Kırsalındaki Saldırılar : Çarşamba günü Suriye Savunma Bakanlığı, İsrail’in Humus kırsalındaki Kusayr bölgesinde Suriye-Lübnan sınırındaki köprülere zarar verdiğini ve “önemli hasar” meydana geldiğini açıkladı.
İsrail’in Şam’ın Güneyine Düzenlediği Saldırıda 7 Kişi Öldü
Neler Oldu: İsrail’in Pazar günü Suriye’nin başkenti Şam’ın güneyindeki Seyyide Zeynep bölgesinde, İran yanlısı Lübnan Hizbullah grubuna ait olduğu belirtilen bir apartman dairesine düzenlediği hava saldırısında yedi kişi öldü.
Detaylar:
- Hedefler: Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail saldırısının binadaki Hizbullah üyelerini hedef aldığını ve aynı bölgede Hizbullah üyelerinin yaşadığı iki yerin vurulduğunu bildirdi.
- Suriye’nin Açıklaması: Suriye’nin resmi ajansı SANA, saldırıda ölü ve yaralıların olduğunu, ancak kesin sayı verilmediğini duyurdu.
- Önceki Saldırılar: Cumartesi günü İsrail’in kuzey ve kuzeybatı Suriye’deki saldırılarında dört İran yanlısı savaşçı dahil beş kişi öldü.
Arka Plan: İsrail, 2011’de Suriye iç savaşı başladığından bu yana Suriye’de İran yanlısı hedeflere ve Hizbullah’a yönelik yüzlerce saldırı gerçekleştirdi. İsrail, İran’ın Suriye’deki etkisini genişletmesini engelleyeceğini sık sık vurgulasa da saldırılar hakkında resmi yorum yapmaktan kaçınıyor.
ABD’nin Suriye Çekilme Tartışmaları: MSB kaynakları,’Sözlere Değil, İcraata Bakılmalı'”
Neler Oldu: Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, ABD’nin Suriye’den çekilme tartışmalarına ilişkin, “Sözlere değil, icraata bakılmalı” ifadelerini kullandı.
MSB kaynakları, bakanlıkta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kaynaklar, dün sonuçlanan seçimlerin ardından ABD askerlerinin Suriye’den çekilip çekilmeyeceğine dair sorular üzerine şu yanıtı verdi: “Bölgemizdeki savunma ve güvenlikle ilgili her türlü gelişmeyi yakından takip ediyor ve ona göre tedbir alıyoruz. ABD daha önce de Suriye’den çekilme kararı almıştı ancak bu fiiliyatta gerçekleşmedi. Sözlere değil, icraata bakılmalı. Dost ve müttefik ülkelerden beklentimiz, PKK/YPG/SDG terör örgütüne yapılan yardım ve desteğin durdurulması ve terörle mücadelemize samimi destek verilmesidir.”
Detaylar:
- Geçmiş Deneyimler: MSB kaynakları, ABD’nin daha önce de Suriye’den çekilme kararı aldığını ancak bunun fiiliyatta gerçekleşmediğini hatırlattı.
- Beklentiler: Dost ve müttefik ülkelerden, PKK/YPG/SDG terör örgütüne yapılan yardım ve desteğin durdurulması ve terörle mücadeleye samimi destek verilmesi beklentisi vurgulandı.
Arka Plan: ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı ve olası çekilme planları, bölgedeki güvenlik dinamiklerini doğrudan etkiliyor. Türkiye, sınır güvenliği ve terörle mücadele konularında ABD’nin tutumunu yakından takip ediyor.
Koalisyon Güçlerinden Kuzey Suriye’ye Askeri Sevkiyat
Neler Oldu: Uluslararası Koalisyon’a ait askeri teçhizat ve hava savunma sistemleri, 7 Kasım sabahı kargo uçakları ve helikopterlerin yoğun uçuşuyla Haseke’nin kuzeyindeki Harab El-Cir üssüne ulaştırıldı.
Neden Önemli: Bu sevkiyat, Koalisyon’un Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri varlığını güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak yapıldı.
Detaylar:
- Önceki Sevkiyatlar: 6 Kasım’da 20 kamyonluk bir sevkiyat, Tel Tamr yakınlarındaki Kasrik üssüne ulaşmıştı. Sevkiyat, askeri, lojistik ve tıbbi malzeme ile hava savunma bataryaları içeriyordu.
- Yoğun Askeri Hareketlilik: Son 48 saatte en az 6 C-17 ve C-130 askeri nakliye uçağı Harab El-Cir Üssü ve Rumeylan’a iniş yaptı.
Büyük Resim: ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri varlığını artırdığı gözleniyor, bu da bölgedeki güvenlik dinamiklerini yakından etkileyebilir.Türkiye, ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri varlığını artırmasına temkinli yaklaşmaktadır. Ankara, ABD’nin PKK’nın Suriye uzantısı olarak gördüğü YPG ile iş birliği yapmasından rahatsızlık duymaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla yürüttüğü faaliyetlerin Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit oluşturduğunu belirtmiştir.Dışişleri Bakanlığı da benzer şekilde, ABD’nin Suriye’deki gelişmeler bağlamında aldığı bazı kararların sahadaki gerçeklerle bağdaşmadığını ifade etmiştir.Türkiye, ABD’den PKK/YPG’ye yönelik desteğini sonlandırmasını ve terörle mücadelede samimi destek beklemektedir.
Suriye, İsrail Saldırganlığının Durdurulması İçin BM’yi Harekete Geçmeye Çağırdı
Neler Oldu: Suriye, İsrail’in Şam’ın güneyindeki sivil bölgelere yönelik saldırılarının ardından BM’yi harekete geçmeye çağırdı. Saldırıda iki kişi öldü, beş kişi yaralandı.
Neden Önemli: İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları, bölgede tansiyonu artırıyor ve Suriye’nin uluslararası destek çağrılarını tetikliyor.
Detaylar:
- Saldırı: Pazartesi günü İsrail savaş uçakları, Golan Tepeleri’nden Şam’ın güneyindeki sivil bölgeleri hedef aldı. Saldırı maddi hasara da yol açtı.
- Suriye’nin Tepkisi: Suriye Dışişleri Bakanlığı, saldırıyı “suç” olarak nitelendirerek İsrail’i kınadı ve BM’den sorumluların cezalandırılmasını talep etti.
Arka Plan: Suriye, BM ve uluslararası topluma çağrıda bulunarak, İsrail saldırılarının durdurulması için acil önlemler alınmasını istiyor.
İdlib Kırsalında Kamikaze İHA Saldırıları ve Artan Çatışmalar
Neler Oldu: İdlib kırsalında, rejim güçleri tarafından fırlatılan üç kamikaze İHA sivil araçlara saldırarak maddi hasara yol açtı. Ayrıca Halep’in kuzey kırsalında rejim askeri karakoluna yönelik bir İHA saldırısında bir rejim askeri yaralandı.
Neden Önemli: Son dönemde bölgede sivil alanlara yönelik saldırılar ve muhalif-rejim-SDG güçleri arasındaki çatışmalar artarak bölgesel gerilimi tırmandırıyor.
Detaylar:
- Bombardımanlar: Rejim, sivillerin bölgeden kaçmasını sağlamak amacıyla HTŞ ve muhalif gruplara yakın yerleşim yerlerini hedef alıyor.
- TSK’nın Müdahalesi: Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin kırsalındaki bazı köylerde rejim ve SDG güçlerine yönelik topçu ateşi gerçekleştirdi.
- Çatışma Verileri: SOHR’a göre 2024 yılı başından bu yana İdlib’deki “çatışmasızlık bölgesinde” 345 operasyon belgelendi; 378 kişi hayatını kaybetti, 198 sivil yaralandı.
Arka Plan: İdlib ve Halep’in kuzeyi, Suriye iç savaşının başından bu yana karmaşık bir çatışma alanı olarak öne çıkıyor. Bölge, hem Suriye hükümet güçleri hem de farklı muhalif ve Kürt gruplar arasında stratejik öneme sahip. İdlib, özellikle 2019’da Rusya ve Türkiye arasında imzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen çatışmaların yoğunlaştığı bir “çatışmasızlık bölgesi” olarak ilan edilmişti. Ancak, çeşitli taraflar arasındaki askeri gerilimler ve sivil alanlara yönelik saldırılar bu statüyü giderek daha zor hale getiriyor.
İsrail, İran’a karşı geniş kapsamlı saldırısında Suriye ve Irak’ta çok sayıda askeri hedefi vurdu.
Suriye medyasının bildirdiğine göre, İsrail’in Suriye’nin merkezi ve güneyindeki askeri hedeflere yönelik saldırıları, Suriye Ordusu tarafından da doğrulandı. Suriye Ordusu, hava savunma sistemlerinin İsrail füzelerine karşı müdahale ettiğini ve bazılarını etkisiz hale getirdiğini açıkladı. Şam çevresinde meydana gelen patlamalara ilişkin ilk bilgiler, saldırıların gece saat 02:00 sularında başladığını gösteriyor.
Ordu yetkilileri, “Suriye’nin güney ve orta bölgelerindeki bazı askeri noktalara hava saldırısı düzenlendi. Hava savunmamız bazı füzeleri engelledi. Saldırıların sonuçları hakkında incelemeler devam ediyor.” şeklinde bir açıklama yaptı. Saldırının, İran’a ait erken uyarı radarlarını etkisiz hale getirmeyi hedeflediği öne sürüldü.
Irak’ın güneyindeki Basra’da patlama sesleri duyulduğuna dair haberler, kısa sürede yalanlandı. Iraklı yetkililer, patlamaların Basra’da değil, sınırın İran tarafında gerçekleştiğini açıkladı. Basra, Irak’ın Şii nüfusunun yoğun olduğu ve geçmişte Saddam Hüseyin döneminde Şii ayaklanmalarına sahne olmuş bir bölgedir.
Irak Ulaştırma Bakanlığı, saldırı haberlerinin ardından tüm hava trafiğini bir sonraki duyuruya kadar askıya aldığını duyurdu.
MİT’ten Suriye ve Irak’ta PKK/YPG’ye 157 Noktada Operasyon
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi’ne (TUSAŞ) yönelik saldırının ardından, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde 157 noktada terör örgütü PKK/YPG’ye ait bina, silah ve mühimmat depolarını imha etti.
Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, 23 Ekim’de TUSAŞ’ın Ankara Kahramankazan’daki tesislerine gerçekleştirilen terör saldırısı sonrasında MİT, terörle mücadele operasyonlarını hız kesmeden sürdürdü.
23-26 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen operasyonlarda, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde terör örgütüne ait 157 hedefe nokta operasyon yapıldı. Bu kapsamda, örgüte ait binalar, silah ve mühimmat depoları etkisiz hale getirildi.
MİT’in gerçekleştirdiği operasyonlarda yerli ve milli savunma sanayii ürünlerinin aktif olarak kullanıldığı bildirildi. Özellikle TUSAŞ üretimi ANKA SİHA’lara operasyonlarda önemli görevler verildiği öğrenildi.
Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı Bölgesinde 11 Terörist Etkisiz Hâle Getirildi
Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde belirlediği 11 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hâle getirdi.
Bakanlığın açıklamasında, “Gücünü asil milletimizden alan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, terörist temizliğine ara vermeden devam ediyor.Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde belirlediği 11 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hâle getirdi.Kararlılıkla sürdürdüğümüz operasyonlarımız, en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar devam edecek! “ ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanlığı Perşembe günü yaptığı açıklamada, Çarşamba günü gerçekleştirilen hava saldırısında 47 hedefin “imha edildiğini” belirtirken, vurulan yerler hakkında ayrıntılı bilgi vermedi. Suriye’nin kuzey ve doğusunda hava ve kara operasyonları önemli ölçüde artırıldı.
Yerel kaynaklar, son hava saldırılarında özellikle El-Haseke kırsalı ve Ayn El-Arab (Kobani) bölgelerinde yoğunlaştı. Saldırılarda su, elektrik ve gaz istasyonları ile kontrol noktaları gibi altyapı unsurları hedef alındığını bildirdi.

Kaynak: Rusya Savunma Bakanlığı
İdlib Kırsalında Rus Hava Saldırıları Aralıksız Devam Ediyor
Rus savaş uçakları, Kansafrah kasabası ve Deyr Sonbol çevresine, İdlib kırsalındaki Ayn Laroz cephe hattına ve Sahl Al-Ghab’daki Al-Sarmaniyah cephe hattına çok sayıda hava saldırısı gerçekleştirdi. Ancak bu saldırılarda can kaybı veya maddi hasar rapor edilmedi.
Bugünkü Rus hava saldırıları, Rus savaş uçaklarının İdlib’in dış mahallelerinde gerçekleştirdiği ve 11 sivilin hayatını kaybettiği trajik olaydan on gün gibi kısa bir süre sonra gerçekleşti.
Rus savaş uçakları, 16 Ekim’de İdlib kentinin dış mahallelerindeki bir kereste fabrikasına saldırarak aralarında bir çocuğun da bulunduğu 11 sivili öldürdü ve büyük bir katliama imza attı.
Bu olaydan sonra Rus savaş uçakları, İdlib ve Lazkiye kırsalındaki askeri ve sivil bölgelere onlarca hava saldırısı düzenlemeye devam etti.
Suriye’de İsrail Hava Saldırıları: 1 Asker Öldü, 7 Yaralı
İsrail, Suriye’nin başkenti Şam ve Humus yakınlarındaki askeri bölgeye hava saldırısı düzenledi. Saldırılar, Şam’ın merkezindeki Kafr Sousa mahallesini ve ülkenin batısındaki bir askeri tesisi hedef aldı.
Yetkililer, İsrail’in Şam ve Humus yakınlarında saldırılar gerçekleştirdiğini belirtirken, Suriye Savunma Bakanlığı, bu saldırılar sonucunda bir askerin öldüğünü, yedi kişinin ise yaralandığını açıkladı. Bakanlık, saldırıların “maddi hasara” yol açtığını ifade etti ancak detay vermedi.
Suriye devlet medyasına göre, günün erken saatlerinde İsrail’in Kafr Sousa’daki bir konuta yönelik saldırısı Şam’da patlamalara neden oldu. İsrail ise bu saldırılarla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Hava saldırıları, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Gazze’deki savaşı durdurma amacıyla bölgedeki görüşmelerde bulunduğu sırada gerçekleşti.
İsrail, son yıllarda Suriye’deki İran bağlantılı hedeflere yönelik saldırılarını arttırmış durumda. Geçtiğimiz Ekim ayından bu yana İsrail, Suriye’ye yönelik 220’den fazla hava saldırısı ve topçu ateşi gerçekleştirdi. En dikkat çekici saldırılardan biri, Nisan ayında İsrail savaş uçaklarının Şam’daki İran konsolosluğunu hedef alarak, İran Devrim Muhafızları’ndan yedi kişiyi öldürdüğü saldırıydı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, Suriye’nin “askeri, insani ve ekonomik bir krizin eşiğinde” olduğunu belirtti. Ayrıca, “Gazze ve Lübnan’daki çatışma yükselirken, Suriye de bu gerilimden etkileniyor,” ifadesini kullandı. Pedersen, “Bölgedeki çatışmaların Suriye’ye yayılmasından endişeliyiz” diyerek uyardı.
İsrail, uzun süredir Suriye’deki Hizbullah mevzilerine saldırılarda bulunuyor ve Lübnan’daki çatışmalar genişledikçe bu saldırılar artış gösteriyor. Pedersen, geçtiğimiz ay Şam merkezine düzenlenen hava saldırılarının son 13 yılın en kapsamlı saldırılarından biri olduğunu vurguladı.
Kilis’e Düşen Roketle İlgili MSB’den Açıklama

Dün Kilis yakınlarına düşen roketle ilgili sorulara yanıt veren Milli Savunma Bakanlığı Kaynakları, “Suriye’deki çatışmaların artmasıyla birlikte, Kilis’in 12 km güneydoğusuna bir roket düştü. Tehditleri yakından takip ediyor, gerekli tedbirleri alıyoruz.” dedi.
kaynaklar, “Suriye sahası hareketliliğin arttığı hassas bir dönemden geçmektedir. Dün akşam saatlerinde, 2 grup arasında çıkan çatışmada 1 roket Kilis’in 12 kilometre güneydoğusundaki hudut karakolumuzun sorumluluk alanı içerisindeki araziye düşmüştür. Sahadaki güçlerin faaliyetlerini ve harekat bölgelerimize yönelik tehditleri hassasiyetle takip ediyor, gerekli tedbirleri alıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Afrin Kırsalında Çatışmalar: Suqour Al-Shamal Tugayı ve Diğer Gruplar Arasında Gerginlik
Zeytin Dalı operasyon bölgesinde yer alan Afrin kırsalındaki Maabatlı ilçesine bağlı Kambruk köyünde, Suqour Al-Shamal Tugayı (Kuzey Şahinleri Tugayı) ile Al-Hamzah Tümeni ve Al-Sultan Süleyman Şah grupları arasında çıkan silahlı çatışmada bir grup üyesi hayatını kaybetti, bir diğeri ise yaralandı.
Bu çatışmalar, Suqour Al-Shamal Tugayı’nı dağıtma ve silahlarını ortak güce teslim etme girişimlerinin ardından gerçekleşti. Dün, ortak güçlerin Afrin kırsalındaki Bülbül nahiyesine bağlı Ali Karu köyünü ele geçirmesi, Maabatlı nahiyesindeki Kambruk cephe hattında meydana gelen şiddetli patlamalarla eşzamanlı oldu. Havan mermilerinin Kambruk köyüne düşmesi, kadınlar ve çocuklar arasında büyük bir panik oluşturdu.
Aynı zamanda, Afrin kırsalındaki Şiran ilçesine bağlı Kafr Jenna ve Qatma köylerinde, El-Cebha El-Şamiye ile Suqour Al-Shamal Tugayı ve Ortak Güçler ile El-Sultan Murad arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi. Kafr Jenna ve El-Gazaviye üslerinden harekete geçen ortak güçler, A’zaz ve Afrin arasındaki yolun kapanmasına yol açtı.
Müşterek Kuvvetler ve Sultan Murad Tümeni, Suqour Al-Shamal Tugayı karargahına saldırılarda bulundu.
ARKA PLAN
Suqour Al-Shamal Tugayı ( Kuzey Şahinleri Tugayı), Suriye İç Savaşı sırasında ortaya çıkan ve Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altında faaliyet gösteren bir silahlı muhalif gruptur. Grup, özellikle Zeytin Dalı Harekâtı gibi Türkiye’nin Afrin ve çevresindeki operasyonlarına katılmıştır.
Al-Hamzah Tümeni uriye İç Savaşı sırasında ortaya çıkan ve Türkiye tarafından desteklenen silahlı muhalif gruplardan biridir. Bu grup, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altında faaliyet göstermekte olup, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü askeri operasyonlarda önemli bir rol oynamaktadır.
Al-Sultan Süleyman Şah Tümeni, Suriye İç Savaşı sırasında kurulmuş ve Türkiye’nin desteklediği, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bünyesinde faaliyet gösteren bir silahlı muhalif gruptur. Grup, adını Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’nin dedesi olan Süleyman Şah’tan almıştır. Özellikle Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye’nin düzenlediği askeri operasyonlarda aktif rol oynamaktadır.
El-Sultan Murad Tümeni, Suriye İç Savaşı sırasında kurulmuş ve Türkiye tarafından desteklenen en önemli muhalif gruplardan biridir. Adını Osmanlı İmparatorluğu’nun ünlü padişahlarından Sultan Murad Hüdavendigar’dan alan bu grup, özellikle Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altında faaliyet göstermektedir. El-Sultan Murad Tümeni, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki askeri operasyonlarında aktif rol oynamış ve birçok çatışmada yer almıştır.
Suqour Al-Shamal Tugayı’nın Türkiye tarafından dağıtılma girişimleri olduğuna dair iddialar bulunmaktadır.Bu girişim, bölgedeki gruplar arasında yaşanan anlaşmazlıkları kontrol altına almak, Türkiye destekli grupların daha uyumlu bir şekilde hareket etmesini sağlamak ve güvenlik alanındaki etkinliği artırmak amacıyla gerçekleştirildiği tahmin edilmektedir.
Suqour Al-Shamal Tugayı ile Al-Hamzah Tümeni ve Al-Sultan Süleyman Şah grupları arasındaki çatışmalar, yerel çıkarların, bölgesel güç dengelerinin ve kaynak paylaşımı konusundaki anlaşmazlıkların bir yansımasıdır.
Suriye’deki Koalisyon Hedeflerine Yönelik Saldırılar Artıyor
Koniko gaz sahasındaki ABD üssüne yapılan saldırıların ortasında Koalisyon savaş uçakları, Deyrizor hava üssü yakınlarında İran destekli milislerin mevzilerini vurdu.
Uluslararası Koalisyon’a ait savaş uçakları, Deyrizor kırsalındaki Koniko gaz sahasında bulunan ABD üssünü hedef alan insansız hava aracı (İHA) saldırılarının ardından, Deyrizor hava üssü yakınlarındaki İran destekli milislere ait merkezleri vurdu.
Bu arada, uçaksavar sistemlerinin ilk turu engellediği yeni bir İHA saldırısı Koniko gaz sahasındaki ABD üssünü hedef aldı. Ancak, herhangi bir can kaybı rapor edilmedi.
İran destekli gruplar tarafından bilinmeyen bölgelerden fırlatılan insansız hava araçlarının üsse yönelik saldırılarının ardından, üste konuşlu ABD güçleri yüksek alarm durumuna geçirildi. Bir insansız hava aracı, üsse ulaşamadan düşürüldü.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) kaynakları, 14 Ekim’de Koniko’daki ABD üssünün İranlı milislerin Al-Mari’iya, Al-Jafra, Huwayjat Sakr ve Deyrizor Havaalanı’nın dış mahallelerindeki mevzilerine ağır topçu mermileri attığını bildirdi.
Bu arada, Koniko sahasındaki ABD üssünden Deyrizor kırsalındaki Morat Foqany Köyü’ne yapılan topçu ateşi sonucu aralarında bir kadın ve bir çocuğun da bulunduğu dört kişi yaralandı.
SOHR İran destekli milislerin 19 Ekim’den bu yana Suriye’nin farklı bölgelerindeki Koalisyon üslerine 148 saldırı gerçekleştirdiğini belgeledi.

Rus Güçleri, Golan Tepeleri’nde İran Destekli Milisler ve Hizbullah’a Karşı Gözlem Noktaları Kuruyor
Rusya, Suriye’nin güneyinde askeri gerilimi tırmandırmaktan kaçınmak amacıyla, Golan Tepeleri’ne komşu bölgelerde 17 gözlem noktasında konuşlandı. El Kuneytra, Dera ve Rif Dimaşk vilayetlerinde bu gözlem noktaları aracılığıyla bölgedeki askeri dengeyi sağlamak amaçlanıyor.
Rus güçleri, Suriye’nin Dera bölgesindeki stratejik öneme sahip Talt Al-Harah Tepesi’nde rejim güçleriyle birlikte konuşlandı. Bu hamlenin, İran Devrim Muhafızları veya Hizbullah unsurlarının bölgede bulunmadığından emin olma talebi üzerine yapıldığı bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre, Rus güçleri, bölgede İran destekli milisler ve Hizbullah’ın varlığını engellemek için gözetleme ve izleme operasyonları yürüttü. Ancak, 7 Ekim tarihinde Dera kırsalındaki Tel El-Hara’da konuşlu Rus askerlerinin ani bir kararla bölgeden çekildiği bildirildi. Nedenleri henüz bilinmeyen bu çekilme sırasında, teçhizatlar boşaltıldı ve Rus bayrağı indirildi.
Bu gelişme, İsrail’in birkaç gün önce El Kuneytra vilayeti ve işgal altındaki Suriye Golan’ı arasındaki sınırda gerçekleştirdiği askeri hareketlilik sonrasında geldi. İsrail, bölgeye tank ve askeri araç sevkiyatını artırmış durumda. Aynı zamanda, Suriye’nin güneyine gelen İranlı milisleri hedef alarak, mayın tarlalarının patlatılması gibi operasyonları hızlandırdı.
Rus güçleri, işgal altındaki Suriye toprağı Golan’a komşu bölgelerde gerilimi azaltmak için 17 gözlem noktası kurmaya devam ediyor. Bu gözlem noktaları, bölgede dengeyi sağlama amacı taşıyor ve potansiyel çatışmaları önlemek için stratejik önem taşıyor.

Koalisyon Güçleri Deyrizor’da İran Destekli Milislerle Çatışma Hattında
Amerikan güçleri ile İran destekli milisler arasında devam eden çatışmaların yoğunlaştığı Deyrizor kırsalında, bu sabah askeri hareketlilik yaşandı. “Uluslararası Koalisyon” güçlerine ait bir askeri konvoy, bölgedeki saha gelişmelerini izlemek amacıyla Koniko Gaz Fabrikası üssünden yola çıktı.
Konvoy, Deyrizor kırsalında fabrikalar bölgesine ve batıya doğru ilerleyen yedi zırhlı araçtan oluşuyor. Bu alanlar, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Uluslararası Koalisyon kontrolündeki bölgeler ile rejim güçleri ve İran destekli milisler arasında yer alan çatışma hattını oluşturuyor.
Dün, ABD’nin Deyrizor kırsalındaki Koniko Gaz Sahası’nda bulunan üssü, “yedi köyde” rejim güçleri ve İran destekli milis mevzilerine saldırdı. Ancak herhangi bir can kaybı rapor edilmedi. Bu saldırı, Koalisyona ait iki insansız hava aracının bölgedeki askeri hareketlilikleri izlediği esnada gerçekleşti.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) kaynaklarına göre, Deyrizor kırsalındaki askeri güçler, bölgedeki kaosu kullanarak Fırat Nehri’nin batısındaki kontrol haritasını Suriye ve Irak sınırına kadar değiştirmek istiyor.
Rus Hava Saldırıları Suriye’de Yıkımı Derinleştiriyor
İdlib ve Halep kırsalında Rus hava saldırıları ve Esad güçlerinin topçu atışları sonucu 23 yaşındaki bir erkek hayatını kaybederken, aralarında iki çocuk ve iki kadının da bulunduğu sekiz kişi yaralandı.
Rus uçaklarının İdlib’in batısındaki Al-Kilani elektrik santraline düzenlediği saldırı sonucu çıkan yangın, bölgede ciddi hasara yol açtı. Elektrik santralinin devre dışı kalmasıyla çevredeki onlarca kasaba ve köy, içme suyundan mahrum kaldı.
Lazkiye’deki Kabina Tepeleri ve İdlib yakınlarındaki birkaç kasaba da dâhil olmak üzere birçok yeri hedef aldı. Özellikle yıkıcı saldırılardan biri İdlib vilayetindeki bir yetimhane olan Little Hearts School’un yakınına isabet etti ve çocuklar ve personel arasında paniğe yol açtı.
Hava saldırıları, Rus güçlerinin saldırılarını Esad’ın ordusu ve Hizbullah da dahil olmak üzere İran’a bağlı milislerle koordine ettiği anlaşılan kritik bir anda gerçekleşti. Bu gelişme, Moskova ve Tahran’ın ortak bir operasyon odası kurduğu ve Halep’in güney kırsalındaki stratejik Tel El-Eis tepesine asker yerleştirdiği yönündeki haberlerin ardından geldi.
Pazartesi günü yaşanan saldırılar, özellikle evler ve elektrik santralleri gibi sivil altyapıyı hedef aldı. Aynı gün, rejim güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG-YPG-PKK) tarafından Halep’teki sivil bölgelere 16 füze fırlatıldı; bu saldırıda ikisi çocuk olmak üzere sekiz kişi yaralandı.

Suriye Golan Sınırında İsrail’in Yeni Koridor Açma Çabaları
İsrail savaş uçakları, işgal altındaki Suriye Golan sınırı boyunca hava saldırısı düzenlemeksizin sık sık uçuş yapıyor.
Bu faaliyetler, İsrail güçlerinin sınır bölgelerini izleme ve özellikle drone saldırıları aracılığıyla Golan’a yönelik saldırı girişimlerini tespit etme çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
Ayrıca, İsrail güçleri Suriye topraklarına doğru yeni koridorlar açıyor; bu kapsamda Suriye topraklarına bir kilometreye kadar uzanan yeni yollar oluşturuyor, hendekler kazıyor ve sınır şeridi yakınında tahkimatlar kuruyorlar.
Bu faaliyetler, 22 Eylül’de El Kuneytra kırsalındaki El Kahtaniye kasabasının güneyinde mayın temizleme işlemleriyle başladı. Kara mayınlarının temizlenmesinden birkaç gün sonra, tanklar ve iş makineleriyle desteklenen bir İsrail askeri tugayı, Suriye topraklarına 300 metre kadar ilerledi.
Tugay, El Kuneytra’nın kuzeyindeki Jabata Al-Khashab kasabası yakınlarındaki Hursh Al-Shahar bölgesine konuşlandı. İsrail makineleri, Hodr kasabasından Jabata Al-Khashab kasabasına kadar uzanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanan “mavi çizgi”ye kadar dört metre genişliğinde bir hendek kazmaya başladı. Ayrıca, yeni gözlem noktaları da inşa edildi.
İki gün önce bir İsrail insansız hava aracı, El Kuneytra şehrinin doğu girişinde bulunan Al-Alam kavşağındaki bir hükümet binasına saldırdı. Bu saldırı, bir polisin ölümüne ve iki polisin yaralanmasına neden oldu.
Öte yandan, Rus güçleri bölgedeki varlıklarını güçlendirmeye devam ediyor. Son olarak, 25 Eylül’de Beir Ajam ve Bariqah kasabaları yakınlarında iki yeni karakol kuruldu ve böylece Rus gözlem noktalarının sayısı 17’ye ulaştı.
Bu gelişmeler, işgal altındaki Suriye Golan sınırına yakın askeri noktalarda konuşlu rejim güçlerinin hareketsiz kalması, Lübnan Hizbullahı’na bağlı grupların hareketlerinin engellenmesi ve Hizbullah ile İran destekli grupların İsrail-Suriye ateşkes hattına 15 kilometre mesafedeki bölgelere girişlerinin yasaklanmasıyla aynı döneme denk geliyor.

İsrail’in Suriye Saldırılarında Lübnan’a Yardım Taşıyan Kamyonlar Hedefte
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail’in Pazar günü Suriye’de düzenlediği hava saldırısında Lübnan’a insani yardım taşıyan kamyonların hedef alındığını ve üç yardım görevlisinin yaralandığını açıkladı.
Gözlemevi, İsrail savaş uçaklarının Humus’un güneyindeki İran’a ait bir otomobil fabrikasında bulunan, gıda ve tıbbi malzeme yüklü üç kamyonu hedef alan üç füze saldırısı düzenlediğini belirtti.
İngiltere merkezli gözlemevinin Suriye’deki kaynaklarına göre, saldırı sonucunda kamyonlar imha edildi ve üç yardım görevlisi yaralandı. Ayrıca, kamyonların İsrail saldırılarının yoğunlaştığı Lübnan’a insani yardım sağlamak amacıyla Irak’tan geçtiği bilgisi de verildi.
Geçen Cuma günü Lübnan, İsrail’in Suriye sınırına düzenlediği bir hava saldırısının, iki ülkeyi birbirine bağlayan ana uluslararası yolu kestiğini duyurdu.
İsrail, Hizbullah’ın müttefiki olan Suriye’den sınır ötesine silah taşındığını iddia ederek son günlerde sınır bölgesini defalarca hedef aldı. İsrail, 2011 yılında Suriye’de iç savaşın başlamasından bu yana, çoğunlukla İran destekli savaşçıları ve ordu mevzilerini hedef alan yüzlerce hava saldırısı gerçekleştirdi.
İsrailli yetkililer, münferit saldırılar hakkında nadiren yorum yaparken, İran’ın Suriye’deki varlığını genişletmesine izin vermeyeceklerini defalarca vurguladılar.
ABD’nin Suriye Operasyonlarında 37 Militan Öldürüldü
ABD ordusu, Pazar günü yaptığı açıklamada, Suriye’de DEAŞ ve El Kaide bağlantılı Hurras al-Deen grubuna bağlı 37 militanın düzenlenen iki saldırıda öldürüldüğünü duyurdu. Ölenler arasında iki üst düzey militanın da bulunduğu belirtildi.
ABD Merkez Komutanlığı, Salı günü Suriye’nin kuzeybatısında gerçekleştirilen hava saldırısında, Hurras al-Deen grubuna mensup üst düzey bir militanla birlikte sekiz kişinin daha hedef alındığını açıkladı. Üst düzey militanın askeri operasyonları denetlemekten sorumlu olduğu ifade edildi.
Ayrıca, 16 Eylül’de Suriye’nin orta kesimlerinde yer alan, açıklanmayan bir bölgede bulunan bir DEAŞ eğitim kampına geniş çaplı bir hava saldırısı düzenlendiği ve bu saldırıda en az dört Suriyeli liderin de dahil olduğu 28 militanın öldürüldüğü bildirildi.
Yapılan açıklamada, “Bu hava saldırısı, IŞİD’in ABD çıkarlarına, müttefiklerimize ve ortaklarımıza karşı operasyon yürütme kabiliyetini zayıflatacaktır” ifadesine yer verildi.
Suriye’de yaklaşık 900 ABD askeri bulunuyor ve bu güçler, Irak ve Suriye’yi etkisi altına alarak geniş toprakları kontrol eden aşırılık yanlısı IŞİD’in yeniden ortaya çıkmasını engellemeye yönelik çalışıyor.
ABD güçleri, Suriye’nin kuzeydoğusundaki kilit müttefikleri olan Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG-PKK/YPG) danışmanlık ve destek sağlıyor. Bu bölgeler, İran destekli militan grupların bulunduğu ve Irak ile stratejik öneme sahip sınır kapısının yakınlarındaki bölgelerden çok da uzak değil.
ARKA PLAN
Hurras al-Deen (Hurras al-Din), El Kaide bağlantılı bir silahlı grup olup, 2018 yılında Suriye’nin kuzeybatısında kuruldu. İsim anlamı olarak “Dinin Koruyucuları” anlamına gelir. Grup, Suriye’deki iç savaş sırasında El Kaide’nin dünya çapındaki ideolojik çizgisine bağlı kalarak faaliyet göstermiştir.
Hurras al-Deen, özellikle İdlib bölgesinde faaliyet göstermektedir.Grup, sayıca büyük bir güç olmasa da deneyimli savaşçılardan oluşur ve özellikle bombalı saldırılar, pusu ve gerilla taktiklerinde etkilidir. ABD ve müttefiklerinin Suriye’deki hava saldırılarında sıklıkla hedef alınmıştır.
Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) gibi diğer gruplarla zaman zaman gerilimler yaşasa da, HTŞ’ye karşı doğrudan bir askeri saldırı gerçekleştirmekten kaçınmıştır.